Manisa'da geçen hafta 5 derneğe, önceki gün Kimse Yok Mu Derneği'nin de aralarında bulunduğu 6 derneğe, dün de öğrencilere ücretsiz eğitim veren 3 okuma salonuna İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin de katıldığı baskınlara tepkiler sürüyor. Manisa Barosu eski Başkanı olan MHP milletvekili adayı Zeynel Balkız, hürriyeti kısıtlayıcı, fikri kısıtlayıcı, düşünceyi kısıtlayıcı ve teşebbüsü kısıtlayıcı anlamdaki bu baskınları bir türlü içine sindiremediğini ve buna isyan ettiğini söyledi. Balkız zalimler, baskıncılar ve hukuku rafa kaldırmak isteyenlerin, maalesef bir algı operasyonuyla halkı yıldırmak, seçimden önces halkı ayrıştırmak ve parçalamak istediğini kaydetti.

Yaklaşık bir haftadan beri aralarında Manisa Sanayici ve İşadamları Derneği (MASİAD), Eğitim Gönüllüleri Derneği ve dün de kenar mahallelerdeki bazı okuma salonlarında Manisa Sulh Ceza Hakimliği’nin arama ve el koyma kararı gereğince arama yapıldığını ve baskınlar düzenlediğini dile getiren Balkız, “Anayasal düzeni bozma, değiştirme iddiasıyla birtakım deliller arandı. Kamuoyu bunu yakından takip ediyor. Bu hususla ilgili öncelikle şu kaygımı ifade edeyim. Manisa, bu anlamda bir özel il olarak mı seçildi? Pilot bölge mi seçilmiştir? Her gün sivil dernekler neden baskıya tutulmuştur? Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün egemen kılınmaya çalışıldığı ve gelişmiş demokrasi anlayışının yerleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde, bugüne kadar kamuoyunda haklarında hiçbir dedikodu veya terör eylemiyle ilgili bilgi, duyum olmadığı halde birbirinden farklı alanlarda sağlık dernekleri, eğitim dernekleri, kurslar, üniversiteye hazırlık kursları neden baskınlarla yıldırılmak istenmektedir?” dedi.

Zeynel Balkız, şöyle devam etti: “Şimdi ben açıkça ifade etmek istiyorum buradan, AKP’nin milletvekilleri bu hususta neden susuyorlar? Yakından tanıdığımız bu derneklerin açılışları, faaliyetleri ve mezuniyet törenlerinde gelip boy boy resim çektirdikleri, kurdele kestikleri ve açtırdıkları bu derneklerin bugün bu baskınlara karşı muhatap olmaları durumunda neden sessiz kalmaktadırlar ve Türkiye’nin hiçbir ilinde bu anlamda bir çalışma, baskın olmadığı halde neden Manisa bu tür baskınlarla gündeme gelmektedir? Ben Manisa’da iki dönem baro başkanlığı yapmış ve hukukun üstünlüğünü bugüne kadar savunmuş bir kişi olarak, Manisamız'ın bu anlamdaki hürriyeti kısıtlayıcı, fikri kısıtlayıcı ve düşünceyi kısıtlayıcı, teşebbüsü kısıtlayıcı anlamdaki bu baskınları bir türlü içime sindiremiyorum ve buna isyan ediyorum. Hukukun üstünlüğünü savunan herkesin de isyan edeceğini, isyan ettiğini düşünüyorum ancak zalimler, baskıncılar ve hukuku rafa kaldırmak isteyenler maalesef bir algı operasyonuyla halkı yıldırmak ve seçimler öncesinde halkı ayrıştırmak ve parçalamak istemektedirler. Hiç kimse korkmasın, 7 Haziran’dan sonra bu düzen muhakkak değişecek ve Türkiye hakettiği sosyal, ekonomik kalkınmışlığına uygun bir hukuk düzenine elbette kavuşacaktır ve bu yargının çıkmış olan çivisini yeniden yerine getirmek inşallah bize nasip olacaktır. Dolayısıyla herkesi bu konuda hassas olmaya, düşüncelerini ifade etmeye ve özellikle AKP’nin siyasi temsilcilerini göreve davet ediyorum.”