Beraberindeki köy muhtarları ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Köse, devletten kendilerine yardım eli uzatılmasını istedi. 2004 yılında kasabalarında yapılan incelemeler sonunda topraklarının ve yeraltı içme sularının asbestli olduğunun belirlendiğini kaydeden Köse, "Bu ise kansere neden oluyor. Ancak aradan geçen 5 yılda hiçbir çalışma yapılmadı. Devletten bize kasabamızı taşımak için ya yer göstermesini ya da önlem alınmasını istiyoruz. Hemen her gün İstanbul'dan bir kişinin cenazesi gelir duruma geldik" diye konuştu. Önceki belediye başkanını da konunun üzerine gitmemekle suçlayan Köse, durumun halktan saklandığını öne sürdü. 5 yıl önce 5 bin olan köy nüfusunun ölümler nedeniyle 2 bin 180'e düştüğünü kaydeden Köse, kendisine de akciğer kanseri teşhisi konduğunu dile getirdi. Ailesinden 5 kişiyi kansere teslim ettiğini söyleyen Köse, şunları kaydetti: "Devamlı tedaviye gidip geliyorum. Annemi, babamı ve kardeşlerimle birlikte 5 kişiyi kansere teslim ettik. Devlet ya bize bir yer bulsun TOKİ evleri ile başka alana taşınalım ya da başka bir çare bulsun. Kanser korkusu bizleri perişan etti. Bugün bir kedi ve köpek kuyuya düşse devlet onları kurtarmak için seferber olurken, biz yıllardır kansere insanları kurban veriyoruz. Bir kedi, köpek kadar kıymetimiz yok mu? Kasabada 3-5 yaşındaki bebeler bile kansere yakalandı. 15 gün önce İstanbul'a tedaviye giden Cuma Kara (55) isimli arkadaşımızın daha dün cenazesi geldi. Emine Kiriş (60) isimli bayandan ise ne yazık ki umut yok. Her an için cenazesi gelir diye endişeyle bekliyoruz. Bir ay önce de 18 yaşındaki genç kızımız Ayfer Yapan'ı kanser yüzünden toprağa verdik. Nedir bizim bu başımıza gelenler. Bizim sahibimiz yok mu?" İnsanların 'baba diyarı' diye kasabayı terk etmediğini ifade eden Köse, "Zaten edemez, çünkü geçim kaynakları hiç yok ve hepsi yoksul. Yani bir bakıma bile bile kansere yakalanıp ölümü beklemelerinden başka çareleri yok. Bu inanılmaz insanlık durumuna neden el atılamıyor. Bölge milletvekillerimizle defalarca görüştüm. 'Tamam bakarız' diyorlar. Nasıl bir bakış bu? Bir defa olsun kasabamıza bile ziyarete gelmediler. Yakında eğer ziyaret ederlerse konuşacak insan bulamazlar. Nasıl bir kaderin pençesine düştük. Allah'tan başka sığınacak kimsemiz kalmamış. Vay bizim halimize" dedi. Belde muhtarlarından Mehmet Ceren ise, yaşananların insanlık ve devlet adına kabul edilemez olduğunu söyledi. Ceren, "Birkaç sağlam insan var ama onlarda er geç kansere yakalanacaklar. Çünkü başka çare yok. Terk edilip gidilemeyen baba ocağımız bize kanserle göz göre göre mezar olacak. Kasabaya gelen sağlıkçı, öğretmen ve diğer personelde en fazla bir yıl burada duruyorlar. Sağlıklı insanlarımız bile kanser teşhisi konmasından korktukları için doktora gidemiyorlar" diye konuştu.