Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, İktidardan olan, olmayan belediye ayrımı yapmanın Türkiye’ye zarar vereceğini söyledi. Sözlü, "Gelişmiş demokrasilerde, ‘iktidar partisinin adayını seçerseniz, daha çok hizmet alırsınız’ söylemi bulunamaz." dedi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, 1. Çukurova Yapı Zirvesi’nde, çağdaş şehircilik, kentsel dönüşüm, yapılan planların uygulanabilmesi, estetik, mimari kaygı, belediye başkanlarının üzerindeki baskılar konularında açıklamalar yaptı.
Sheraton Oteli’nde gerçekleştirilen zirvede söz alan Hüseyin Sözlü, Adana’da son dönemde dünyanın ünlü şehir plancılarının, mimarlarının, konunun uzmanlarının konuşmacı olarak katıldığı toplantıların, sivil toplum kuruluşlarınca düzenlendiğini belirterek, tüm bunların çağdaş şehircilikle ilgili farkındalık yaratma açısından önemli olduğunu ifade etti.

'PLAN YAPMAK KOLAY, UYGULAMAK ZORDUR'

Türkiye’de şehirlerin sadece belediye başkanlarınca kurulduğunun zannedildiğini ifade eden Başkan Sözlü, "Bu doğru bir yaklaşım değil. Şehirleri belediye başkanları planlar ya da devam eden planların gelişmesini sağlar, uygular, uygulamaya çalışır. Şehir planlamak kağıt üzerinde kolaydır. Adayların kağıt üzerindeki planlarına baktığınızda, dünyanın en modern şehirlerini kurmak kolaymış gibi görünür. Ünlü şehir plancılarına da sorsanız, şehirlerin planlarını yapmak kolaydır fakat planları uygulamak zordur. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet’in ilk yıllarında konunun dünyaca ünlü isimlerine hazırlattığı ve uygulanmasını sağladığı planlar, 1940’lı yıllarının ortalarından itibaren kesintiye uğramadan günümüze kadar uygulansaydı, bugün şehircilik açısından Türkiye bambaşka bir yerde olurdu." dedi.

!ESTETİK BÜTÜNLÜK, MİMARİ KAYGI YOK'

Belediye başkanlarının yaptığı planların uygulanmasının sabır ve zaman istediğini kaydeden Başkan Sözlü, "Şehrin temel dinamiklerini tetikleyen insanlar, meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri, belediyeye baskı unsuru oluşturur ve yapılan planların uygulanması noktasında arzu edilenler hayata geçirilemeyebilir. Örneğin yapı müteahhitleri, ekonomik olarak kendi verimliliklerini devam ettirecek arsa stoklarında sorun yaşandığında belediyelere baskı unsuru oluştururlar ve o dönemin problemini kısa vadede çözmek için çalışırlar. Daha modern bir şehir oluşturma ve çağdaş şehircilik anlayışına uygun bir çalışma gerçekleştirme çabasına pek rastlanmaz bu aşamada. Adana’da 1 milyon liraya satılan apartman dairelerine, bunların dış cephelerine bakın. TOKİ’ni kullandığı yapı, izolasyon maddesi ve sıvanın kalitesi neyse, onda da odur. Boyama sistemiyle geometrik modeller ortaya çıkar. Adana’nın apartmanlarının estetik bütünü budur. Türkiye’nin genel ortalaması da budur. Pazarlanan; yapıların çevresi, ekonomik açıdan, sosyal açıdan statüsü yüksek bölgelerde olması gibi özelliklerdir. Onu da iyi pazarlarlar ve bu başarı sayılır. Oysa gerçekten estetik bütünlük açısından, mimari planlama açısından, mimari tarz açısından iddialı binayı göstersinler. Varsa Adana’da ‘şu bina’ desinler, tamam. Bunlar Türkiye’nin acı gerçekleri." diye konuştu.

Başkan Sözlü sözlerini şöyle tamamladı: "Kimse, tanıtım videoları için kentin en iyi yerlerinin çekimlerini yapıp, takvimlere, posterlere fotoğraflarını koyduğumuz 30-40 yer nedeniyle, şehirlerimizle övünmeye kalkmasın. Şehirlerimizin her noktasına ulaşmakta kendimiz bile zorluk çekerken, şehirlerin her tarafının övüneceğimiz, fotoğrafını çektiğimizde ‘İşte bu benim Adanam, benim şehrim’ diyebileceğimiz hale getirebilirsek bunu yapma hakkımız olur. Türkiye’de şehirleri rehabilite ederken, çağdaş şehircilik anlayışıyla şehirlerin önünü yeniden açma iddiasını ortaya koyarken, demokrasi ihtiyacını da göz ardı edemeyiz. İktidardan olan, olmayan belediye ayrımı yapmak Türkiye’ye zarar verir. Gelişmiş demokrasilerde, ‘iktidar partisinin adayını seçerseniz, daha çok hizmet alırsınız’ söylemi bulunamaz. Çağdaş şehirler, çağdaş demokrasilerin de yükseldiği yerlerdedir."