Adana Barosu, Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin Hatay ve Adana’da MİT’e ait TIR’ların durdurulmasına ilişki yayın yasağı kararına itiraz etti. Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, Baro Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Sabahattin Gümüş, ‘yayın yasağının kaldırılmasına’ dair üç sayfalık itiraz dilekçesini 5. Sulh Ceza Hakimliği’ne sundu. Halen yargılaması Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden MİT TIR’ları davası konusunda 14.01.2015 günü 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin aldığı yayın yasağı kararının ‘yetki ve konu açısından’ usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilen dilekçede özetle “Usul yasamız amir hükümleri gereğince derdest bir dosya hakkındaki tüm tedbir kararlarını verme yetkisi o davaya bakan mahkeme ve hakimliğe aittir. Bu anlamda hakimliğinizin derdest olup Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülmekte olan davalar hakkında tedbir niteliğindeki Yayın yasağı konulmasına dair kararı usul ve yasaya aykırıdır. CMK 101/1 maddesi tedbir niteliğindeki tutuklama kararları ile ilgili karar verme yetkisinin soruşturma aşamasında Sulh Ceza Hakimine kovuşturma aşamasında ise davaya bakmakla görevli mahkemeye ait olduğunu açıkça düzenlemiştir. Hakimliğinizin yetkili olmadığı bir davada tedbir kararı vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Kaldı ki Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi 2014/161 Esas sayılı dosyasında tensip ara kararı ile zaten bir yayın yasağı kararı vermiş bulunduğundan sayın mahkemenizin böyle bir karar vermesini gerektirecek bir durumda bulunmamaktadır. Bunun dışında, toplumu ilgilendiren bir hadise ile ilgili haber alma ve verme hakkını kapsamamaktadır. Demokratik hukuk toplumunun en önemli özelliklerinden birisi ve vazgeçilmezi; doğru, güncel ve gerçek bilgi, haber ve değerlendirmelere ulaşabilmektir. Kamu otoritesi, hangi bilginin ve haberin topluma aktarılabileceğinin ve bu sunumunda nasıl yapılması gerektiğinin tayinini yapamayacağı gibi, kararını da veremez.” denildi.

Yasağın ‘konu açısından’ yasalara aykırı olduğunu savunan Çıtırık ve Gümüş, dilekçelerinde şu gerekçelere dikkat çekti: “MİT TIR'ları ile ilgili dava bugün meydana gelmiş bir olay değildir. Meydana geldiği günden bugüne kadar yazılı ve görsel basın ve yayın organlarında tartışıla gelen kamuoyuna mal olmuş bir olaydır. Bugün, üstelik yetkili olmayan mahkemeniz tarafından böyle bir karar alınması aleni olarak yargılaması devam eden bu davaya ve yapılan yargılamaya gölge düşürecek yorumlara ve yanlış kanaatler oluşmasına sebebiyet verebilecek bir karar olduğunu düşünmekteyiz. Usul ve yasaya aykırı karar alınmadan önce yayın yasağı olmadan önceki süreçte yapılan yayınların yargıyı etkilemeye yönelik bir özellik arz edip etmediği araştırılabilse idi bunların yargıya müdahale veya tesir altına almaya yönelik bir özelliğinin olmadığı; münhasıran yasalara uygun kamuoyunun bilgi ve haber alma hakkına hizmet eden yayınlar olduğu görülecekti. Kamuoyunun haber ve bilgi alma özgürlüğünü ortadan kaldıran bu karar anayasal haklara usul ve yasaya aykırı kısıtlamalar getirmektedir. Bir ceza soruşturmasının gizliliği, bu soruşturma ile ilgili bilgilerin, kamuoyuna yansıyan görüntüler, bu konuda yapılacak düşünce açıklaması, eleştiri ve yorumlar yoluyla Türk Ceza Kanunu'nun 285. maddesinde gösterilen unsurları taşımadıkça suç sayılamaz. Suç sayılsa bile, bunlar yayım ve yayın yasağına konu edilemez. Ceza yargılama usulünü gösteren Ceza Muhakemesi Kanunu'nda aksi yönde bir düzenleme bulunmadığı gibi, Basın Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve İnternet Kanunu'nda da, soruşturmanın gizliliğinin koruması amacıyla yayım ve yayınların engellenmesinin dayanağı bulunmamaktadır. Arz ve izah edilen nedenlerle itirazımızın kabulü ile hakimliğinizin 14.01.2015 tarih 2015/197 D. İş sayılı usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasına, mahkemeniz aksi kanaatte ise itirazımız hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın görevli ve yetkili Adana 1 Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilmesine karar verilmesini saygı ile talep ederiz.”