Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (GÜSAM) Başkanı Ercan Taştekin, dünyanın hiçbir yerinde antidemokratik ve hukuk dışı uygulamalarla terörle mücadele edilemeyeceğini belirterek, “Edilse de başarılı olunamaz. Böyle bir mücadeleyle ilgisiz vatandaşı örgüte sempatizan; sempatizanı da terörist yaparsınız.” dedi. Taştekin, “Geçmişte cenazelerde ‘vatan sağ olsun’ denirdi. Maalesef son dönemlerde görüyoruz ki; halkımız böyle düşünmüyor. Bu bağlamda son günlerdeki iktidara yönelik tepkileri çok iyi okumak gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Türkiye’de son dönemlerde artan terör olaylarını değerlendiren eski Emniyet Müdürü Taştekin, çözüm süreci devam ederken, asker ve polisin terörle mücadele kabiliyetinin zafiyete uğratıldığını söyledi. Taştekin, “Bu süreçte güvenlik güçleri, istihbarat ve teknolojik donanım olarak hazır tutulsaydı ve olası çatışma sürecine hazırlıklı olduğumuz görünseydi, kamuoyunun bu denli büyük bir tepkisi olmazdı.” diye konuştu.

'ŞEHİT CENAZELERİNDEKİ TEPKİLER İLK KEZ OLUYOR'

Taştekin, 30 yıldır terörle mücadele edilmesine ve çok sayıda şehit verilmesine rağmen şehit cenazelerinde iktidara ilk kez bu denli tepki gösterildiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Geçmişte cenazelerde ‘vatan sağ olsun’ denir, şehitlerin vatan, bayrak ve devlet için verildiği söylenirdi. Maalesef son dönemlerde görüyoruz ki; halkımız böyle düşünmüyor. Bu bağlamda son günlerdeki iktidara yönelik tepkileri çok iyi okumak gerekiyor. Osmaniye’de şehit yüzbaşının cenazesinde ailesinin ve özellikle yarbay ağabeyin tepkisi bireysel bir tepki midir, yoksa bu kamuoyunun büyük bir kesiminde var olan bir tepki midir? Görüldüğü kadarıyla bu çok büyük bir kesimin ortak tepkisidir. Öncesinde de Sağlık Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu ve Başbakan Yardımcısı Sayın Yalçın Akdoğan’ın Bursa ve Kırıkkale’de maruz kaldıkları tepkiler ve cenazeyi terk etmek zorunda kalmaları ve yine ‘Katil AKP’ gibi sloganların atılması gibi durumları iktidarın çok iyi okuması gerekiyor. Şu an kamuoyunda büyük bir kesim teröre karşı etkin bir mücadele edildiğine inanmamaktadır. Toplum yaşananların “Politik hamleler, oy kazanma derdi, erken seçim uğruna” olduğunu düşünüyor.”

'TEKRAR ÇATIŞMASIZLIK SÜRECİNE GİRİLECEKTİR'

Taştekin, Türkiye’nin, yakın veya uzak tarihte tekrar bir çatışmasızlık sürecine gireceğini iddia etti. İktidar 7 Haziran sonuçlarından hareketle teröristle mücadelenin kendisine oy kazandıracağı düşüncesiyle böyle bir yol izlemiş olabileceğini dile getiren Taştekin, “Kamuoyuna paylaşılan tüm anketler gösteriyor ki; tam tersi gelişmeler oluyor. İktidar, başka arayışlarla ve geliştireceği formüllerle bu duruma değiştirmek isteyecektir. Bunun başında çatışmasızlık geliyor. Ayrıca bölücü terör örgütü de çatışmalar devam ettikçe birkaç alanda sıkışacaktır. Birincisi örgütün beslendiği kendi tabanında çatışmalardan ciddi bir rahatsızlık var. Bölgedeki toplumsal desteği kaybetmekle karşı karşıya olduğu için çatışmasızlık sürecini bir müddet sonra talep edebilir. Ayrıca entelektüel çevrelerde de bölücü terör örgütün zemin kaybettiği aşikârdır. Bunun yanında bölücü örgütün aralarında bir bağın bulunduğu siyasi yapı ile görüş ayrılığı olduğu söylenebilir. Tüm bunların sonucunda da çatışmasızlık sürecine geçileceği değerlendirilebilir.” diye konuştu.

'OHAL VE SIKIYÖNETİMİN HİÇBİR KATKISI OLMAZ'

Olağanüstü hal, sıkıyönetim gibi uygulamaların terörle mücadeleye hiçbir katkı sağlamayacağını vurgulayan Taştekin, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Dünyanın hiçbir yerinde antidemokratik, hukuk dışı uygulamalarla terörle mücadele edilemez; edilse bile başarılı olunamaz. Devlet görevlileri, demokrasi ve hukuk sınırları içerisinde kalarak mücadele etmeliler. Diğer türlü terör örgütlerine propaganda malzemesi olunur. Bundan devlet ve bölge halkı zarar görür. Tüm antidemokratik uygulamalar terör örgütünün de istismarıyla ilgisiz vatandaşı sempatizan; sempatizanı terörist yapar. Bu da terör bitirmez, 30 yıldır bitirmediği gibi.”