Uzun bir yaz tatilinden sonra yatılı öğrenci olarak devam ettiğim okuluma büyük bir heyecanla vardığımda nasıl bir manzarayla ve nelerle mi karşılaştım? İlkin ”˜işlik' ya da ”˜iş-teknik binası' dediğimiz binanın dört bir tarafının sigara izmaritleriyle dolu olduğunu, diğer arkadaşlarla beraber, gördüğümüzde şaşırdık: “Bunları kim içmiş?' diye sorduğumuzda, darbe gecesi, askerin, önüne geleni yakalayıp buraya tıktığını ve insanlara işkenceye buradan başladığını öğrendik. Neye uğradığını şaşırmış. ekseriyeti mâsum bu insanlar, belki de tek tesellisi olan, sigaralarını içip izmaritleri bulunduğu yerin camından çevreye fırlatmışlardı. Sadece bu kadar mı? Dersliklerimiz, yemekhanemiz, yatakhanelerimiz, oyun ve spor alanlarımız, çeşmemiz, çamaşırhanemiz, bahçemiz, kısacası biz ilköğretim öğrencilerine bile zor yeten her şeyimiz, fiilen ve cebren, askerle paylaştırılmıştı. Bundan sonra, yaklaşık iki yıl boyunca her gün “yaylalar yaylalar” nakaratları eşliğinde eğitim görecektik(!) Bundan böyle, Yatılı Okul'daki da tüm eğitimimiz ve yaşantımız -maalesef- asker eksenli devam ediyordu. Çocuklarda pek belli değil idiyse de bazı idareci ve öğretmenlerimizin yüz ifadelerinde “asker eksenli” hayatın rahatsızlığı okunmuyor değildi. Ama “silahlı kuvvet”e karşı ne yapılabilirdi? Nerede bilebilirlerdi ki, kendisini korusun diye eline silah verdikleri kişilerin, bu silahı kendisine çevireceğini? Bu yüzden en doğal hakkı olan “Nedir bu? Anne-babasından uzak öğrencilerimize bile yetmeyen okulumuzun her şeyini sizinle paylaşmak zorunda mıyız?” haykırışını dile getiremeyip içlerine atıyorlardı. Ve bunun gibi bin bir türlü haklı şikâyet, -korkudan- herhangi bir mercie iletilemiyordu? Herhalde bu korku boşuna değildi. Çünkü etkisi, tam otuz iki yıl sürecek(!) olan bir darbenin sonuçlarının korkusuydu. Bence, bu korku -hiç olmazsa- bundan sonra artık devam etmemeli ve bence geç de olsa, bu konuda yargı, görevini yapmalı. Haksız ölümlerin, kaksız işkencelerin müsebbipleri, bir an önce, hakim karşısına çıkmalı. Not: Bundan önceki okul servis araçlarına dair yazımla ilgili olarak; 1-Ben daha önce çalıştığım gazetede hiçbir yazımda servisleri öven yazı yazmadım. Bu iddiayı dile getirenleri, ispat etmeye davet ediyorum. Sadece derneğin yeni yönetim üyelerinin ”˜Hizmet kalitemizi arttıracağız.' beyanını haber yapmıştım. Bunun için de ücret almadığımı derneğinizin yönetiminden öğrenebilirsiniz. Lütfen haberle yazıyı karıştırmayalım. Merak edenlere o gazete sayısını gösterebilirim. 2- Önceki çalıştığım gazetede, hiçbir zaman, Okul Servisleri Derneği'nin reklamını almadım. Bu iddialarını ispat edemeyenleri müfteri ilan ediyorum. Bu konuda yalan söyleyenler ve iftira atanlar, doğruyu öğrenmekten aciz mi? 3-Söz konusu yazımda, daha çok, diğer meslektaşlarının hakkına tecavüz eden ve dernekten habersiz iş çeviren şoförlerin durumunu yazmıştım (Örneğin, bazıları 9 öğrenciyle çalışırken, diğer taraftan bazıları, ayakta öğrenci taşıyorlar.) Buna rağmen bazı şoförler, konuyu anlayamadan, yorum yapmışlar. Önce konuyu anlayın lütfen! Sizin hakkınızı savunmuşum”¦