Almanya Federal Adalet Bakanı Maas, Müslümanlarla ilgili önemli mesajlar verdi. “Dini cemaatler hukukumuzun imkânları İslamiyet’e de açıktır.” diyen Maas, “Özgürlük her daim özgürlüktür. Bazı dinlerin devlet tarafından kayrılması özgürlüklerle çelişir.” çıkışıyla İslam dininin eşit muamele görmesi gerektiğinin altını çizdi.

Almanya’da İslamiyet’in Hıristiyanlık ve Musevilikle eşit statüye getirilerek Müslüman cemaatlerin kamu tüzel kişiliği hakkına sahip Katolik, Protestan ve Yahudi cemaatleriyle aynı haklardan yararlanmaları için hukuki olarak da tanınmaları yönünde görüş bildiren siyasette etkili kişi ve kuruluşların sayısı artmaya devam ediyor.

Federal Adalet Bakanı Heiko Maas’ın Müslümanları destekleyen son açıklamaları da cemaatleri umutlandırdı. Sosyal Demokrat Partili (SPD) Bakan Maas, “Dini cemaatler hukukumuzun imkânları İslamiyet’e de açıktır. Üniversitelerimizde İslam ilahiyatçıların eğitimlerini düzenleyen devlet anlaşmaları, İslam’ın toplumumuzdaki yerini güçlendirmek için önemli adım olabilir. Eğer İslamiyet Almanya’da kamu tüzel kişiliği ile organize olabilse ve merkezi mercileri de olabilseydi, -eleştirisel kamuoyu ve kendi saflarında bulunan bazı kafası karışıkların karşısında- (Müslümanlar) aşırı dincilere karşı da daha fazla bir otoriteyle aralarını sınırla ayırabilirdi.” dedi.

Dini özgürlükler ve dinlere eşit muamele konularında Spiegel Dergisi için bir makale yazan Federal Adalet Bakanı Heiko Maas, öğretmenlere uygulanan başörtüsü yasağının Federal Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesini de desteklediğini söyledi. Maas, “Dini konularda iki sınıflı rejim uygulamaları getirilmesini doğru bulmuyorum.” diye konuştu. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’ndeki eski hükümetin okul yasasında rahibelerin örtüleri ve Yahudi kipasına izin verip Müslüman bayan öğretmenlerin başörtülerini yasaklamasını eleştiren Heiko Maas, ilgili yasağı çifte standart olarak değerlendirdi.

Maas, “Özgürlük her daim özgürlüktür. Bazı dinlerin devlet tarafından kayrılması özgürlüklerle çelişir.” tepkisinde bulundu.

“BAŞÖRTÜSÜ DE MİNARE DE ANAYASAYA AYKIRI DEĞİLDİR”

Açıklamalarının devamında “ülke nüfusunun üçte birinin inançsız olduğuna, 4 milyon Müslüman nüfusa sahip olunduğuna, gittikçe büyüyen Yahudi cemaatine” dikkat çekerek “Çeşitlilikle özgürce birlikte yaşamın Almanya’nın büyük bir kazanımı” olduğunu ifade eden Heiko Maas şunları kaydetti: “Benim için şu çok önemlidir; çeşitlilik özgürlüğün sembolüdür. Başörtülü Müslüman bir bayan, kipalı genç bir adam, şehir resminin içinde bir minare… Tüm bunlar anayasayla çelişen şeyler değildir, bilakis aynı kilise çanlarının sesi gibi yaşanan din özgürlüğüdür.”

“DİNE TAMAMEN KARŞI OLANLAR BAZEN DİNDARLARDAN DAHA AZ HOŞGÖRÜLÜ OLUYORLAR”

“Akla ve rasyonalizme atıfta bulunarak dine tamamen karşı çıkan bazı insanların dindarlara karşı sergiledikleri hoşgörüsüzlükleri” eleştiren sosyal demokrat Bakan Maas “Bazen bu insanların dindarlara kıyasla daha az hoşgörülü olduklarını” söyledi. Maas, “Anayasamızda yer alan negatif din özgürlüğü herkese inanmama özgürlüğünü verir. Ancak kimseye başkalarının dinlerini yaşamalarını görmeme veya bunları duymak istememe hakkını tanımaz. Nasıl ki birbirinden ayrılan fikirler veya birbiriyle rekabet içinde olan partiler çoğulcu bir devlete aitse, farklı inançlardaki insanların dinlerini yaşamaları da bu devlete aittir.” diye konuştu.

“DİNİ KAMUDAN DIŞLAMAK OLMAZ”

İslam karşıtı düşünceleri eleştiren Heiko Maas tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Genel olarak dinlere karşı ve özellikle de İslam’a karşı kuşkular bazılarını laikliği beğenmeye sevk ediyor. Bunların mantıkları ise şu: İslamiyet Kiliselerle eşit hakları elde etmeden Kilise vergileri, din dersleri ve dini tatil günleri tamamen yasaklanmalıdır. Kamudan dinin tamamen dışlanmasıyla dinlerin ancak bu şekilde hoşgörü içinde birlikte yaşamalarının teşvik edilebileceğine inanmayı gerçekçi bulmuyorum.”

Ayrıca, “Barış içinde birlikte yaşam için kanun değişikliklerine değil, bilakis faziletlere ihtiyacımız var.” diyen Federal Adalet Bakanı Heiko Maas, “İnanmadığımız ve reddettiğimiz dinlere de saygı duyulmasına ihtiyaç var.” dedi.