İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Gülsen Uçarkuş "beklenilen depremin Kahramanmaraş'ın da içinde bulunduğu kollar üzerinde olacağını" söyledi.

2013 yılında İstanbul'da yapılan bir sempozyumda kürsüye çıkan bir deprem uzmanı profesör "Depremi konuşacaksak, asıl Kahramanmaraş'ı konuşmak gerekir" demişti. 

Yine 2012 yılında Pazarcık'ta meydana gelen 4.7 şiddetindeki depremin ardından bir açıklama yapan İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, şunları söyledi: “Kahramanmaraş ve civarında meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki deprem ciddiye alınmalıdır. Daha önce faaliyete başlayan bir bölge burası. Aktivite devam ediyordu ve bugün 4.7’ye kadar ulaştı. Doğu Anadolu Fay zonunun kenarında bir yer olduğu için bu deprem can sıkıcı. Orada son yıllarda bir tek 1971 depremi var. O bölgede ciddi bir sıkışma var. Doğu Anadolu zonunun enerjisi kendini göstermeye başladı. Oradaki aktivite, yakında fayın daha da hareketlenebileceğini gösteriyor. Bu bölgede büyüklüğü 7 üzerinde bir deprem olabilir. Belirtiler zamanın kısaldığını da gösteriyor. Yetkililer Doğu Anadolu Fayı’nı ve özellikle Kahramanmaraş bölgesini çok ciddi incelemeli.”

İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür de Kahramanmaraş’taki depremin ciddiye alınması görüşünde. Görür, “Maraş’ta deprem zinciri bir gün önce başlamış. 3.3, 3.7 gibi depremler olmuş, sonra 4.7’ye kadar yükseliyor. Maraş, Türkoğlu’nun doğusunda yer alıyor. Türkoğlu yöresi de Doğu Anadolu Fayı’nın en tehlikeli görüldüğü ve büyük deprem beklenen bir fay. Uzun zamandır suskun. Yer bilimciler açısından endişe veren bir suskunluk bu. Dün 4.7 gibi ‘küçük bir deprem’ kaydedilse de, endişeleri artırdı. Bu deprem zinciri bölgede gerilmenin ve enerji birikiminin devam ettiğini de gösteriyor. Bu bölgede deprem riski yüksektir, büyük şiddette deprem beklenir. Yetkililerin her türlü afet ve risk yönetimiyle, kentin yapı stoğuyla ilgili zaafiyetleri bir an önce gidermesi gerekir” diye konuştu.

İSTANBUL DEPREMİ SONRASI İSİM VERMEDEN YENİDEN GÜNDEMDE

İstanbul Teknik Üniversitesince, (İTÜ) 17 Ağustos 1999’da meydana gelen Marmara Depremi’nin 20. yılında düzenlenen uluslararası deprem sempozyumu başladı.

Sempozyuma ilişkin basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Uçarkuş, amaçlarının Marmara Denizi’nde çalışan yerli ve yabancı bilim insanlarının 20 yıldaki bu çalışmalardan elde edilenleri ortaya koymak olduğunu söyledi.

AFAD ve Kandilli Rasathanesi son depremler listesi: Bugün nerede deprem oldu?

Uçarkuş, 26 Eylül’de Silivri açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremin ardından yine tüm dikkatlerin Marmara Denizi’ne yöneldiğini ifade ederek, 20 yıllık süreçte yerli ve yabancı bilim insanlarıyla gayretlerini birleştirdiklerini ve bu konuda araştırmalar yürüttüklerini anlattı.

Uçarkuş, “Şu an Adalar’ın güneyi, Silivri aktivitesinin olduğu Kumburgaz fay kolu, üzerinde bir süredir aktivite olmadığı için kırılmasını beklediğimiz fay parçasıdır. Bu kısımlar üzerine dikkatle eğiliyoruz ve beklediğimiz deprem bu kollar üzerinde olacak” diye konuştu.

Dünyanın hiçbir yerinde depreme ilişkin tarih verilemeyeceğini dile getiren Uçarkuş, “Kuzey Anadolu Fayı’nda 1939’dan beri 3 ay ile 30 yıl arasında bir yer kırılıyor, sonra öbür yeri kırıyor. Bizim 8 depremimiz var böyle doğudan batıya göç eden. Bu göçün son depremi 99 depremleri. 3 ay ile 30 yıl arasında yine Marmara Denizi’nin içinde diğer kısmının kırılmasını bekliyoruz. Ama bu yüzde 65’lik bir yüzdeyle verilmişti o zaman. Şimdi 20 yılı geride bıraktık, bu 20 yılın sonunda uzun zamandır deprem olmamış, bir 5,8’lik bir aktivite oldu Kumburgaz fay kol üzerinde. Dolayısıyla buna dikkat çektik. Bunların hepsini bu bilimsel çalıştayda değerlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

Son dakika... İstanbul depreminden günler sonra California'da şiddetli deprem

“TÜRKİYE OLARAK TEKNOLOJİMİZİ DE ARTIRDIK”

Gülsen Uçarkuş, Türkiye’nin bu konudaki teknolojik alt yapısına da değinerek, “Biz şu an Türkiye olarak teknolojimizi de artırdık. Ulaşamayacağımız bir şey olduğunu zannetmiyorum” dedi.

Bir gazetecinin sorusu üzerine, küçük büyüklükteki depremlerin, oluşacak depremde enerji düşürüp düşürmediğine yönelik tartışmalara da değinen Uçarkuş, “5,8’in enerjisiyle 7,2’nin arasında 20-25 fark var oluyor. Dolayısıyla. 5,8’lik bir deprem kendi çapında bir enerji boşaltsa da fayın uzunluğu belli ve o fay kırıldığı zaman çıkacağı büyüklük de belli olduğu için onu boşaltmış olarak algılanmıyor bizim için. 5,8’lik depremle ilgili çalışmalar devam ediyor. Bununla kesin bir sonuç söyleyemeyiz. Ama bu kırılmasını ve uzun zamandır da sessiz olan bu fayın üzerinde olduğu için şimdi dikkatimizi bu alana verdik” değerlendirmesinde bulundu.