Suriye’nin Tel Abyat ilçesinden son bir hafta içinde binlerce insanın Türkiye’ye sığınmasının ardından Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük’e sorulan “Bu insanlar kimden kaçıyor?” sorusu ortamı gerdi. Vali Küçük’ün verdiği cevap ve soru soran gazetecilerin gözaltına alınması ise bir anda ülke gündemine oturdu.

Vali İzzettin Küçük’ün bu soruya verdiği cevap, insanların “PYD’den ve bölgedeki IŞİD mevzilerini hedef alan ABD öncülüğündeki koalisyon bombardımanından” kaçtığı yönünde. Valinin, IŞİD faktörünü hatırlatan gazetecilere verdiği aşırı tepki, bu örgütle ilgili olumsuz ifadelerden duyduğu rahatsızlığı göstermesi açısından ilginçti. Vali Küçük’ün, PYD’nin Tel Abyat’ı çembere almasının hemen ardından da ilginç çıkışları oldu. Bunlardan biri, ‘Son 6 ayda PKK’nın Şanlıurfa’da 3 bin çocuk kaçırdığı’ yönündeki açıklamasıydı. 6 ay sessizliğini koruyan Küçük’ün, Tel Abyat’taki gelişmeler üzerine sessizliğini bozması dikkat çekiciydi.

Peki “Suriyeliler kimden kaçıyor?” sorusunun asıl muhatapları, can derdiyle Türkiye’ye sığınan insanlar ne diyor? Tel Abyat’tan kaçarak Akçakale’ye sığınan Suriyeliler, 2 yıldır adeta esaret hayatı yaşadıklarını anlatıyor. PYD ile ilgili de kaygıları olan Suriyeliler, “PYD veya IŞİD’den değil, savaştan kaçtık, uçak bombardımanından kaçtık.” diyorlar.

Ailesi ile birlikte Akçakale’ye sığınan Suriyeli Sare Ahmet isimli kadın, “Kürtler kardeşimizdir. PYD nasıl bir yönetim belirleyecek bilmiyoruz, nasıl baskıda bulunacağını bilmiyoruz. Ancak 2 yıldır evimizde esaret hayatı yaşadık. Evimizin içinde bile konuşamaz olduk. En basit davranışlarımız kırbaç ve hapisle cezalandırıldı. Ne IŞİD’den ne de PYD’den beklentimiz yok. Sadece evimizde oturmak istiyoruz. Biz uçakların ilçeyi bombalayacağını duyunca kaçmaya kalkıştık. IŞİD evlerimizden çıkmamamız için tehditte bulundu. Ama yine de kaçtık.” diyor.

"IŞİD BOYUN KESİYOR, PYD NAYLON YAKARAK VÜCUDA AKITIYOR"

Fatma Musa isimli Suriyeli Türkmen ise “Kürtlerle ilgili sorun yaşamadık fakat PYD ile ilgili olumsuz duyumlar alıyoruz. Bakalım bundan sonra onlarla da tanışacağız. IŞİD boyun kesiyor, PYD naylon yakarak vücuda akıtıyor. Biz iki ateşin arasında kalmak istemedik, bombardımandan korkup kaçtık. Bizim için fark etmiyor. Kimseye güvenimiz yok. Sadece bizi rahat bıraksınlar istiyoruz. Orucu evimizde geçirmek istiyoruz.” sözleriyle derdini anlatıyor.

Can havliyle kendini Türkiye topraklarına atan İslim adlı başka bir kadının şu sözleri, bölgede yaşanan dramı çok iyi özetliyor: “Bize kimse merhamet etmedi. Ne Esed, Ne IŞİD, ne PYD. Gelen vurdu giden vurdu.”

Akçakale’de sığındığı bir inşaatta 3 gece geçiren Suriyeli bir genç ise “Biz ondan bundan değil, savaştan, bombardımandan kaçtık.” açıklamasında bulunuyor.

Son bir hafta içinde 23 bin kişi Akçakale’ye geldi ve kamplara gitmek isteyenlerin dağıtımı yapıldı. Türkmenler, Islahiye çadır kentine, Kürt kökenliler Suruç’taki kampa, Araplar ise Mardin Derik ilçesindeki kampa gönderildi. Kampa gitmek istemeyip bir an önce geri dönmek isteyenler ise Akçakale’deki parklarda, garajlarda ve inşaatlarda kalmaya devam ediyor. Bugün itibariyle yaklaşık bin kişi, Tel Abyat’a dönmüş durumda. PYD’nin kontrolüne geçen bölgeye Suriyelilerin bir an önce dönmesinin önündeki en büyük engel ise IŞİD’in terk ettiği yerleri mayınlıyor olması. Birçok Suriyeli, mayınlarla ilgili bu sorunun bir an önce çözülmesini ve hemen evlerine dönmeyi bekliyor.

FETHİ ALTUN