Sahur operasyonuyla tutuklanan İstanbul bağımsız milletvekili adayı Ali Fuat Yılmazer, Silivri Cezaevi'nde gün geçtikçe haklarından yoksun bırakıldıklarını söyledi. Yılmazer, "Tutukluluğumuzun 10. nakledildiğimiz 3. cezaevi. Her seferinde anayasal haklardan biraz daha yoksunlaştırılıyoruz. İnfaz görevlileri şaşkın; mevzuatlarda olmayan, anlamsız yeni uygulamalar karşısında onlar da ne yapacaklarını bilemiyor." dedi.

Ali Fuat Yılmazer, Twitter hesabından açıklamalarda bulundu. "Gerçeğe uyanmış vicdanları hiçbir ‘nakil’ sindiremez." diyen Yılmazer, "Silivri’de yeni inşa edilmiş, özel güvenlikli bir cezaevi ‘F tipi’, ama henüz ismi konulmamış; ‘kapalı’ diyorlar sadece. Tutukluluğumuzun 10. ayında nakledildiğimiz 3. cezaevi. Her seferinde anayasal haklardan biraz daha yoksunlaştırılıyoruz. İnfaz görevlileri şaşkın; mevzuatlarda olmayan, anlamsız yeni uygulamalar karşısında onlar da ne yapacaklarını bilemiyor." açıklamasını yaptı.

Zulüm ve baskıya bağımlı hale gelmiş zihniyetten ‘milletin emanetini’ kurtarmak gerektiğini anlatan Yılmazer, "Hükümet ne yapsa siyasi tükenmişliklerine çare olmuyor, kendilerini güvende hissedemiyorlar bir türlü. İçeridekilerin adam gibi duruşu hiçbir tehditle sinmeyen asaletleri çıldırtıyor onları. Ya çıkarlarsa korkusu, kaçırıyor uykuları. Ortada bir suç olmadığı her şeyin bir yalan ve aldatmacadan ibaret olduğu ya anlaşılırsa... Anketler de hiç iç açıcı değil. Her geçen gün daha fazla kişi fark ediyor gerçeği, bir şeylerin yolunda gitmediğini. Ne havuz medyası, ne kirli odakların bilindik kara propagandası, gizlemeye yetmiyor gerçeği. Onun için baskıyı arttırmaya ihtiyaç duyuyorlar, umuttan yoksunlaşmış uyuşturucu müptelaları gibi. Bir türlü bastıramadıkları korkularını, doz aşımı ile teskin etmeye çalışıyorlar. Zulüm ve baskıya bağımlı hale gelmiş bu zihniyetten ‘milletin emanetini’ kurtarmak lazım." şeklinde konuştu.

Hükümete eleştirilerde bulunan Yılmazer şunları dile getirdi: "Yağma ve talan duygusuyla rehin ettiler bütün değerlerimizi sefil vicdanlarına. Gasp ettikleri ‘milli iradeyi’ geri teslim etmemek için her türlü çılgınlığı göze almış görünüyorlar. Seçim cambazlıkları, muhalefeti sindirme girişimleri, hesapsız dış politika hamleleri ve hepsinden önemlisi, asla millete izah edemeyecekleri gizli ittifaklar hepsi, hesabını veremeyecekleri bir çaresizliğe kendilerini mahkum etmelerinden kaynaklanıyor. Şahsi ikballer ve hanedanlık hesapları o kadar azgınlaştırmış ki bunları, bugünü çalmak yetmiyor, gözleri çocuklarımızın geleceğinde. Bu sefer iş çok ciddi; millet, iradesine sahip çıkıp, işe bizzat kendi vaziyet etmeli."