Gazeteci dernekleri ve sendika temsilcileri, yeni kurulacak hükümetten basın ve ifade özgürlüğü istiyor. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ahmet Abakay, “Türkiye’de gazetecilik mesleğimizle ilgili en önemli sorun siyasaldır. Çünkü basına düşman bir iktidarla karşı karşıyayız.” dedi. Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Kadri Gürsel ise, “AKP’nin ortağı olacak hükümetin Maliye Bakanlığını AKP’den kurtarması gerekiyor. Maliye Bakanlığı alması gerekiyor ki, vergi müfettişleri iktidarın medya patronlarını sindirmek onları rehine konuma düşürmek için kullandığı askerleri olmak durumundan çıkarılsınlar. Demokrasinin ön koşulu basın özgürlüğüdür. Basının özgürleştirilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Gazetecilere yönelik baskı, tehdit ve tutuklamaların ortadan kalkması ve çalışanların sorunlarının çözümü için Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde (TGC) toplanarak yeni kurulacak hükümetten beklentilerini dile getirdi. CHP Milletvekili Mahmut Tanal da panele dinleyici olarak katıldı.

Türkiye’de gazetecilik mesleğinde en önemli sorunun siyasal olduğunu belirten ÇGD Başkanı Ahmet Abakay, “Çünkü siyasal iktidarın çok ağır baskısı altında çok ağır oto sansür ve koşullarda görev yaptığımız için kendi ana sorunlarımız ikinci plana itildi. Çünkü basına düşman bir iktidarla karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanından Başbakanına kadar basını düşman gören bir anlayış 12, 13 yıldır süren bir durumdayız. Cumhurbaşkanı Reza Zerrab huzurunda konulma yaparken, yine basına ve mesleğimize saldırdı. Mısır yönetiminin talebi üzerine Berlin’de gözaltına alınan Al Cezire muhabiri Ahmet Mansur için konuştu. ‘Gezi olaylarında basın özgürlüğü konusunda ülkemizi eleştirenler Mısır’ın darbeci generali karşısında aynı tavrı gösteremiyorlar’ diyor. Bu gazeteci de birkaç gün önce serbest bırakıldı. Basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü böylesine canhıraş savunur gibi görünen Cumhurbaşkanı, bizde ne yapıyor? Terörist gruplara silah taşıyanları yazınca ağırlaştırılmış müebbet istemiyle dava açıyor. Gözaltına alındığı için onu savunan kişiyi bilmeyen de basın, ifade ve demokrasi konusunda çok hassas olan İsveç kralı konuşuyor zanneder. Ya sen Türkiye’de zaten basının anasını ağlatmışsın. Cezaevlerine giren çıkanlar. Bunların 300 bulduğu söyleniyor. Bugün 21 gazeteci halen cezaevinde.” diye konuştu.

Gazetecinin toplumu bilgilendirdiğini kaydeden Abakay, şöyle devam etti: “Hele ki içinde hırsızlık, yolsuzluk ve savaş suçu gibi unsurlar varsa onu yayınlamak gazetecinin görevidir. Yayınlamazsa görevini yapmıyor demektir. Recep Tayyip Erdoğan Cumhuriyet tarihi boyunca gazeteciler, yazarlar çizerler için en fazla dava açma rekorunu elinde bulunduran kişidir. Son 12 yıllık basının üzerinde ki baskılar bizim tarihe mal olan utanç duyduğumuz olaylar tarihe geçti. Yeni hükümetten basın üzerinde, medya üzerinde, gazeteciler üzerinde baskı oluşturan bu iktidardan hesap sorulması hem Türkiye’deki demokrasi güçlerinin hem basın örgütlerinin görevi.”

BASIN ENSTİTÜSÜ DERNEĞİ BAŞKANI KADRİ GÜRSEL: ‘AKP’DEN DEĞİL KOALİSYON HÜKÜMETİNDEN İSTİYORUZ’

7 Haziran sonrası oluşacak bir koalisyon hükümetinden beklentilerinin olduğunu ifade eden Gürsel, “Yoksa AKP bir azınlık hükümeti kuracaksa bir daha ki seçime kadar gerçekçi olalım. AKP misyonundan herhangi bir beklentimizin kalmış olabilmesi, iyimserliğin aşırı zorlandığı bir durumu işaret eder. Belki taleplerimiz olabilir. Bugün demokrasi tehlikededir. Ama 7 Haziran sonuçları sonucunda bu tehlike biraz daha azaldı. Seçmen siyaset sınıfına Türkiye’yi demokrasinin tehlike de olmadığı bir çözüm zeminine taşıma imkanını sundu.” diye konuştu.

Basının üzerinden baskının ve tehdidin ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Gürsel, basın özgürlüğü için şu maddeleri dile getirdi: “Basın özgürlüğü kısıtlayan tehdit unsurların birer birer ortadan kaldırılması gerekiyor. Medya sahipliğinin yeniden düzenlenmesi, medya patronlarının rehine konumundan çıkarılması gerekiyor. Hakaret davalarının basın ve ifade özgürlüğü kısıtlayan bir araç olarak kullanılmaktan çıkarılması, hapisteki gazetecilerin serbest bırakılması taleplerimiz arasındadır. Gazeteciler gazetecilik faaliyetlerinden dolayı hapis edilmesini bir iktidar pratiği olmasından çıkarılması gerekiyor. AKP’nin ortağı olacak hükümetin Maliye Bakanlığını AKP’den kurtarması gerekiyor. Maliye Bakanlığı alması gerekiyor ki, vergi müfettişleri iktidarın medya patronlarını sindirmek onları rehine konuma düşürmek için kullandığı askerleri olmak durumundan çıkarılsınlar. Anadolu Ajansı ve TRT’nin AKP’nin parti yayın organları gibi çalışması önlenmelidir. Yolsuzluklarında üzerine gidilmesi gerekiyor. Sadece 4 bakanın parlamento marifeti ile yüce divana gönderilerek vicdanların rahat ettirilmesi mümkün değildir. Bunun içinde iktidarın medya düzenin de kurulmasının mercek altına alınması gerekiyor. Demokrasinin ön koşulu basın özgürlüğüdür. Basının özgürleştirilmesi gerekiyor.”