Anayasa Mahkemesi (AYM), dava dilekçesinde taleplerinin karşılanmamasını, adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirerek gerekçeli karar hakkı ihlali olduğuna karar verdi.

Başvurucu Nurten E., 16 Haziran’da 2008’de meydana gelen trafik kazası nedeniyle kolu kesildi. E., 8 Temmuz 2008’de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü'ne başvurarak maluliyet aylığı bağlanmasını talep etti. SGK tarafından E., 16 Şubat 2010’da hastaneye sevk edildi ve düzenlenen 5 Mart 2010’da rapora istinaden kendisine Nisan 2010 itibarıyla maaş bağlandı.

E., daha sonra 18 Mayıs 2010’da SGK İstanbul İl Müdürlüğüne başvurarak, 8 Temmuz 2008’de müracaat etmesine rağmen Nisan 2010 itibarıyla maaş bağlandığını belirti ve başvuru tarihi esas alınarak maaş ödenmesini talep etti. SGK İstanbul İl Müdürlüğü, maluliyetle ilgili raporu takip eden dönem olan Nisan 2010 tarihi itibarıyla maaş bağlandığını bildirdi.

Başvurucu, İstanbul 8. İş Mahkemesinde açtığı davada, 8 Temmuz 2008 tarihinde başvurarak maluliyet aylığı bağlanmasını talep ettiği halde 1 Nisan 2010 tarihinden başlamak üzere maluliyet aylığı bağlandığını, 20 ay boyunca maaş ödenmediğini, bu süre içinde başvurusuna cevap da verilmediğini belirterek, SGK’nın gecikmesi nedeniyle ödenmeyen 20 aylık maaş tutarının ödenmesini talep etti.

E., başvuru tarihinden maaş bağlandığı tarihe kadar 20 ay boyunca maluliyet aylığı ödenmediğini, bu süre içinde SGK tarafından hiçbir işlem yapılmadığını ve açtığı davanın reddedildiğini belirterek, sosyal güvenlik hakkı ile sosyal adalet ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürerek, AYM’ye başvurdu.

Anayasa Mahkemesi, mahkeme kararlarının gerekçeli olmasının adil yargılanma hakkının unsurlarından biri olduğunu ve özellikle başvurucunun ayrı ve açık bir yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddialarının cevapsız bırakılmış olmasının bir hak ihlaline neden olacağını vurguladı. Mahkemelerin, kararlarını hangi temele dayandırdıklarını yeterince açık olarak belirtme yükümlülüğü altında olduklarını kaydeden AYM, iddia ve savunmalara verilen cevapların mantıklı ve tutarlı olmasının da gerekli olduğunu ifade etti.

Başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar veren AYM, E.’in Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine hükmetti.