Birçok hukuksuzluğu önceden deşifre eden twitter fenomeni Fuat Avni'nin aralarında gazeteci, savcı, polislerin de olduğu 200 kişilik gözaltı listesi oluşturulduğunu açıklamasının yankıları sürüyor. İktidarın kendi aleyhine olan her şeyi kendisine düşman saydığına dikkat çeken Bursa Barosu Başkanı Avukat Ekrem Demiröz, "Söylenti olabilir ama; geçmişte yapılanlara bakılınca bunların gerçekleşme olasılığının çok yüksek olduğu yönündeki kaygılara sahibiz." dedi.

Bir ülkede neler olacağının anlamanın yegane yolunun; dün nelerin olduğuna bakmak şartına bağlı olduğuna dikkat çeken Bursa Barosu Başkanı Demiröz, şunları kaydetti: "İktidar kendi aleyhine olan her şeyi kendisine düşmanlık sayıp, tepki gösteriyor. En son; Cumhuriyet Gazetesi’nde Can Dündar’ın yaptığı yayın. Şüphesiz ki kamuoyu olarak hepimiz bundan büyük kuşkular duyuyorduk. Türkmenlere ilaç ve yiyecek yardımı yapıldığını iddia eden devlet, ‘ insanlar kuşku duymasın’ deseydi TIR’ların kapısı açılsaydı bu tür kaygılar olmayacaktı. İktidar, dün Hatay milletvekili açıklamasına göre; halen silah sevkiyatını sürdürüyor. Saringazı olayına ilişkin birçok elementin terör örgütlerine taşındığına ilişkin ciddi iddialar vardı, gözaltılar oldu ama tutuklamalar gerçekleşmedi. Bütün bu olaylar iktidarı ve Türkiye’yi uluslar arası düzeyde sıkıntıya sokacak, hatta Lahey’in yollarını açabilecek ki bu; bu ülkenin hiç tanık olmadığı bir durumdur. Böylesine bir risk içeriyor. İktidarı telaşını anlayabiliyoruz. Silahların Türkmen cephesine gittiği söylendi; ama Türkmenler yardım almadıklarını söylediler."

SÖYLENTİ OLABİLİR AMA...

İktidarın, silah taşıyan MİT TIR'larına yönelik eleştirileri önlemenin yolu olarak tüm muhalifleri, basın organlarına, yargıçları savcıları tutukladığını anlatan Demiröz, "Söylenti olabilir ama yapılanlara bakılınca bunların gerçekleşme olasılığının çok yüksek olduğu yönündeki kaygılara sahibiz. Bizim haber alma hakkımız var. Ben şimdi bunu öğrendim, görüntülerde gördüm ki, devlet, herhangi bir yasal devlete silah göndermiyor, yasal olmayan güçlere naklediyor. Bunun bedelini Türkiye değil bu tür politikaları takip eden siyasiler ödemeli. Koaliasyon olasılığı karşısında hazır tek başına iktidarken bu süreci başlatma düşüncesi olabilir, koalisyon süreci olursa bir daha muhaliflere, hiç fark etmez. Suçladıkları paralelci, Can Dündar olabilir, bir albay olabilir, savcı ya da hakimler olabilir. Bunları koalisyon halinde gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı için şimdi yapmak, belki iktidarın iradesini ‘güçlüyüz’ mesajını vermek istiyor olabilir. İktidarın çok kaygılandığını buna aşırı tepik vermesinden anlıyoruz." diye konuştu.

Basının özgür olduğunu kabul ettiklerine işaret eden Avukat Demiröz, şöyle devam etti: "Eğer yasaların belirlediği ölçüde suç işleyen varsa alıp götürür yargılarsınız, buna hiç diyecek bir şeyimiz yok. Kimsenin de suç işleme ayrıcalığı yok. Ama kendi aleyhlerine yayın yapıyor diye medya organına veya kişiye gazeteciye, savcıya tek yol var faşizme karşı direnmek. Hep, ‘Bana olmuyor, bir başkasına olmasının benim için önemi yok’ dediği için Türkiye bu noktadadır. Acaba yeterince tepki gösteriyor muyuz? Bu ülkede bir kişiye haksızlık yapıldığında ‘Bu haksızlık hepimize yapılmıştır’ diyemiyorsak bunun sonu yok, çünkü herkes kendi dertleri üzerinden adalet arıyor. Kendimiz veya yakınımızın başına gelecek haksızlık için kopardığımız kıyametin binde biri bizden olmayan biri için göstermeyi başarırsak o kendini güçlü zanneden insanların hiç değer taşımadığını anlarız. Ama ‘bana dokunmadı’ diyor insan. Benim gibi düşünmeyebilir ama ben bu ülkede hukuk istiyorum. Onlara kendilerine başına gelmiş gibi düşünmesinler, sıra onlardadır yarın bizde veya bir başkasında yapacağımız tek şey; faşizme karşı direnmektir."