Kanuni Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Direkli, Kıbrıs’ta seçmenin 60.17’sinin oyunu alarak cumhurbaşkanlığına seçilen Mustafa Akıncı'nın, Annan Planı’na ‘evet’ denmesinde önemli payı olduğunu söyledi. Akıncı’nın 2003’te Barış ve Demokrasi Hareketi’ni kurup referandumda ‘evet’ çıkması için aktif rol oynadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Direkli, "Bu bağlamda Akıncı’nın Kıbrıs probleminin çözümünde daha aktif bir rol oynayacağına ve münhasır ekonomik bölge krizi sebebiyle ara verilen ve mayıs ayında yeniden başlaması beklenen müzakerelerde Rum tarafı ile daha sıkı ilişkiler içine gireceğine kesin gözüyle bakılabilir." dedi.

Akıncı’nın ‘Değişimi Başaracağız’ sloganıyla meydanlara seslenip Türkiye ile ilişkilerde yeni bir döneme girme istediğini gösterdiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Direkli, "Yavru Vatan Kıbrıs’ ilişkisi yerine ‘Kardeş Ülke Türkiye’ ilişkisinin KKTC için daha faydalı olabileceğini deklare eden Akıncı’nın bu istekleri yerine getirebilmesinin çokta kolay olmadığını tahmin etmek güç değil. Keza ekonomisi tamamen Türkiye’ye bağımlı olan ve memur maaşlarının büyük bölümünün dolaylı yoldan Türkiye tarafından ödenen bir devletin kendince bir çıkış yolu bulabilmesi soru işaretleriyle dolu. Rum hükümetinin uluslararası arenada Türkiye`yi çevreleme politikalarının artması ve buna paralel Mısır ve İsrail ile yakınlaşması, Rum lider Anastasiadis’in Ermenistan’ın Erivan davetindeki 4 başkandan, diğerleri Rusya-Fransa-Sırbistan, biri olması, İsrail ve Yunanistan ile Doğu Akdeniz`de planlanan ortak tatbikat gibi politikaların, Türkiye`de düzenlenecek olan 2015 parlamento seçimlerinden sonra karşılık görme ihtimali yüksek. Ada çevresinde bulunduğu kesinleşen ancak ekonomiye kesin katkısının 2020 yılından önce olamayacağı belirtilen hidrokarbon yataklarının faydalarından da yararlanması zor olan Akıncı’nın seçim vaatlerini nasıl gerçekleştirebileceğini ise zaman gösterecek.” ifadelerini kullandı.