Çanakkale Kara Savaşları'nın 100. yılı programları çerçevesinde, Şehitler Abidesi'nde uluslararası tören düzenledi. Abidenin önündeki alanda düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum ve Galler Prensi Charles'ın da aralarında bulunduğu 20 civarında devlet başkanı katıldı.

Misafirlerin yerini almasıyla tören başladı. İlk olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Prens Charles, anıta çelenk koydu. Çanakkale’de savaşmış ülkelerin çelenkleri ise tören alanında hazır bulunduruldu. Saygı duruşu ve saygı atışının ardından İstiklâl Marşı eşliğinde Türk bayrağı göklere çekildi. Çanakkale cephesinde mücadele eden ülkelerin bayrakları da abide önündeki gönderlere çekildi. Daha sonra Kur'ân okundu ve Çanakkale cephesinde şehit olan askerler için Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez tarafından dua edildi.

PRENS CHARLES KONUŞMA YAPTI

Duanın ardından İtilaf Devletleri adından Prens Charles bir konuşma yaptı. Burada olmaktan memnun olduğunu belirten Charles, 1915 yılında burada zorluklar içinde toplanan orduların savaştığını söyledi. Barış mesajları da veren Charles, "Çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Savaşın sona ermesiyle birlikte daha fazla bizim önümüzde duran bir örnek oldu. Şunları anlamamız lazım, biz burada kahramanlığı anarken aileler için farklı şehirden buraya gelmiş olmalarını anlamamız lazım. Kasabalarını bırakıp buraya geldiler. Çok büyük fedakarlıklar gösterdiler. Çanakkale'deki savaş şunu hatırlatıyor, buradaki savaş, bir dünya savaşıydı. Birçok ulusun buraya gelmiş olması değil, buradaki savaş tüm dünyayı etkiledi. Buradaki savaş, Anzakların ruhlarını ortaya koymuş oldukları yer. Burası Anzaklar için yeni bir kimlik inşa edildiği yer." şeklinde konuştu.

'BU YÜZYILI, BARIŞ YÜZYILINA DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN HAZIRIZ'

Daha sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan da barış mesajları verdi. Törenin yapıldığı alanda binlerce şehidin olduğunu hatırlatan Erdoğan, savaş sırasında yaşanan dostlukları da aktardı. Erdoğan, şunları kaydetti: "Bulunduğumuz Gelibolu Yarımadası, 1. Dünya Savaşı'nın en önemli cephelerinden birini oluşturuyordu. 100 yıl önce bu cephede mukaddesatını, vatanlarını ve şereflerini savunan 100 binlerce askerimiz, gözlerini kırpmadan ölümün üzerine gitti. Aynı şekilde dünyanın dört bir yanından gelen farklı milletlerden 100 binlerce asker de karşı saflarda hedefleri için azimle, cesaretle savaştı. Hepsini de saygıyla, hürmetle yâd ediyorum. Çanakkale'de yaşanan savaş sadece bizzat burada olanların değil, cephede yer almayan milletlerin de kaderini etkileyen sonuçlar doğurdu. 1. Dünya Savaşı'nın çeşitli cephelerinde evlatlarını yitiren ülkelerden temsilciler, bugün aramızda bulunuyor. Bu savaştan dolaylı olarak etkilenen ülkelerin temsilcileri de aynı şekilde aramızda yer alıyor. Burada biraraya gelen tüm ülkeleri, savaş yüzyılı sona erip barış yüzyılının barış çağrısını paylaşan dostlarımız olarak görüyoruz. 1. Dünya Savaşı'nın sarsıcı izlerinin halen devam ettiği günümüzde, dün akşam İstanbul'da ve bugün burada verdiğimiz barış mesajlarının çok önemli olduğuna inanıyorum. Dünyanın bu mesaja çok ihtiyacı var. Çanakkale Savaşları, daha yapıldığı günlerde bu mesajın özünü, ruhunu yansıtan görüntülere sahne olmuş bir mücadeledir. Bu bakımdan tüm dünyaya barış mesajı vermek için Çanakkale'nin, Gelibolu'nun önemli olduğunu düşünüyorum. Bu mesajı güçlü bir şekilde dünyaya duyurmamıza katkı sağladığınız için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. 100 yıl önce Gelibolu'da yaşanan çarpışmalar, bu tarihi yarımadada savaşmış tüm milletlerin ortak hafızasında da yerini aldı. Bu topraklara, her milleten 100 binlerce gencin istikbali döküldü. Hepsinin de kendisine göre ayrı sevdaları, ayrı hayalleri, ayrı ümitleri vardı. Burada savaşanların hepsi birer askerdi ama daha önemlisi insandı. Nitekim onlar, savaş anında bile karşılarındakini düşmandan öte insan olarak gördüler. Onların da birer anneleri babaları olduğunu, belki yollarını gözleyen eşleri, evlatları olduğunu hatırlarından hiç çıkarmadılar. Elinde annesinin resmiyle ağır yaralı olarak yatan Fransız askerine yardım etmek için uğraşan Mehmetçiğimize bunun sebebini sorduklarında verdiği cevap, işte tam da bunu ifade ediyor. Askerimiz, 'Benim annem yok. Belli ki onun yolunu gözleyen bir annesi var.' demişti. Üstelik kendisinin de en az onunki kadar ağır bir yarası varken bu ifadeleri kullanıyordu. Bu karşılıklı saygı zemininde başlayan dostluklar, bugün burada biraraya getirdi. Bizlere düşen görev, yeni savaşların yaşanmaması içindir. Hayatlarının baharındaki gençlerin ölmeden mezara girmemeleri için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmektir. Bu küçük yarımadada yatan binlerce gencin hatırası önünde hepimizin adına barışın, huzurun, refahın tüm dünyaya hakim olmasını sağlamak için çalışma kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyorum. Çanakkale'de de savaşmış olan cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in güzel bir sözünü sizlere hatırlatmak istiyorum. Gazi diyor ki: 'Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızda huzur içindedir. Onlar bu topraklarda canlarını feda ettikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.' Evet, bu topraklarda hayatını kaybeden herkes bizim misafirimiz değil, adeta evladımızdır. Bugün burada sadece şu veya bu milleti değil, burada can vermiş tüm askerleri anıyoruz. Yeni nesillere düşen görev, Çanakkale'de kanla, canla, azimle, cesaretle taşa, toprağa, denize kazınan dostluk mesajına sahip çıkmaktır. Çeşitli ülkelerden gençlerin, burada yatan atalarını yâd etmek için Çanakkale'ye gelmelerini, bu mesaja sahip çıkıldığının bir işareti olarak değerlendiriyorum. Nitekim Anzaklarla ilgili şu ana kadar elime ulaşan bilgilere göre Şafak Ayini'ne 10 bini aşkın insan katılacak. Bizim gençlerimizden ise yarın sabah namazını müteakiben asgari 35 bin kişi katılacak. Bu artık şunu ifade ediyor, bunu barışı döndürmek, bu mesajı tüm dünyaya vermek için bir bütün olarak görüyorum. Ortak acıları yeni düşmanlıklar üretmek değil, dostluğun, sevginin, barışın aracı haline dönüştürmek konusunda Çanakkale'nin tüm dünyaya, tüm toplumlara örnek olmasını temmeni ediyorum. Küresel istikrar ve refah için buradaki hoşgörü ve dostluk ikliminin tüm ülkeler, tüm toplumlar tarafından desteklenmesi gerekiyor. Irkçılığın, İslamofobinin ve her türlü nefret içeren akımın çaresi işte buradadır. Biz bu yüzyılı, barış yüzyılına dönüştürmek için her türlü hazırız. Çanakkale'deki şu manzara bunun ispatıdır."

Daha sonra çeşitli ülkelerden gelen çocuk koroları, barış şarkıları seslendirdi. Mehter takımı da zafer şarkıları eşliğinde gösteri yaptı. Ardından tören geçişi yapıldı. Geçişten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Prens Charles, şehitlik defterini imzaladı. Misafirler, tören alanının arkasında bulunan şehitliklere geçerek mezarlara çiçek koyduktan sonra boğazdaki geçişi seyretmek üzere seyir terasına geçildi.