Bir senaryo yüzünden tutuklanan ve aylardır Silivri Cezaevi'nde esir tutulan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, mektup gönderdi. Mektubunda seçimlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Karaca, "Seçim sonuçları açıklanırken herkes gördü ki; demokrasiye halk kadar Cihan Haber Ajansı'da sahip çıktı. Onca baskıya ve taarruza rağmen güvenilir sonuçlarıyla millet iradesinin sandık sonuçlarına yansımasını sağladı." ifadelerini kullandı.

Hidayet Karaca, mektubunda 7 Haziran seçim gününde cezaevi koğuşundan oy kullanmaya giderken yaşadıklarını ve seçim sonuçlarıyla ilgili değerlendirmesini kaleme aldı.

İşte Karaca'nın o mektubu:

"6 aydır mazlum, mağdur, tutuklu ve esir olarak zindandayım. Bu süreçte bir ömre sığacak hadise yaşadım. Şahsen yaşadığım sıkıntılar bir yana, ülkemin içinde bulunduğu yıpratıcı süreç, vicdanıyla yaşayan herkesin ömründen çalıyor. Hukuksuzluklar, zulümler, adaletsizlikler… Hangi birini sayacaksın… Her neyse…

Bu kadar kötülüğün yaşandığı bir dönemde demokrasi, hak, hukuk ve insan hakları umuduyla halk sandık başına gitti. Ama ne gidiş… Öyle bir kampanya süreci yaşandı ki; geçmiş yıllarda böylesi bir dönem hiç yaşanmadı. Seçim kampanyası sürecinde hemen her gün anayasa ihlalleri yaşandı. Tarafsız olması gereken kişiler ve kurumlar anayasayı yok saydı.

Ben de oyumu zindanda kullandım. Jandarmaların eşliğinde üstüm başım aranarak cezaevi aracına bindirildim. Elime de yeni hazırlanmış ‘314/1 terör örgütü kurucusu ve yöneticisi’ yazılı bir kimlik verdiler. O kimlikle 1 No’lu cezaevinde demokratik hakkım olan oyu sandığa attım. Oyumu atarken de 'Allah’ım ülkem ve insanımız için hayırlısı ne ise onu nasip et' diye dua ettim. Tekrar jandarmaların arasında aylardır yaşadığım koğuşuma, halka kapalı Hakk'a açık mekanıma geldim.

Gazeteci olarak 20 yılı aşkındır seçimleri liderlerle röportaj yaparak, miting meydanlarına giderek, sandık sonuçlarını ajanslardan öğrenerek geçirdim. Seçim sonuçlarını burada da hassasiyetle takip ettim. Algı yönetimiyle halkın nasıl maniple edilebileceğini bizzat gördüm. Havuz medyasının tek merkezden belirlenen yayın politikası şaşırtmadı elbette… Hukuksuzluklar karşısında üç maymunu oynayan bazı haber kanalların da 'Ya tekrar gelirlerse' psikozunu atamadıklarını ve havuz medyasına yakın bir dille yayın yaptıklarını gördüm.

Seçim sonuçları açıklanırken herkes gördü ki; demokrasiye halk kadar Cihan Haber Ajansı'da sahip çıktı. Onca baskıya ve taarruza rağmen güvenilir sonuçlarıyla millet iradesinin sandık sonuçlarına yansımasını sağladı. Zaten, havuz medyası ve bu televizyonlarla aynı dili kullanan bazı haber kanalları süre ilerledikçe ve sandıklar açıldıkça köpürtülmüş rakamları bırakıp Cihan Haber Ajansı’nın verilerine yaklaştılar. Cihan ekibine ve kurumun başındaki Abdülhamit Biliciye teşekkürler.

Sandık bu… Kazanan olacak, kaybeden olacak. Seçim sonuçlarının kazananı da var kaybedeni de. Kazanan da kaybeden de dersler çıkarmalı. İki yılı aşkın zamandır sevginin yerini nefretin aldığı, liyakatin yerini adam kayırmaların, hak ve hukukun yerini baskıların zulümlerin aldığı dönemler yaşadık.

Önemli olan her şartta demokrasi, hak, hukuk ve adaletin kazanması. Duamız bu yönde. Ülkemizin selameti için yeter artık bu cinnet hali!

Huzurlu günleri görmek için umudumuz hiç bitmedi, bitmeyecek.

Çünkü 'Allah var gam yok!'"