Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK), Bank Asya’nın yönetim kurulunu belirleyen imtiyazlı payın yüzde 63’lük bölümünün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından kullanılması kararına, ekonomistler büyük tepki gösterdi. Hükümetin Bank Asya’ya karşı başlattığı operasyonun Türkiye’ye gelecek yabancı yatırımcıları olumsuz etkileceği belirtildi. Ekonomistler, özel bankaya karşı yapılan siyasi operasyonun sadece bankaya değil, tüm ülkeye büyük zarar verebileceğini ifade etti.

ABD’nin Georgia eyaletindeki Valdosta Devlet Üniversitesi Finans Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr Elvan Aktaş, Bank Asya’ya yapılan operasyonun ancak dikta rejimleri ve 3. dünya ülkelerinde görülebileceğini söyledi. “Normal şartlar altında bir bankanın kendi kendine batmasının bile, o ülkenin gerekli denetimleri yeteri derecede yapamadığını gösterir” diyen Aktaş, “Bu sadece Bank Asya’ya yapılan bir operasyon değildir. Herhangi bir yatırımın siyasi olarak engellenmesi demektir. Ancak dikta rejimlerinde görülebilecek bir durumdur.” dedi. Türkiye’ye uzun zamandır, yabancı yatırımın gelmediğine dikkat çeken Aktaş “Siz bir bankayı batırmak istiyorsanız, devlet mekanizmasında sıkıntılar var demektir. Ekonomideki dengeler bozulur. Kredi alarak yatırım yapanlar, daha fazla faiz ödemek zorunda kalir. İnsanların cebinden çıkacak masraf daha da artar. Yani bu durum sadece bankayı değil, AKP’lileri de olumsuz etkiler.”diye konuştu.

Mevduat sahiplerinın parasını Bank Asya’dan çekmedikleri takdirde, bankaya teknik olarak el konulamayacağını belirten Doç. Dr Aktaş bu durumun geçici olduğunu savundu.

Vatandaş, yarın geçmişte olduğu gibi, bankaya para yatırmaya koşarsa, bu siyasi operasyonu yapanların bir kez daha dünyaya rezil olacağını kaydeden Aktaş,
Bank Asya’nın, zaten son zamanlarda en fazla teftiş geçirip temiz çıkan bir banka olduğunu vurguladı.

Quinnipiac Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Kılıç, operasyonun zaten sıkıntılı bir dönemden geçen Türkiye ekonomisini daha fazla zorluklara iteceğini belirtti. Türkiye’nin en güçlü bankası hakkında bu tür algı operasyonlarının tüm bankaların mevduat sahiplerinde korku oluşturacağını kaydeden Prof. Dr. Kılıç “Tüm Türk bankalarının bu ortamda riski yükseleceği için dışardan borç bulması zorlaşır. Bulsa dahi çok yüksek faizlerle borçlanmak zorunda kalabilir.” dedi. Bankacılık sektörünün, kapitalist sistemin en önemli ayağı olduğunu ve tamamen insanların paralarını geri alabilme güveni üzerinde durduğunu kaydeden Kılıç Türkiye’de yapılmak istenenler bütün bankacılık sisteminin düzeltilmesi seneler alabilecek bir güven dar boğazına sokabileceği uyarısında bulundu.