Balıkesirli Fatma Demir, böbrek yetmezliği hastası eşi Mehmet Ali Demir’e böbreğini verdi, kendisi nakilden iki ay, kocası da 5 ay sonra tarlalara geri dönüp çalışmaya başladı. Yevmiyeli işçi olarak her gün güneşin altında 8 saat birlikte çapa sallayan Demir çifti, arkadaşlarını ‘böbrek nakilli- canlı donör’ olduklarına inandıramazken, iki çocuk annesi Demir, “Bana eski halinize dönersiniz, demişlerdi de inanmamıştım. Şimdi birlikte tarlalarda çalışıyoruz, yevmiyemizi alıyor, oturup yiyoruz. Hiçbir sıkıntımız yok.” dedi.

EVDE KARIN DİYALİZİ YAPTI

Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Yunuslar Köyü’nde çiftçilik yapan Mehmet Ali Demir (51), baş dönmesi, kusma, el ayak şişmesi, halsizlik, bitkinlik, çalışamama gibi şikayetlerle doktora başvurduğunda bir böbreğinin doğuştan çalışmadığını, diğerinin de iflas ettiğini öğrendi. Kesin çözüm olarak böbrek nakli olması gerektiği söylenen Demir, Balıkesir Devlet Hastanesi’nde bir ay yattı, bu süreçte kendisine evde periton diyaliz yapabilmesi için eğitim verildi. Köyüne dönen Demir, periton diyalize başladı, günde 6 saatte bir makinenin suyunu değiştirme, her seansı yarım saat süren, 3 saat arayla günde 5 kez de diyaliz yapma zorunluluğu, Demir’in çalışmasına engel oldu, ancak sosyal yaşamı bırakmadı. Böbrek nakline karar veren Mehmet Ali Demir eşi ile birlikte maden işçisi oğulları Murat (27) ve Yasin’in (25) yaşadığı Manisa’nın Soma ilçesine taşındı. Demir, oğullarının önerisi üzerine nakil için İzmir Kent Hastanesi’ne başvurdu. Oğullarının donör olmasına izin vermeyen anne Fatma Demir’in (42) uygun verici olması üzerine çift ameliyata hazırlandı. 14 Nisan 2014’te Kent Hastanesi Böbrek Nakli Bölümü Sorumlusu Opr. Dr. Işık Özgü, Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu ve Uzm. Dr. Ebru Sevinç Ok’tan oluşan ekip tarafından ameliyat gerçekleştirildi. Böbreğini verdikten 5 gün sonra taburcu edilen, hastanede kalıp eşine refakat eden Fatma Demir nakilden iki ay sonra, eşi de kendisinden birkaç ay sonra tarlalara döndü, çapa yapmaya, fide dikmeye başladı.

NAKİLDEN ÖNCE HİÇ ÇALIŞAMIYORDUM

Yevmiyeli tarım işçisi olarak her sabah Soma’dan diğer işçilerle birlikte çeşitli tarlalara çapaya gittiklerini belirten Mehmet Ali Demir, şöyle konuştu: “Beni çalışamayacak hale getiren hastalığın ne olduğunu hastanede öğrendim. Evde periton diyaliz de çok zor oldu, sık sık diyaliz yapmam gerektiği için çalışmamı da engelledi. Oğullarım Kent Hastanesi’nde nakil yapıldığını öğrenmişler, yakın olsun diye yanlarına taşınıp, ameliyatı oldum. Eskisi gibiyim. Doktorlarım daha erken izin vermelerine karşın 5 ayın sonunda karımla birlikte işime, yani tarlalara döndüm. Eşime çok teşekkür ediyorum, çok memnunuz birbirimizden. Zaten sevmeseydi vermezdi bana böbreğini. İkinci hayatı o yaşattı bana.”

ESKİ HALİMİZE DÖNDÜK

Eşine böbreğini verdikten kısa bir süre sonra tarlalara geri dönen Fatma Demir, kocasının böbrek nakilli, kendisinin de canlı verici olduğunu öğrenen işçilerin çok şaşırdığını, inanamadığını belirterek, “Bana eski halinize dönersiniz, demişlerdi de ben de inanmamıştım. Şimdi birlikte tarlalarda çalışıyoruz, yevmiyemizi alıyor, oturup yiyoruz. Hiçbir sıkıntımız yok. Eskiden hiç çalışamıyordu, eski haline kavuştu çok şükür.” diye konuştu.

Öte yandan iyi değerlendirildiği takdirde canlı vericilerin hayatları boyunca herhangi bir böbrek hastalığı ya da bundan dolayı bir mağduriyet yaşamasının söz konusu olmadığını belirten Nefroloji uzmanı Dr. Ebru Sevinç Ok, “Vericiler 2-3 gün, nakil hastaları bir haftada taburcu oluyor. O günden itibaren kendi işlerini görmeye başlayabiliyorlar. Bedensel ağır işlerle çalışanlar bir aydan sonra işlerine dönebiliyorlar. Masabaşı çalışanlar çok daha kısa sürede iş başı yapıyor. Hiçbir kısıtlamaları yok. Hayatlarına aynı yerden devam ediyorlar. Demir çifti bunun en güzel örneği.” diye konuştu.