Uluslararası düzeyde göçmen ve mülteci sorunlarına çözüm aramak için İstanbul'da düzenlenen toplantıya katılan uzmanlar, dikkat çeken tespitlerde bulundu. Mülteci, kaçak ya da göçmen durumunda olan insan sayısının tam olarak bilinmediğini dile getiren uzmanlar, dünyanın bu soruna karşı yeterince ilgi göstermemesine tepki gösterdi. Sahil Güvenlik Komutanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Türkiye üzerinden geçiş yapmaya çalışan göçmen sayısının 70 bini bulmasının beklendiği ifade edildi.

Deniz Haber Ajansı tarafından organize edilen toplantıda uzmanların açıkladığı görüşler hem ülkelerin yaşadığı yasal sorunları hem de trajediye dönüşen düzensiz göç olaylarına ilişkin yeni bilgileri ortaya koydu. Çok sayıda uzman ismi bir araya getiren toplantıda göçmenlik şartlarının oluşmaması, yasal öneriler, iş birliği ve göçmenlere uygulanan yöntemler masaya yatırıldı.

'SİNSİ BİR NEDEN VAR'

BM Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Malta Daimi Temsilcisi Carmel Lino Vassalo, denizlerde bu zamana ne kadar insanın kaybolduğu konusunda gerçek bir bilgi olmadığını belirterek, bu rakamı sadece Allah'ın bildiğini söyledi. Vassalo, "Mültecilerin yaşadığı kayıplar çok üzüyor ama bundan daha vahim olanı bu sorunun hala devam ediyor olması. Daha da can sıkıcı olanı dünyanın da bu konuyla ilgilenmek istememesidir. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği neyi bekliyor, ne yapıyor. Bu sorunun ele alınmamasında daha sinsi bir neden var. Neden çözüm iradeleri yeterli değil. Konuya ilişkin yapılan bütün konferanslarda sadece konuşmalar yapılıyor. Ayrıca bu toplantılarda İnterpol'un olmamasını da anlayabilmiş değilim. Bu sorun sadece Akdeniz sorunu değil, dünyanın sorunudur. Ancak uluslararası alanda konuya ilişkin kanuni düzenlemelerin da kısa bir zamanda yapılamayacağını da biliyorum." ifadelerini kullandı.

BM Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) İtalya Daimi Temsilcisi Koramiral Cristiano Aliperta ise ülkesinin mülteci ve benzer durumdaki kişilere yönelik politikalarını ve bu zamana kadar yapılan uygulamaları anlattı. Yaklaşık 40 yıldan bu yana ülkesinin sahil güvenlik teşkilatında bulunduğunu anlatan Aliperta, 40 yıl öncesine göre çok fazla değişen bir durum olmadığının altını çizdi. 1991-2014 yılları arasında yapılan çalışmalarda 484 bin 594 kişinin bu çalışmalarda kurtarıldığını belirten Aliperta, IMO olarak Birleşmiş Milletler'in deniz temsilcisi şeklinde çalıştıklarını sözlerine ekledi.

'TÜRK SAHİL GÜVENLİĞİ ETKİN TEDBİRLERLE GÜVENSİZ GEMİ GEÇİŞLERİNİ ENGELLEDİ'

İtalya Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan Amiral Nicola Calore de ülkesinde kendi sorumluluk alanlarında arama kurtarma çalışmaları yaptıkları alanın yaklaşık 500 bin kilometre kare olduğunun altını çizdi. Calore, her ülke ve kurumun konuya ilişkin sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Ülke olarak Akdeniz'in yaklaşık yarısındaki arama kurtarma çalışmalarını yaptıklarını belirten Calore, Türk sahil güvenlik birimlerinin güvensiz gemi geçişlerini etkin tedbirler alarak engellediğini anlattı. Bu yıl itibariyle geçen yıllara göre daha az göçmen gemisiyle karşılaştıklarını belirten Calore, bu yıl gelen mülteci taşıyan gemi sayısının 4 bin olduğunu belirtti. Operasyonlarda çok sayıda insan kaçakçısının da tutuklandığını anlatan Calore, bu insanların denizde gemiler içinde durdurmanın mümkün olmadığının göz önünde bulundurulmasında yarar olduğunu kaydetti.

Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan Binbaşı Tayfun Sargın da Türkiye'deki rakamlara ilişkin bilgiler verdi. 5 bin 758 kişilik bir ekiple çalıştıklarını belirten Sargın, denizdeki illegal göçlerde 2012 yılından beri belirgin bir artış olduğunu söyledi. Sargın, bu artışta Suriye sınırı ile ilgili düzenlemelerin etkisinin olduğunu anlattı. Sargın, 45 bin 560 kaçak insana müdahale ve yardım edildiğini bu rakamın 2015 itibariyle 70 bini bulmasını beklediklerini anlatarak, sadece Ağustos ayında Avrupa ülkelerine geçmek isteyenlerin sayısının 15 bini bulduğunu ifade etti. Bu rakamlarda ağırlıklı ülkenin Suriye olduğunu anlatan Sargın, Türk Sahil Güvenlik ekiplerinin ölüm oranlarının azaltılması için ciddi çaba sarf ettiğinin altını çizdi. Sargın, önemli bir bilgi de paylaştı. Sahil Güvenlik birimlerinin aldığı önlemler sonucunda Akdeniz ve Marmara olan göçmen rotasının Ege'ye doğru kaydığını belirten Sargın, mücadele için bir aylık harcama miktarının yaklaşık 5 bin Euro'yu bulduğunu ifade etti.

İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, dünyanın yaşanan bu soruna seyirci kalamayacağını ve bu insanların yeni bir yaşam için yola çıktıklarını anlattı. Ancak bu son dönemde yaşanan trajedileri öncekilerden ayrı tutmak gerektiğini kaydeden Kalkavan, Suriye merkezli göçmenlerin ölümden kaçmak için bu yolculuğa çıktıklarını hatırlattı.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Ortadoğu Bölge Direktörü Vladimir Gilava, mülteci sayısı ile ilgili problemin ikinci dünya savaşından sonra en yüksek seviyede olduğunu belirterek insanlar için vatanlarını terk edip gitme kararının kolay olmadığına vurgu yaptı. Gilava, " Avrupa'ya bu sene 250 bin kişi geliyor. 250'den fazlası denizde hayatını kaybetti. İtalya ve Yunanistan en çok uğranılan ülke olsa da asıl yer değil. 21,yüzyılda savaştan kaçanların bu durumu kabul edilebilir değildir. 1800 hayat kurtarıldı denizde deniz kuvvetleri tarafından. İnsani şekilde davranarak uygun göç politikaları oluşturulabilir. Nasıl ve neden bu yolculuğa çıkılırsa çıkılsın bu yapılmalı. Denizde bu göçmenleri takip edebilmek kapasitesi de çok önemlidir. Etkin bir şekilde denetim ve uygun bir karşılanma mekanizması da teşkil edilmelidir kıyıda. Bu yeni gerçekliğe bu şekilde tepki vermek gerekir. Türkiye Sahil Güvenliği'ne teknik destek verilmesi kararı verildi. Düzensiz göç için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Göçmenlik insanlığın bir gerçeğidir durdurulmaması de gerekir. Hem kaynak hem transit hem de hedef ülkede birlikte çalışılmalıdır. Ortaklar arasında nasıl güven inşa edilebilir bu temin edilmeli. Göçün yönetimi zorlukla birlikte gelir kolay değildir. Olumsuz göçten dengeli göçe gidilmelidir." şeklinde konuştu.

Uluslararası Seyir Yardımcıları ve Fener Otoriteleri Birliği (IALA) Genel Sekreteri Franciz Zachariae de kurumsal olarak teknik konularda yapılacak mücadeleye katkı sağlayabileceklerini anlattı. Zachhariae, "Bizim operasyon kapasitelerimiz diğer birimlere destek amacıyla iyi bir alternatif olabilir. İALA'nın aynı zamanda danışmanlık rolü de vardır. Kurtarma kapasiteleri çok az ama kimse de boğulmamalı. Ama bizim veri değişimine ve paylaşımına ihtiyacımız var. Üye ülkelerinin katılımı ile düzensiz göç yapan gemilerin takibi daha rahat olabilir. 20 kilometreye kadar botları tespit etmeye yarayan sistemlerimiz bulunuyor." dedi.

IMO'nun NCSR Komisyonu Başkanı Carlos Salgado da 2014 yılında 200 bin kişinin sınırı geçmeye çalıştığını ve birçok kişinin bu olaylarda hayatını kaybettiği anlattı. Geçen yıl 900 ticari geminin göçmenleri kurtarmak için rotalarından çevrildiğini hatırlatan Salgado, bunların ekonomik olumsuzluklara yol açtığını, bu gemilerin mültecilerin taşınması için gerekli şartları taşımadığının da bilinmesi gerektiğini kaydetti. Salgado, kurtarılan göçmenlerin stres altında olmalarından dolayı gemiye alındıktan sonra şiddet eğilimleri de gösterebildiklerini sözlerine ekledi. Salgado, uluslararası anlaşmaların göçmenlere yardım konusunda hükümetleri sorumlu tuttuğunu hatırlatarak insani yardım ve gıda yartımlarının bu anlamda zorunlu olarak yapılması gerektiğini anlattı.