Makina Mühendisleri Odası tarafından ortaya koyulan ‘Sanayinin Sorunları ve Analizleri’ adlı raporda yabancı yatırımcının sanayiden uzak olduğu görüşüne yer veriliyor.

Raporda dış kredi ile portföy yatırımının ağırlığının arttığı dile getiriliyor ve “Bunlar borç yaratan sermaye girişi olarak Türkiye’nin dış borç stokunu milli gelirinin yüzde 50’sine, 400 milyar dolara kadar çıkarmıştır.” deniliyor.



Doğrudan yabancı yatırımların önemli bir ağırlığının olmadığına işaret edilen raporda şu ifadeler kullanılıyor:

“2003–2014 döneminde senede ortalama 10 milyar dolara yakın doğrudan yabancı sermaye yatırımı girişi olmuştur. Ancak doğrudan yabancı sermaye girişleri yüzde 22 oranında imalat sanayiini tercih ederken finans sektörüne yönelişi yüzde 37’yi bulmuştur. Bilişim-haberleşme, ticaret, inşaat-gayrimenkul yabancıların diğer yatırım tercihleri olmuştur.
İmalat sanayiine gelen yabancı sermayenin de daha çok iç satışa dönük gıda-içki-tütün, kimya, bilgisayar, elektrikli, elektronik sektörlerine yöneldikleri görülmüştür. Yabancıların elinde tuttukları hisse senetlerinin bileşimi de benzer bir yapı ortaya koymaktadır. 2014 sonunda 62 milyar doları bulan yabancı portföylerinin yarısını finans sektörünün, ancak dörtte birini ise sanayi şirketlerinin hisse senetlerinin teşkil ettiği görülmüştür. Bu tercihte yabancıların sektörel kârlılığa önem verdikleri açıktır. Bekleneceği gibi doğrudan yabancı sermaye yatırımı için sektör seçiminde de hisse senedi tercihlerinde de kâr oranı büyük finans, ticaret, bilişim, hatta inşaat-gayrimenkul alt sektörleri yabancıların tercihi olmuştur.

Yabancılar; sanayide döviz getiren, ihracata dönük alt sektörler yerine daha çok iç satışa dönük sektörleri, özelleştirmeleri tercih etmişlerdir. Türkiye iç tasarrufları geride olan bir ülkedir ve büyüme için daha uzun süre dış tasarrufları kullanmak dileyecek, dışarıdan kaynak talebinde bulunacaktır. Ancak bu kaynak girişinin ağırlıkla borç yaratan türden olmak yerine doğrudan yabancı sermaye ağırlıklı olması; el değiştirmelere, özelleştirmelere gelen değil, yeni yatırım yapan, teknoloji üreten, istihdam yaratan, ihracat yapan, döviz getiren türden olması tercih edilmelidir.”