Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, "Ankara’ya da bir gazilik unvanı verilmesi lazım, 150’ye yakın şehit verildi ve Ankara bunu hak etti bence" dedi.
Bir televizyon programına katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gündeme ilişkin soruları cevapladı. ABD’de yaşanan başkanlık yarışından galip çıkan Donald Trump’a ilişkin görüşlerini Gökçek, şöyle aktardı:
"Seçilmesini bekliyordum. Trump’ın ardından Türkiye ile ilişiklerin değişmesini ümit ediyorum. Trump’ın açıklamalarının da bu yönde, ancak ABD’deki derin yapılanmanın buna müsaade edip etmeyeceğini bilmiyorum. Trump, Amerika için Recep Tayyip Erdoğan gibi bir figür olursa, dinlemez bunları. Ümit ediyorum olur. Bunu da zaman gösterecek” diye konuştu.
Gökçek, Hillary Clinton’u destekleyen Soros’un, tüm dünyadaki Gezi eylemlerini organize eden kişi olduğunu, ABD’deki eylemlerin arkasında da Soros olduğunu ifade ederek, Trump’ın bir takım tavizler verip, bu eylemlerin önüne geçebileceğini söyledi.
ABD seçimlerinde Clinton’ın 60 milyon dolar topladığını, bunun 2 milyon dolarının da doğrudan doğruya FETÖ’cülerden geldiğini belirten Gökçek, yasal miktar olan 2 bin 500 dolar bağışın ayrı ayrı FETÖ mensupları tarafından yapıldığını kaydederek bağış yapanların listesini gösterdi. FETÖ mensubu firari Adil Öksüz’ün halen Türkiye’de olduğu bu düşündüğünü de ifade eden Gökçek, “Biraz gayret edilirse yakalanır. Yüzde 99 kanaatim, bu yönde” değerlendirmesinde bulundu.
FETÖ’cülerin Beyaz Saray ile yakınlığını fotoğraflarla ortaya koyan Gökçek, yeni seçilen Trump’ın beyanatlarını da olumlu bulduğunu vurgulayarak, “Bir açıklaması var; ‘15 Temmuz darbe girişimi, Erdoğan sayesinde başarısızlığa uğradı’ şeklinde. Sayın Cumhurbaşkanımızı takdir eden ifadeler kullanıyor” şeklinde konuştu.
Gökçek, FETÖ lideri Gülen’in iade süreciyle ilgili olarak, “Çok sıkıştırılırsa oradan tüyüp gidecek. Gülen’in kaçabileceği ülkeler de Güney Afrika, Kanada, Mısır, Kırgızistan ve Arnavutluk olabilir. Gülen’in ABD’den çıkmasıyla birlikte, dünyadaki FETÖ yapılanması da ciddi bir çöküntüye girecek. Trump yanlıları, şu anda FETÖ’nün Türkiye’ye tesliminden yana gözüküyor. İnşallah bu laf askıda kalmaz” ifadelerini kullandı.
Gökçek, FETÖ’nün ABD yönetimiyle ilişkilerini belgeleyen video ve fotoğrafları da izleyenlerle paylaşarak, "Vatandaşlarımız şunu da bilmeli, maalesef FETÖ olayı, CIA arasından idare edilen bir kuruluştur. CIA teslim eder mi, etmez mi tartışması vardı. Kendisinin ortaya çıkartıp büyüttüğü FETÖ’yü Türkiye’ye teslim edecek olursa, tüm dünyadaki ajanlarını da kaybeder. Çünkü itibar kalmaz. Türkiye ile ABD arasındaki iade sürecinin büyük bir sıkıntıya dönüşmesi halinde ABD 2 seçenek arasında kalacak bunlar; yurtdışına kaçmasına izin vermek veya Gülen’in öldürülmesi olabilir. Düne kadar bunu söylemiyordum ama şimdi söylüyorum. Korkarım ki, şu anda CIA, FETO’nun Türkiye’ye sağ gelmesini istemez ama umarım ki Trump onu sağ olarak teslim eder. Biz de burada adaletin karşısına çıkartırız” dedi.
HDP’li vekillerin tutuklanmaları
Gökçek, HDP’li vekillerin, teröre destek ve yataklık yapmak gibi suçlardan tutuklanmalarına ilişkin soruya da önce CHP’nin ortaya koyduğu tavrı eleştirerek, şunları kaydetti:
"Hemen aleyhte bir kamuoyu meydana getirilmeye çalışıldı hem Türkiye’de, hem de dünyada. Şunun bilinmesi lazım; Selahattin Demirtaş ve milletvekili arkadaşlarının herhangi birinin durup dururken hapsi söz konusu değil. PKK ile işbirliği ve yataklıktan dolayı yargılanıyorlar. Hatta tahrik etmekten yargılanıyorlar. Yani savcılar, milletvekillerini durup dururken alıp içeri atmadılar."
HDP’li vekillerin, PKK’lı teröristlerin cenazelerine katıldığı veya terörist eylemlere yönelik yaptığı açıklamalarının gazete kupürlerini ve görüntülerini de izleten Gökçek, “Bu ifadeleri kullanan kişilerin masum birer milletvekili olduğu ve PKK ile iç içe olmadığını diyecek bir kişi ortaya çıkabilir mi? Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlar da bu konuda çok tepkili. Artık Güneydoğu’da PKK bitmiştir. Kalan teröristleriyle, bir takım işleri yapmaya çalışıyorlar. Devlet gücünü gösterdi ve bu gücü Kürt kardeşlerimiz gördü, devletinin yanında olmaya başladı. Bugün PKK’nın lider kadrosunun büyük ekseriyeti Ermeni’dir. Bunların Kürtlüğü falan kesinlikle yok. Terör örgütünün elebaşlarından olan Murat Karayılan’ın, kayyum atanan belediye başkanlarına tehdidinin arkasından, Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk, makam odasına bomba konulup patlatılarak şehit edildi. Bu ismi ben de Ankara’da bir yere vereceğim. Ona layık” açıklamasını yaptı.
Kayyum atanan belediyeler sayesinde bölge halkının hizmetle tanışacağının altını çizen Gökçek, “Biz de Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak 7-8 ilçeye yardımlar yapıyoruz. ‘Sizin ne işiniz var orada’ diyorlar ama Türkiye bir bütün, bunlar Doğu ve Güneydoğu’yu mahvettiler. Biz onların da kardeşimiz olduğunu göstermeye mahkumuz. Devletin bekası için bu yatırım ve yardımlarımız çok önemlidir” şeklinde konuştu.
"Yeni bir sol partiye ihtiyaç var"
Gökçek, CHP’li vekillerin, HDP’li vekillerin tutuklanmasıyla ilgili attıkları tweet’leri de göstererek, “CHP, artık Atatürk zamanındaki parti değil. Artık tamamen HDP’nin kuyruğuna takılmış, siyasetini ona göre yapan bir parti. CHP, Yenikapı Mitingi’ne halkın baskısı sonucu katılmak zorunda kaldı. ABD ve FETÖ’cü tehdidi gelince, adam fabrika ayarlarına döndü ve eskiyi aratır hale geldi. Millet de bunu tasvip etmeyecek ve seçimlerde bir darbe yiyecek. Sola yeni bir parti lazım. HDP yanlısı milletvekillerinden arındırılmış yeni bir sol partiye ihtiyaç var. Benim gibi CHP’liler de bunu düşünüyordur eminim. Kim olursa olsun, derli toplu sloganlarla çıkarsa, tutacağına inanıyorum. Başındaki adamın ciddi olması lazım. Muharrem (İnce) gibi birisi olursa olmaz. Akıllı uslu birisi olmalı. CHP böyle devam ederse, ilk seçimde barajı aşamaz. Türkiye artık bir sol partiye gebe. Atatürk sağ olsaydı, bunların hepsini sopayla kovalardı” değerlendirmesinde bulundu.
Gökçek, Deniz Baykal ile ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine de, "Ben Sayın Baykal’ı severim, o da beni sever. Sayın Baykal ile Kılıçdaroğlu’nu bir teraziye koyduğunuz zaman Baykal ağır basar ama son günlerde demeçlerine hayret ediyorum ve anlamakta müşkülat çekiyorum. Sayın Baykal’ı kimler, nereden sıkıştırdı öğrenmek istiyorum. ’7 Haziran’da uzlaşma olsaydı, darbe olmazdı’ demiş. Ben şunu biliyorum; Sayın Baykal, Sayın Cumhurbaşkanı’ndan gidip Meclis Başkanlığı’nı İstemişti. Bunu gayet iyi biliyorum. Sayın Cumhurbaşkanı da bunu vermedi. Bunun intikamını alıyor herhalde. Meclis Başkanı olsaydı ve CHP’yle de koalisyon kursaydık, AK Parti kalmazdı şu anda. Bir koalisyon yapılacaksa, MHP ile yapılması gerekir. Sayın Bahçeli, adı gibi devlet adamı. Devletin bekası söz konusu olduğunda, ağırlığını koyuyor. Her zaman da bu adımlarıyla kaybetmiyor, kazanıyor ve güçlenerek geliyor. Son zamanlarda da Anayasa değişikliği konusunda AK Parti ile işbirliği içine girecek. Daha önce ben, ‘Biz MHP ile koalisyon yapmalıyız, hatta seçimde ittifak bile yapmalıyız’ demiştim. Türkiye’de milli birlik ve beraberliğin, PKK ve FETÖ üzerinde de çok etkili olacağına inandığım için" diye konuştu.
"AB hikayesini kapatmamız lazım"
Avrupa Birliği’ne ilişkin de değerlendirmeleri sorulan Gökçek, “Anladık ki Avrupa bizimle, kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. Evlilik yapma gibi bir niyeti yok. İngiltere’den bir darbe aldı. Trump’ın da ciddi tavırları olursa ki öyle görünüyor ondan sonra Avrupa kendi derdine düşecek . Benim kanaatim de Cumhurbaşkanımız gibi halka soralım. Ben yüzde 70’lerde ‘hayır’ denileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bunu böyle yapıp, AB hikayesini kapatmamız lazım. ABD ve Avrupa ülkelerindeki Türkiye aleyhine propagandalarla ilgili bir çalışma yapılması gerekiyor. Bizim de çok ciddi bir propaganda yapmamız gerekiyor. Elemanlar yetiştirip, göndermemiz gerekiyor. 15 Temmuz olaylarıyla ilgili hazırlattığım videoyu yabancı gazetecilere izlettim ve brifing verdim, hepsi de olayın iç yüzünü burada öğrendi. Hazırlık yapıyorum, 15 Temmuz Ankara’yı tüm dünyaya yeniden göstereceğim. Bazı hanımlar fena olacaklar ama insanlar FETÖ nedir, bariz ve net olarak görecekler. Avrupa bunun tesirinde kalıyor, biraz daha çalışmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Gazetesi operasyonları
Cumhuriyet Gazetesi operasyonu ve eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile ilgili soru üzerine ise "Cumhuriyet Gazetesi, FETÖ tarafından ele geçirildi" diyen Gökçek, Zaman ve Cumhuriyet gazetelerinin aynı günlere ait benzer başlıkların yer aldığı gazete kupürlerini, izleyenlere gösterdi. Gazetenin PKK ile ilgili attığı övücü başlıkları da gösteren Gökçek, “Bu konuda gürültüyü koparanlar da maalesef CHP’liler" dedi.
“İdam geri gelsin” söylemlerine ilişkin de Gökçek, “Bence Sayın Cumhurbaşkanı idamı direkt imzalamamalı, referanduma gitmeli ve tüm dünya, ’Türkiye ne düşünüyor’ görmeli" şeklinde konuştu.
Twitter hesabından yaptığı anketi paylaşan Gökçek, rekor olarak nitelendirdiği katılım sayısının 24 bin 204 olduğunu bildirerek, anket sonucunda yüzde 80 oranında ’idam’ istendiğini, bu rakamın daha da artabileceğini söyledi.
Gökçek, terör suçlularının vatandaşlıktan çıkarılmasıyla ilgili olarak da FETÖ’cüler içerisinde belli cezaları yiyen kişilerin vatandaşlıktan atılması gerektiğini kaydetti.
"Ankara’ya ’gazilik’ unvanı verilmesi lazım"
15 Temmuz gecesi yaşadıklarını da aktaran Gökçek, o gece Ankara’da da bir destan yazıldığını, ardından Kazan’a ’kahramanlık’ unvanı verildiğini hatırlatarak, "Ankara’ya da bir gazilik unvanı verilmesi lazım. 150’ye yakın şehit verildi ve Ankara bunu hak etti bence. CHP lideri Kılıçdaroğlu, o gece havaalanının önünden tank geçmesi üzerine, İstanbul’da bir ilçe belediye başkanının evine giderek, oradan olayları takip ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, halkı meydanlara davet etmek yerine televizyon başında olayları izledi. 15 Temmuz’da Bağdat Caddesi’nde maalesef birçok CHP’linin tankları alkışladığını biliyoruz. Darbe olsun diye bekliyorlardı. Ancak, CHP’lilerin sağduyuluları da bizimle birlikte hareket edince, Kılıçdaroğlu mecburen bizim yanımızda oldu. Yenikapı Ruhu da bunun baskısıyla oldu. Sağduyulu olan hangi partili olursa olsun oradaydı" dedi.
Başkanlık sistemine ilişkin soru üzerine de Gökçek, "İnşallah başkanlık da olması lazım, olacak da zaten. Bizim belediyede uyguladığımız başkanlıktan çok farklı bir şey değil. Meclisten karar çıkmadan uygulayamam. TBMM’den karar çıkmadan da başkanın uygulama imkanı yok. Çift başlılık sıkıntılı. Bu yüzden başkanlık sistemi gelmeli" cevabını verdi.