Kayseri Barosu Başkanı Avukat Fevzi Konaç, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği resmi nikah olmadan dini nikah yapılmasının cezalandırılmasının iptali konusundaki kararla ilgili yanlış yorumlar yapıldığını savunarak, "Anayasa Mahkemesi'ne haksızlık edildiği kanaatindeyim.'' dedi.

Baro Başkanı Konaç, Anayasa Mahkemesi'nce iptaline karar verilen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 230'uncu maddesinin 5 ve 6'ncı Fıkralarında, "(5) Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak medeni nikah yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar. (6) Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir" hükümlerinin bulunduğunu anımsattı.

İptal kararının, çok eşliliğe ve küçük yaşta evliliklere neden olacağı değerlendirmelerine yol açtığı yorumlarının yapıldığını hatırlatan Baro Başkanı Konaç, bu görüşe katılmadığını belirterek, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Burada korunan hukuki yarar, resmi ve yazılı nikah usulü ve aile düzenidir. Yoksa, bu hükümlerle birden fazla evliliğin önlenmesi veya çocuk yaştaki kız çocuklarının dini nikahla evlendirilmesinin önlenmesi amaçlanmamıştır. Belirtilen amaçlar, kanunun değişik hükümlerinde yer almaktadır. Ayrıca resmi nikah usulüne uyulmadan gerçekleştirilen (dini törenle yapılmasa dahi) fiili evliliklerin yaptırımı Medeni Kanunda, iki tarafın da evliliğin sağladığı haklardan yararlanamaması biçiminde ortaya çıkmaktadır. Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ve Anayasa'da yer alan din ve inanç özgürlüğü çerçevesinde, dini seramoni yapılmasının hürriyeti bağlayıcı ceza ile karşılanmasının, demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olmadığına ve Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. İlk olarak, TCK'nın 230'uncu maddesinin ilk iki fıkrasında, evli olduğu halde başkasıyla evlenme fiili, 3'üncü fıkrasında da kimliğini gizleyerek başkasıyla evlenme fiili cezalandırılmaktadır. Dolayısıyla, çok eşliliği yasaklayan ve yaptırıma bağlayan 1 ve 2'nci fıkra hükümleri yürürlüktedir. İptal edilen hükümler, çok eşliliği koruyan düzenlemeler değildir. Dolayısıyla, küçük kız çocuklarının evlendirilmesi durumunda küçüğü koruyan ve etkin yaptırım içeren düzenleme, TCK 103. maddedir.''