Üzümün merkezi Manisa’da, geçen nisan ayındaki don olaylarının ardından haziranda yağan dolu, bağlarda büyük zarara sebep oldu. Bu sene üzümde rekoltenin düşük olması bekleniyor. Don olayı ve doludan zarar gören bağlarda, ekoloji ve iklim olaylarından dolayı hasat da geçen yıllara göre 10 gün geç başladı. Bütün bu olumsuzluklar, üreticinin yüzünü fiyatlarda da güldürmedi. Bundan sonraki fiyatlar, tamamen üzümün rekoltesine ve yurtdışındaki arz talep dengesine bağlı. Manisa'da rekolte çalışmaları ise temmuz sonu itibariyle başlayacak.

Manisa Bağcılık ve Araştırma İstasyonu Müdürü Akay Ünal, ilde ve Ege Bölgesi genelinde üzüm hasadının başladığını bildirdi. Bu yıl 10 gün kalındığını belirten Akay, “Özellikle haziran ayında yağışlı geçen periyodun, üzüm çeşitlerinin olgunlaşmasına direkt etkisi oldu. Bu da bizim ana çeşidimiz olan erken çekirdeksiz üzümün hasadını geciktirdi.” dedi. Müdürlük olarak yeni üzüm çeşitleri üzerinde çalıştıklarını aktaran Ünal, “Bu kapsamda 13 bin adet fert üzerinde, yeni çeşit geliştirme çalışmaları yapıyoruz. Ön çalışmalar sonucunda 102 çeşit aday adayını bu fertler içerisinden seçip geniş parsellere aktardık. Bunlardan da beş tanesini tescile sunduk. Tescil aşaması devam ediyor. İçinde bulunduğumuz sezon erkenci üzüm sezonu olduğu için bundan erkenci olan üzüm çeşidi aday adaylarımız da olgunlaşmaya başladı.” diye konuştu.

Türkiye’de ticari olarak yetiştirilen en erkenci üzüm çeşidinin, Trakya İlkeren üzüm olduğunu belirten Müdür Ünal, “Bizim yeni çeşitlerimizin, Trakya İlkeren üzüm çeşidinden hem daha önce olgunlaşabildiğini hem de bu üzüm çeşidine göre çeşitli özellikleriyle bu çeşidin altında kalmayacağını düşünüyoruz. Bu üzümlerin bölgemizde büyük rağbet göreceğini düşünüyoruz. İnşallah Manisa’ya özgü üzüm çeşitleri yavaş yavaş ortaya çıkacak. Bu çeşitlere henüz bir isim verilmedi, sadece kodlar halinde üzerinde mevcut. Tescil aşamasının bitmesine yakın bu çeşitlerimize isim vermek için üreticilerimize, halkımıza danışacağız. Güzel isimler koyarak üreticilerimizin üretimine sunacağız. Bağcılıkta yeni ürün çeşidi elde etmek, 10-15 yıl gibi bir süreyi kapsıyor. Bu ürün bizim çeşidimizdir dediğimiz anda bile tescil süresi iki üç yılı buluyor. 2011 yılında tescil ettirdiğimiz ürünlerden iki çeşidimiz, üreticiler tarafından rağbet gördü. 'Sultani' ve 'Sultan 1' çeşitleri, birçok üretici tarafından kullanılıyor. Herhangi bir olumsuz geri dönüş almadık.” dedi.

Türkiye’nin milli koleksiyon parselinde bin 453 üzüm çeşidi bulunduğunu kaydeden Akay Ünal, “Bunların tamamı, Manisa ve Ege Bölgesi için uygun değil. Dünya olmayan çalışmalarla üzüm çeşitleri elde etmeye çalışıyoruz. Ticarete konu olacak birkaç ürün çıkarabilirsek, hem Manisa’nın hem de ülkemizin ekonomisine katkı sağlamış olacağız.” diye konuştu.