Aktif Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Sefa Zor, Fatih Ortaokulu´na ait sınıfların bir kısmının İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerine tahsis edilmesine ilişkin yaptıkları basın açıklamasının ‘İmam Hatip Okulu’ karşıtlığı gibi gösterilmesine tepki gösterdi. Zor, "Verilen tepki plansızlığa, okuldaki diğer öğrencilerin ve öğretmenlerin mağduriyetiyle ilgiliydi." dedi.

Samsun Fatih Orta Okulu için 4 sendikanın bir araya gelerek Canik İlçesi sınırları içerisindeki Fatih Ortaokulu´na ait sınıfların bir kısmının İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerine tahsis edilmesine bir basın açıklamasıyla tepki göstermişti. Meslektaşlarının haklarının korunması için okul önünde yapılan basın açıklamasına katılan Aktif Eğitim Sen’i, bazı sendikaların şube yöneticilerinin 'İmam Hatip' düşmanıymış gibi göstermeye çalışması tepki çekti.

Başkan Sefa Zor, konuya ilişkin sendikanın resmi internet sitesinden bir açıklama yaptı. Zor, şunları kaydetti: “Geçenlerde Büyükşehir statüsündeki Samsun ilimizde, farklı ideolojilere, farklı düşüncelere sahip ama ülkeleri için güzel işler yapma idealinde olan içinde Aktif Eğitim Sen´in de bulunduğu 4 sendika il şube başkanları bir araya gelerek Canik İlçesi sınırları içerisindeki Fatih Ortaokulu´na ait sınıfların bir kısmının İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerine tahsis edilmesine bir basın açıklamasıyla tepki gösterdiler. Peki, bu tahsis edilme işine dört sendika neden tepki gösterdi? Bazı sınıfların İmam Hatip Ortaokuluna tahsis edilmesiyle sınıf sayısı azalan Fatih Ortaokulundaki sınıf başına düşen öğrenci sayısının artmasına ve böylece eğitim-öğretim kalitesinin düşmesine; okul kütüphanesinin, laboratuvarının kapanmasına; sınıf sayısının azalmasıyla birlikte mevcut öğretmen normunun düşmesi sonucu norm fazlası olacak öğretmenlerin sıkıntı çekmelerine; ‘Kervan yolda düzelir’ mantığında olan ve plansız iş yapan Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü´ndeki ve Canik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü´ndeki sorumlulara tepki gösterdiler. O zaman farklı düşüncelere sahip bu sendikaları bir araya getiren neydi? Tepki gösterdikleri doğrulardı.

Sendikaların ortak tepkisinden çok rahatsız olan, sayıca diğer eğitim sendikalarından üstün olan, sayıca üstün olmaları nedeniyle memurların hükümetle yaptıkları zam pazarlığında yetkili sendika olan ama yaptıkları pazarlıkların memurun aleyhinde olduğu anlaşılan ve eski başkanlarının şu anki mecliste 13 yıldır ülkeyi yöneten AKP´den milletvekili olduğu sendikanın bazı şube başkanları bu haberi görünce bir yazı yazarak plansızlığa yapılan bu tepkiye ‘sendikaların ortak İHL düşmanlığı’ diye kendi çapında bir teşhis koymuşlar. Bu teşhis koyan bu kişiler, acaba İmam Hatip Okulları´nın yetiştireceği öğrencilere kazandıracağı özellikler var mı? Hep beraber bakalım; bu kişiler, eğitim camiasında bulunanların ‘sendikalar bir araya gelseniz önemli kazanımlar elde edersiniz, şu kavgaları bırakın da hep beraber hakkımızı savunun’ düşüncesini ütopya yani gerçekleştirilmesi imkânsız olarak görüyormuş. Ama bu ütopya gerçekleşti. 4 sendika bir araya gelerek yapılan yanlışlara, plansızlığa, öğrenci ve öğretmenlerin mağduriyetlerine ortak tepki gösterdiler. Hatta bu kişinin şube başkanlığı yaptığı sendikanın üyeleri de norm fazlası olup mağdur olmuşlardır. Haliyle haklarını arayacak kimse olmadığından bu öğretmenlerimiz de bu basın açıklamasında diğer öğretmenlerle beraber doğrularda birlik oldular. Kur´an-ı Kerim`de ‘Emrolunduğun gibi dosdoğru ol’ ayeti var. Peki, sen ve senin sendikan bu doğruda niye yoktu?

Bu kişiler, okudukları haberden sendikaların bir araya gelip tepki göstermesinin nedenini ‘İmam Hatip Okulu’ karşıtlığı olarak anlamış. Hâlbuki verilen tepki plansızlığa, okuldaki diğer öğrencilerin ve öğretmenlerin mağduriyetiyle ilgiliydi. Hiç bir sendika İmam Hatip Okulu istemiyoruz diye bir tepkide bulunmadı. Yani bu sendika şube başkanı yalan söyledi, iftira attı. Ayrıca sınıfların İmam Hatip Okulu öğrencilerine tahsis edilmesiyle öğrenci ve öğretmenlerin mağdur olması dinimize göre kul hakkına girmez mi? Rahat bir eğitim almaları için sınıf tahsis edilen İmam Hatip Okulu öğrencisi Müslüman da diğer mağdur öğrenci ve öğretmenler başka dinden mi? Bu kişiler, iki sendikayı (?) İmam Hatip Okullarına karşı olmakla, diğer iki sendikayı da (?) bu okullara karşı olanların taşeronluğunu yapmakla suçlayarak bir Müslüman toplum içerisine kin ve nefret tohumları atmıştır. Kin ve nefret dinimizde var mı?

Bu kişiler, tepki veren dört sendikayı üye sayısı itibariyle kendi sendikalarından az olduğunu vurgulayarak kibir ve gururunu ortaya koymuştur. Kibir ve gurur dinimizde hoş karşılanmayan davranışlardandır. Kibir ve gurur insanın esas düşmanı şeytanın özelliklerindendir. Ayrıca sayıca fazla olanın her konuda haklı olduğu anlamına gelmez. Mesela; Dünya üzerinde 7 milyar insan var ve bunların 1,5 milyarı Müslüman. Müslüman olmayan ve Müslümanlara düşman bir grup çıkıp 'Dünyadaki bütün olumsuz olayların arkasında Müslümanlar var. İnanmıyorsanız referandum yapalım' dese ve sayıca daha az olan Müslümanlar bu referandumu kaybetse bu durum Müslümanların haksızlığını mı gösterir? Bizler Aktif Eğitim-Sen olarak sayıca üstün olup yanlışlığı savunan, iftira eden, topluma kin ve nefret tohumları eken, haksızlık karşısında susan bir sendika olmaktansa sayıca az olduğu halde Kur´an-ı Kerim de ‘Emrolunduğun gibi dosdoğru ol’ ayetinde geçtiği gibi doğruları savunan bir sendika olmayı yeğleriz.
Bu kişiler, 4 sendikanın tepki gösterdiği okul dönüşümünü ve bina yetersizliğini küçümseyip kolayca çözülebilecek geçici problem demiş.

Günaydın! Bu problemler yıllardır sürüyor ama sen ve senin sendikan bu durumu yeni mi öğrendi? Yoksa birileri size bu ve diğer olumsuzlukları görmeyin mi dedi? Sizler yetkili sendika olarak bu konulara ne zaman tepki gösterdiniz? Okul dönüşümü, bina yetersizliği, atanamayan öğretmenler, öğretmenlerin özlük hakları, sürekli değişen müfredat, okulda şiddet, çocuklarımızda ve gençlerimizde artan madde bağımlılığı, öğrenci seçme sınavları, KPSS puanı ve liyakati olmayıp yakınları sayesinde devlet memuru olma veya yükselme, devleti ve toplumu kemiren yolsuzluk ve rüşvet konusunda diğer sendikalarla ne zaman bir işbirliği yapmak istediniz de diğer sendikalar size olumsuz bir cevap verdi?

Bu kişiler yazdığı yazıda kendi çapında güncel siyasi mesajlar vermeyi de ihmal etmemiş. Bir siyasi partinin kullandığı argümanları kullanmaktan da çekinmemiş. Acaba bu kişi, toplumumuz için önemli bir kavram olan İHL okullarının adını, para istemeyi meslek haline getiren ve Allah rızası için diyerek vicdanları kandırarak insanların paralarını alan dilenciler misali İHL okullarını önemseyen insanların sırtlarına basarak bir yerlere gelmeyi mi ümit ediyor? Yoksa daha önceki genel başkanının yolundan giderek ümit ettiği erken bir seçimde milletvekili adayı mı olmak istiyor? Unutulmamalı ki İmam Hatip Okulları birilerinin değil toplumundur. Kimse onları arka bahçe olarak görüp sömürmemelidir. Kişisel ve bencil çıkarlar uğruna İmam Hatip Okullarının arkasına saklanmamalı, onlara kendi kindarlıklarını aşılamamalı, özellikle bu okulların öğrencileri olması gerektiği gibi dindar yetiştirilmelidir.

Herkes şunu bilmelidir ki Aktif Eğitim-Sen kurulduğu ilk günden itibaren günün sendikası değil hakikatin sendikası oldu, oluyor ve olmaya devam edecektir. Allah dinimizi ve toplumsal değerlerimizi çıkarları için kullananlardan korusun.”