Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul'da gazetecilere değerlendirme yaptığı toplantıda Karadeniz yaylalarını birleştirmeyi amaçlayan Yeşil Yol Projesi'ne ilişkin açıklamalar yaptı. Projeyi desteklediğini ve yola karşı yapılan tepkileri haksız bulduğunu anlatan Eroğlu, "Bu yol kalkınma projesinin küçük bir parçası. Maksadımız yayla turizmini artırıp oraya gelir temin etmek. Orada kesilen ağaçların fazla bir kıymeti harbiyesi yok arkadaşlar. Bakın, kesilen ağaçların yüz katını dikeriz. Orada esasen buna karşı çıkanlar kimler biliyor musunuz? Orada bir takım yaylalara evler inşa etmiş insanlar... Burayı kontrol edilmesin... Çünkü yol olmayınca kontrol edilemiyor.. Ama artık kontrol edeceğiz." dedi.

Eroğlu, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü'nde düzenlediği 'Çölleşme İle Mücadele ve Ağaçlandırma Çalışmaları Değerlendirme Toplantısı'nda açılamalarda bulundu. Dünya'da ormanlık alanların azaldığına ve Türkiye'nin de genel olarak bu riski taşıdığına işaret eden Eroğlu, bakanlığı döneminde yapılan çalışmalarla hem erozyonla mücadelede hem de ağaçlandırma çalışmaları ile buna karşı durmaya çalıştıklarını belirtti.

Erozyon sonucu kaybolan toprak miktarının yaptıkları çalışmalarla azaltıldığını söyleyen Eroğlu, "500 milyon ton olan toprak kaybını yaklaşık üçte bir oranına indirerek 167 milyon ton civarına indirdik. Bu da zaten bütün dünyanın dikkatini çekti. Biz çok planlı çalışıyoruz. Orman teşkilatı 28 tane eylem planı ile değişik bir çalışma yapıyor." dedi.

'KESİLEN AĞAÇLARIN FAZLA BİR KIYMETİ HARBİYESİ YOK'

Karadeniz yaylalarını birleştirmek için projelendirilen ve 'Yeşil Yol' olarak adlandırılan çalışmaya ilişkin eleştirilere değinen Eroğlu, tepkilere katılmadığını, tepki gösterenlerin de o bölgede oturmadığını savundu. Bölgedeki turizm potansiyelinin kullanılması için proje yürütüldüğünü anlatan Eroğlu, "Biz şunu düşündük. Burada dünyada doğa turizmi, dağ turizmi gelişiyor. Burayı kalkındırmak için herhalde fabrika kuracak halimiz yok. DOKAP adayla Doğu Karadeniz Kalkınma Projesi, turizm öncelikli bir kalkınma projesi çalışıldı. Hatta biz de öncülük yaptık. Bakanlıklar ve bölge milletvekilleri hatta biz bunu sınırlı tutacaktık ama dediler de Samsun'dan Artvin'e kadar olan bölgeyi kapsasın. Biz her yerde yol açıyoruz, yolsuz medeniyet olmaz. Buralara ulaşacak yol yok. Dolayısıyla Karadeniz'deki yaylaları birleştirmek amacıyla Yeşil Yol adıyla bir proje yapılıyor. Bu yol kalkınma projesinin küçük bir parçası. Maksadımız yayla turizmini artırıp oraya gelir temin etmek. Orada kesilen ağaçların fazla bir kıymeti harbiyesi yok arkadaşlar. Bakın, kesilen ağaçların yüz katını dikeriz. Orada esasen buna karşı çıkanlar kimler biliyor musunuz? Orada bir takım yaylalara evler inşa etmiş insanlar...Burayı kontrol edilmesin... Çünkü yol olmayınca kontrol edilemiyor.. Ama artık kontrol edeceğiz. Kusura bakmasınlar. Orada birileri çıkıyor, gaza geliyor. Neticede yol açılır tahrip etmez. Tahrip etmemesi için gereken tedbirleri aldık. Yolun yüzde 85'i ormanın dışında ve kesilen bir ağaç da yok. İkincisi mevcut olan yolları sadece genişletiyoruz. Oraya medeniyet gitmeyecek mi? Turist gelmesin mi, kalkınma olmasın mı? dedi.

Türkiye'nin her yerini gelir getirici olarak hazırlamak gerektiğini anlatan Eroğlu, İsviçre'de İtalya'da, Fransa'nın dağlarında da yol açıldığını, zengin turist çekmek için çaba sarf edildiğini anlattı. Bu yola karar verecek olanların 3-5 kişi olmayacağını belirten Eroğlu şöyle devam etti: "Orada da oturmuyorlar, gidiyorlar böyle siyasi polemik haline getiriyorlar. Orada birisi çıkıyor, bilmem ne dayı, bilmem ne teyze, bilmem ne abla. Böyle şey olmaz. Netice itibariyle DOKAP kalkınma projesi elzemdir, geç bile kalmıştır. Yeşil yol tabiatı tahrip etmeden orada turizmi canlandıracak olan muhteşem bir projedir. Her önüne gelen çıkıyor bir yere meşhur olmak için, dozerin önüne geliyor. Bunlara karar vermek için heyetler, bakanlıklar, bütün kurumlar teker teker bakıyor. Faydası azami, zararı asgari olan bir yol seçiliyor. Bunlar o kadar akıllı bu kadar kurumdaki insanlar bu kadar mı akılsız. Ben yeşil yola taraftarım, çok açık söylüyorum. Ormanlık alandan geçilen yer varsa söz veriyoruz en az yüz katını dikeceğiz."

Bakanlığı döneminde İstanbul'un ağaçlandırılması için yaptıkları çalışmaları anlatan Eroğlu, kendilerinden önceki 10 yıl içinde 620 bin fidan dikildiğini belirtti. 2003 ile 2014 yılları arasında İstanbul'da 16 milyon 174 bin fidan dikildiğini belirten Eroğlu, 3. Havalimanı ve 3. Köprü çevresinde yapılan ağaçlandırma çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Bu projeler için ormana en az zarar verecek yerlerin tercih edildiğini belirten Eroğlu, "Ormanları, su kaynaklarını koruyacak şekilde şart koştuk. Bir de her kesilen fidan için en 5 tane fidan yetiştirmek şartını koştuk. Ekolojik köprüler kurduk. Bunları şart koştuk takip ediyoruz. Bugüne kadar 869 hektar alanda ağaçlandırma yapıldı. Bir milyar 305 bin fidan dikildi. Bunun yanında kesilen fidan çok az. Bunu gururla ifade edeyim, isteyen bakabilir. Biz ormanların azalmasına asla müsaade etmeyiz." dedi.

'BİR METRE VERİLMİŞSE İSTİFAYA HAZIRIM'

Bakan Eroğlu, yakın zamanda bazı medya organlarında yanan ormanlık alanlara otel yapıldığı yönündeki haberlere de tepki gösterdi. Pina yarımadasındaki yangın ve yapılan otele ilişkin kendi dönemleri içinde verilen izinler olmadığını söyleyen Eroğlu, "Ben iddia ediyorum, hodri meydan. Bizim dönemimizde bir metrekare bile verilmişse ben istifaya hazırım. Yok öyle bir şey. Pina yarımadası için bizden önce orası 1987 yılında orası turizm alanı ilan edilmiş. 1991 yılında Turizm Bakanlığı'na tahsis edilmiş. Sonra bir yangın olmuş, biz nasıl ki kırsal alanda bir yangın çıkınca koşmuşuz, konu bundan ibarettir. Biz yanan alanları en geç bir yıl içinde ağaçlandırıyoruz." ifadelerini kullandı.