Ergenekon ve Balyoz davalarında hüküm giyenlerin tekrar yargılanması için teklif hazırlayan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Dolmabahçe'deki görüşmeyi anlattı. Erdoğan'a bu konudaki dosyayı sunduklarını söyleyen Feyzioğlu, paralel devlet iddialarını ortaya atanların delilleriyle bunu ispatlamaları gerektiğini ileri sürdü. Feyzioğlu, Başbakana güveniyor musunuz sorusuna ise "hayır" cevabı verirken hiçbir profesyonel siyasetçiye güven duymadığını söyledi.

Son günlerin en çok konuşulan ismi Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, CNN Türk'te katıldığı televizyon programda gündemle ilişkin soruları cevapladı. Dolmabahçe'de gerçekleşen Erdoğan görüşmesine ilişkin detayları paylaşan Feyzioğlu, Ergenekon ve Balyoz sanıklarıyla ilgili yeniden yargılanma sürecinin mutlaka başlayacağını bu konuda geri adım atılamayacağını söyledi. Feyzioğlu, paralel devlet iddialarıyla ilgili de şunları söyledi:

"Paralel devletin varlığını Başbakan söylüyor, eski dönemde adalet bakanlığını yapmış bir isim söylüyor. Ben bir siyasi parti mensubu değilim. Eğer paralel devlet iddiasını ortaya atıyorsaniz ki duyduk attınız ama salt yolsuzluk soruşturmasını savuşturmak için ortaya attığınız bir iddiaysa çok vahim. Çünkü o zaman sorumsuzluktur. Eğer gerçekten böyle bir paralel devlet varsa o zaman bunu delilleriyle ortaya koymalısınız. O zaman da bağımsız bir yargıyla kalkar bunu değerlendiririz.

"BAŞBAKANA GÜVENİYOR MUSUNUZ?"

Programda Feyzioğlu'na Erdoğan'ın daha önce kendisiyle ile ilgili ağır sözler ettiği hatırlatıldı. Başbakana güveniyor musunuz sorusuna ise Feyzioğlu, hayır cevabı verirken ilke olarak hiçbir siyasetçiye güven duymadığını anlattı. İşte Feyzioğlu'nun o sözleri;

"Hayır, kimseye güvenmiyorum. Ben hayatta hiç kimseye güvenmiyorum. Ben sadece bu olayda olduğu gibi hiç bir profesyonel siyasetçiye güvenmiyorum. Başbakana güvenmemi gerekterecek bir durum yok, hiçbir profesyonel siyasetçiye güvenmem için bir neden yok. Bir tek millete güveniyorum ve bugün milletin karşılığı olan halka güveniyorum. O yüzden, yolsuzluk araştırmasını canlı tutacak halktır ve aynı zamanda aydınlara, subaylara ve avukatlara yönelik soruşturmalarda kumpas kurulduğu iddialarını ayakta tutaçak bu halktır.

"YENİDEN YARGILANMA OLUR"

Bakın bu cümle ağızdan çıktıktan sonra, yeniden yargılanma sözü ağızdan çıktıntan sonra ok yaydan çıkmış demektir. Bunu takip etmek lazım. 17 Aralık'ta ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu olmasaydı, bu kavga olmasaydı bu yolsuzluk düğmesine basılırmıydı. Muhtemelen basılmazdı. Dolayısıyla yolsuzluk düğmesinin basılmasına neden de bu kavgadır, kumpasın ortaya çıkmasının nedeni de bu kavgadır. Yolsuzluk düğmesine basılması ayrıdır, basıldıktan sonra ortaya dökülenler ayrıdır. Ortada çok ciddi iddialar vardır ve bunun önemsenmesi gerekir. Eğer kumpas ile ilgili bu cümle söyleniyorsa bunun da üzerine gidilmelidir."