Avrupa Birliği (AB) Bakanı Volkan Bozkır, Türkiye’de en fazla okunan beş gazetenin hükümete karşı muhalefetin yanında yer aldığını söyledi. Üç köşe yazarından ikisinin düzenli olarak hükümet politikalarına muhalefet ettiğini kaydeden Bozkır, Batı’nın basın özgürlüğü konusundaki eleştirilerin haksız olduğunu savundu. Bozkır, "Türkiye’de böylesine özgür ve canlı bir tartışma ortamı karşısında otoriterliğin arttığı iddiaları herhangi bir değer taşımıyor." dedi.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Project Syndicate’e yazdığı makalede Türkiye ile AB arasında yürütülen üyelik müzakeresi çerçevesindeki tartışmaları ele aldı. Yazısında sıkça eleştirilen Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü ile Türkiye’nin jeopolitik konumuna da değinen Bozkır, "Cesur adımlarına rağmen Türkiye sıkça haksız kritiğe tabii tutuldu." ifadesini kullandı. Türkiye’nin coğrafyasında bir barış ve demokrasi adası olduğunu kaydeden Bozkır, bölgesindeki kargaşalara rağmen Türkiye’nin bir barış, demokrasi, güvenlik ve istikrar adasını temsil ettiğini belirtti. Bozkır, yazısında şunları dile getirdi: "Doğusunda politik kararsızlıklar, iç savaşlar ve terörizm varken batı komşularında neredeyse Büyük Buhran’a (1929 Dünya Ekonomik Bunalımı) eş değer ekonomik bir krizden çıkmakta zorlanıyor. Bütün bu huzursuzlukların tam ortasında Türkiye barış, demokrasi, güvenlik ve istikrar adacağını temsil ediyor. Bu, katılım görüşmelerin halihazırdaki felç hali dikkate alındığında AB’nin her daim akılda tutması gereken bir şey."

'TÜRKİYE, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA HAKSIZ KRİTİĞE TABİİ TUTULDU'

Hükümetin geçen on yılda sosyal ve ekonomik dönüşümü sayesinde milyonlarca vatandaşın orta sınıfa yükseldiğini ifade eden Bozkır, güncel bir Dünya Bankası raporunda Türkiye’de fakirliğin yüzde 50’den fazla oranda azaldığına, sağlık ve yükseköğretime ulaşımda imkânların genişlediğine dikkat çekildiğini aktardı.

"Türkiye, demokrasi ve insan hakları ile özgürlükler konularında büyük bir çaba içine girmiştir. Geçtiğimiz 12 yılda Türkiye farklı alanlarda AB standartlarına erişmek için 2 binden fazla yasa kabul etti." diyen Bozkır, şöyle devam etti: "Bütün bu cesur adımlarına rağmen Türkiye sıkça haksızca kritiğe tabii tutuldu. Özellikle basın özgürlüğü konusunda. Gazetecileri Koruma Komitesi’nin cezaevinde olduğunu söylediği yedi gazeteciden ikisi zaten özgür kalmış. Diğer beş basın mensubuna bakıldığında bunların hiçbiri gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu değil. Farklı suçlarla karşı karşıya bulunuyorlar, bunlar arasında silahlı cinayet, banka soygunu, polis karakolu bombalama var. Hukukun üstünlüğünün hâkim olduğu tüm demokrasilerde olduğu gibi gazetecilik dâhil özel bir mesleğin içinde bulunmak bu tarz ciddi suç isnatlarından bağışık olmayı gerektirmez."

'KÖŞE YAZARLARINDAN ÜÇTE İKİSİ HÜKÜMETE DÜZENLİ OLARAK MUHALEFET EDİYOR'

Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün Anayasa ve kanunlarla teminat altına alındığını savunan Bozkır, "Son 13 yılda Türk hükümeti ifade hürriyetinin ana teminatı olduğunu, özellikle de yaptığı yargı reformları aracılığıyla kanıtladı." değerlendirmesinde bulundu.

Bozkır, "Ayrıca Türkiye’de günlük tirajı 5 milyonu bulan, yaklaşık 7 bin gazete ve derginin yayımlandığı gözden kaçmamalı. Ülkenin en fazla okunan beş gazeteden dördü hükümete karşı muhalefetin yanında yer alıyor. Gazetelerdeki köşe yazarlarından aşağı yukarı üçte ikisi hükümetin politikalarına düzenli bir şekilde muhalefet ediyor. Ayrıca her akşam, Türkiye’nin 18 ulusal televizyon kanalı geniş bir yelpazede yaklaşık 100 konuğun görüşlerine yer veriyor." ifadelerine yer verdi.

'TÜRKİYE’DE OTORİTERLİK ARTMAZ'

Yayımlanan makalede "Türkiye’de böylesine özgür ve canlı bir günlük tartışma ortamı karşısında otoriterliğin arttığı iddiaları herhangi bir değer taşımıyor.” diyen Bozkır, Türkiye’nin Kopenhag Kriterleri’nden uzaklaştığı eleştirilerinin ise söz konusu olmadığını savundu.