Cihan Haber Ajansı (Cihan) tarafından, Türkiye Ekmek Sanayi İşverenleri Sendikası (TESİS) Genel Sekreteri Cihan Kolivar’ın, Halk Ekmek’in yüzde 100 katkılı olduğuna dair iddialarına ilişkin yaptığı habere erişim yasağı getirildi. Mahkeme tekzip isteğini reddetmesine rağmen, habere erişimin engellenmesine karar verdi.

TESİS Genel Sekreteri Cihan Kolivar’ın Halk Ekmek’in yüzde 100 katkılı olduğuna yönelik iddiaları Cihan tarafından haberleştirilmişti. Halk Ekmek’in avukatı Sait Şaylığ, Gaziosmanpaşa 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne konuyla ilgili tekzip yayınlanması ve habere erişimin engellenmesi talebiyle dava açtı.

Avukat Şaylığ, haberin gerçeği yansıtmadığı, gerçek durumun kendilerine sorulmadığı, Belediye Başkanlığı aleyhine olumsuz kamuoyu oluşturmaya yönelik olduğu iddiasında bulundu. İddiaları değerlendiren mahkeme habere erişim yasağı getirirken, tekzip talebini 5651 sayılı yasanın 9/1 maddesinde bu yönde bir düzenleme bulunmadığı gerekçesi ile reddetti.

Haber içeriğinde yer alan konunun tamamen TESİS Genel Sekreteri Kolivar’ın iddiaları olmasına, Halk Ekmek yetkililerine iddialarla ilgili bilgi almak için ulaşılmaya çalışılması ancak bir sonuç alınamamasına rağmen habere erişim yasağı getirilmesi dikkat çekti.

Cihan Kolivar, habere konu olan iddialarında şu ifadelere yer vermişti: "Tarım Bakanlığı her önüne gelene belge veriyor. İstanbul'da 800 adet ruhsatsız fırın var. 800 ruhsatsız fırının ve 60 kuruşa halk ekmeğin satıldığı yerde 'İsrafı önleyeceğiz' diye ortaya çıkanlar yalan söylüyor. Ekmek 60 kuruş. 1 lira masraf yaparak, bayat ekmeği niye satayım? Atarım o ekmeği, alırım yenisini. Yeni ekmek 60 kuruş zaten. İşletme ne kadar ekmek yığarsa, müşterinin gözüne o kadar hitap ediyor. Marketler, tezgahtan geçenlerin parasını veriyor. Geri kalanı iade ediyor. 3-4 fırından ekmek alıyor. Aldığı fırınların çoğu da ruhsatsız. Bugün Esenyurt'ta 130 ruhsatsız fırın var. 11 Milyon Yunanlıya atılan ekmekle bakarız. O kadar ekmek israf oluyor ki... Fırının ekmekleri geri alma sistemini kaldırmamız lazım. Bakkal da taşın altına elini koyacak. Satabildiği kadar alacak. 2 tane de kalsa, kalmayacak.

Fırının hamurhanesine git, seni içeri sokmuyorsa bir daha oradan ekmek alma. O mahallede 10 tane fırın var. Bizim en büyük sıkıntımız, arkamızda devleti temsil eden kimse yok. Yasalar dört dörtlük. Yasalar var ama uygulayan yok. Vatandaş şunu iyi bilsin: Marketlerdeki ambalajlı ekmeklerin hepsinde katkı maddesi var. Kesinlikle katkısız olan ekmek günübirliktir. Ertesi güne kalan ekmek bayatlıyor. Katkılı ekmekler bayatlamıyor. Katkılı ekmek kanser yapıyor. Devlet yasakladı zaten. Vatandaş ambalajlı ekmek almasın. Fırından ekmek alsın. Raf ömrü uzun olsun diye katkı maddesi koyuyorlar. Fırından alırsa da hamurhaneye baksın. Temizse alsın.

Halk ekmeğin ekmeği yüzde yüz katkılıdır. Ucuz ekmek yapacak. Ben 75 liraya un alırken, onlar 50 liraya un alıyor. Üçüncü sınıf un alırlar. En kalitesiz değirmenlerin ununu alırlar. Zaten onlar glüten olmadığı için kabarmaz. Halk ekmeğin üretim yeri temiz ama satış yeri temiz değil. Kasalar pislik içinde. Halk ekmek satış yerinde bir lavabo bile yok." ifadelerini kullandı.

Depremde ilk altında fırın olan binalar yıkılır. Çünkü demiri buhar çürütüyor. Fırında demir diye bir şey kalmıyor. Hele ki kara fırınların (Odunla pişen) ağırlığı 60 ton. 90 ton binaya yük biniyor. Böyle bir şeye göz yumuluyor. İstanbul'u yöneten yok da kendi kendine yönetiliyor”