Gazeteci Hasan Cemal, Türkiye’de geçmişte de, günümüzde de birlikte hareket edemeyen bir medyanın bulunduğunu söyledi. “Biz ayağa kalkıp mesleğimizi hem güç odaklarına karşı, hem de kendi patronlarımıza karşı savunmadık. Medya adam olmadan demokrasi adam olmaz.” dedi.

P24’ün düzenlediği ‘Özgür İfade Paneli’nde konuşan Hasan Cemal’in konuşmasından satır başları şöyle:

Can Dündar:Suçun cezasız kaldığı bir sistem demokrasinin kuruluşundan beri var

Hasan Cemal: Medyaya darbe, saraydaki sultan düzeninden kaynaklanıyor

“Askeri darbelere selam çakan bir medya vardı. Hiçbir zaman demokrasiyi ortak bir platform olarak paylaşan bir medya olmadı. ‘Demokrasiyi ortak bir platform olarak paylaşalım, hepimiz bir birimizin söz hakkını savunalım, biz ancak böyle bir ortamda nefes alırız’ diyen bir basın olmadı. Özgürlüğümüzü siyasi, ekonomik ve askeri gibi güç odaklarına karşı ne yazık ki birlikte savunmadık.

Biz gazetecilik mesleğini bu mesleğin bir ahlakı, ilkeleri, kuralları olduğunun bilincine varıp güç odaklarına karşı sahip çıkmadık. Bundan daha önemlisi; kendi gazete ya da medya patronlarına karşı ‘ya dur bakalım bizim de bir mesleğimiz var. Sen böyle yapamazsın, bu mesleğin ahlakını çiğnemiş olursun’ da demedik. Biz ayağa kalkıp mesleğimizi hem güç odaklarına karşı, hem de kendi patronlarımıza karşı savunmadık.

Demokrasi, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ikinci - üçüncü sınıf olduysa medyanın da payı çok büyük. Medya adam olmadan demokrasi adam olmaz. Bugün de bu sözümü tekrar ediyorum.

‘1 KASIM, DEMOKRASİ AÇISINDAN DÖNÜM NOKTASI OLABİLİR’

1 Kasım Türkiye’de demokrasi ve hukuk açısından dönüm noktası olabilir. Gidip oylarımızla Erdoğan’a ‘git’ diyebilmeliyiz. 7 Haziran’da Türkiye bunu yaptı. Seçim sandığında mesaj verdi millet. Bu mesajın bir çıt daha fazla tekrarlaması lazım ki demokrasi krizini sandıkta çözebilelim.”