Diyarbakır’da görev yapan bazı avukat ve iş kadınları, Mersin’de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın öldürülmesini protesto etti. Kentte toplu taşıma görevi yapan yaklaşık 300 minibüsün aynalarına siyah kurdele bağlayan kadınlar, Özgecan’ın fotoğraflarını taşıdı.

Diyarbakır Barosu tarafından geçtiğimiz günlerde Mersin Çağ Üniversitesi’nde okuyan Özgecan Aslan’ın katledilmesi ile ilgili basın açıklaması yaptı. Suriçi ilçesindeki Dağkapı Meydanı’nda dolmuş durağının yanında düzenlenen basın açıklamasına iş kadınları, avukatlar ve bazı sivil toplum kuruluşları katıldı. Grup, ellerinde ‘Özge bir candı, hepimiz Özge'yiz’, 'Tecavüzcü doğulmaz, tecavüzcü olunur’ pankartları taşıdı.

Burada basın açıklaması yapan Diyarbakır Barosu’na bağlı, Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi koordinatörü avukat Serap Yiğit Erkuş, Diyarbakır Dağkapı Minibüsçüler Kooperatifi Başkanlığı ile kadın kıyımlarına artık yeter demek için bir araya geldiklerini söyledi. Özgecan Aslan’ın 20 yaşında olduğunu anımsatan Erkuş, "Tarsus'ta, Çağ Üniversitesi'nde bir öğrenciydi. 11 Şubat 2015 günü her zamanki gibi okuldan çıkıp evine gitmek üzere Tarsus-Mersin TOK minibüsüne bindi. Ancak evine gidemedi. İşte tam bu noktadan sonra tarih, insanlığın nasıl vahşileşebileceğine bir kez daha şahitlik yaptı. Faillerden Suphi Ahmet Altındöken’in kolluk biriminde vermiş olduğu ifadelerden de anlaşılacağı üzere, Özgecan'a tecavüz etmek için saldırdığında Özgecan'ın kendini korumak maksadıyla failin yüzünü tırmaladığını ve biber gazı sıkması üzerine failin kendini kaybederek hatırlayamadığı kadar çok sayıda bıçakladığını, ölmediğini düşünerek levye ile de kafasına defalarca vurduğunu, bileklerini kestiğini, delilleri tamamıyla yok etmek amacıyla Özgecan'ın parçaladığı bedenini yaktığını, bu da yetmezmiş gibi dereye attığını tüm soğukkanlılığıyla itiraf etmiştir." ifadelerini kullandı.

Korkunç ve kan donduran bu vahşet karşısında kelimelerin tüm anlamlarını yitirdiğini ifade eden Erkuş, ülkede kadın kıyımlarına ilişkin rakamlar giderek artmakta olduğunu dile getirdi. Erkuş, "Sivil toplum kuruluşlarının yapmış olduğu istatistiki çalışmalar göstermektedir ki son 10 yılda 7122 kadının öldürüldüğü, 4876 kadının tecavüze uğradığını göstermektedir. 2014 yılının Aralık ayından günümüze kadar 3 ay içinde 20 kadın öldürülmüştür. Bunlardan Emine Börü, çocuklarının gözü önünde eşi tarafından silahla Diyarbakır’da katledilmiştir. Yarın ilk duruşması yapılacaktır. Bir diğer kıyım ise 14 Şubat 2015 tarihinde Çermik ilçemizde Meryem Yılmaz’ın eşi tarafından bıçaklanarak katledilmesidir. Talihsizliğimiz odur ki erki temsil eden kimi yetkili ve etkililer kadına dair zavallıca açıklamalar yaparak, zaten konforlu sayılmayan toplumsal varlığımızı daha da kötü bir noktaya doğru itmişlerdir. Bu garip söylemler artarak sürerken kadının konumunda olumlu yönde gelişmeler olacağını beklemek iyimserlikten ziyade saflık olur." diye konuştu.

Kadını erkeğe bağımlı hale getiren cinsiyetçi politikaların kadın kıyımlarını hızla artırdığını belirten Erkuş, faillere yargılama sonucunda uygulanan indirimlere bakıldığında verilen cezaların ne kadar yetersiz kaldığının görülmekte olduğunu anlattı. Erkuş şöyle konuştu:
"20 yaşındaki bir genç kızın çantasında biber gazı ile gezme ihtiyacını duyduğu bir ülkede yaşamaktayız. Bugün Özgecan yarın sizin kızınız, ablanız, kardeşiniz, en yakın arkadaşınız belki de siz olacaksınız. Sustukça, kadını, insanı yok saydıkça, elimizi taşın altına koymadıkça hepimiz bu ülkede kadınların, yok sayılanların kaderine ortağız. Bugün burada biz kadın hakları savunucuları olarak bir kez daha devlet yetkililerine sesleniyoruz; erkek egemen zihniyete son verecek yasal düzenlemelerin vakit geçirilmeden çıkarılarak uygulanmasını, faillere en ağır cezai yaptırımların uygulanacağı düzenlemelerin yapılmasını talep ediyor ve Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi olarak; kadın kıyımlarına karşı faillerin yargılandığı tüm davaların sonuna kadar takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna bildiriyoruz. Özgecan Aslan, şahsında bugüne kadar kadınlar ve çocuklara yönelik her türlü şiddeti kınıyor ve lanetliyoruz."

Basın açıklamasının ardından avukatlar, kadınlar ve bazı sivil toplum kuruluşlarınca minibüslerin aynalarına kurdele ve Özgecan’ın fotoğrafları asıldı.