Hollanda Yargıçlar Birliği Başkanı Tamara Trotman, verdikleri tahliye kararları nedeniyle tutuklanan Hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer hakkında bilgi almak için Türkiye'ye geldi. Hakimlerin avukatlarından bilgi alan Trotman, "Bu iki yargıç, herhangi bir suça bulaştıklarını gösteren bir kanıttan ziyade, yerine getirdikleri profesyonel görevlerinin çok ciddi etkileri olabileceği için gözaltına alındı ve tutuklandı." dedi.

Hollanda Yargıçlar Birliği Başkanı Tamara Trotman, hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer’in tutuklanma sebebine ilişkin bilgi almak için Türkiye'ye geldi. Tutuklu hakimlerin avukatları Hacer Yılmaz ve Önder Durdu ile görüşen Trotman, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yaptı.

Metin Özçelik ve Mustafa Başer’in tutukluluğun devamından dolayı endişeli olduklarını belirten Trotman, hakimlerin, suça karışmaktan ziyade görevlerini profesyonelce yaptıkları için tutuklandıklarını söyledi. Trotman şu ifadeleri kullandı: "Hukukun üstünlüğü ilkesini temel alan bir toplumda bağımsız yargıya saygı duymak ve korumak hükümetin görevi. Fakat bu yargıçların siyaseten hassas davalarına apaçık ciddi müdahaleden dolayı telaşlıyız. Bu iki yargıç, herhangi bir suça bulaştıklarını gösteren bir kanıttan ziyade, yerine getirdikleri profesyonel görevlerinin çok ciddi etkileri olabileceği sebebiyle gözaltına alındı ve tutuklandı. Bu davaları takip etmeye devam edeceğiz ve önümüzdeki ay uluslararası bir delegasyon ile geri gelip bu iki yargıcı ziyaret etmeyi, avukatlarıyla ve ayrıca HSYK’nın bir temsilcisiyle görüşmeyi planlıyoruz."

Tutuklu hakim Mustafa Başer'in avukatı Hacer Yılmaz da 6 Haziran 1015 tarihinden beri mail yoluyla Hollanda Yargıçlar ve Yargıçlar Birliği Vakfı Başkanı Trotman ile haberleştiklerini söyledi. Trotman'ın dosya ile yakından ilgilendiğini belirten Yılmaz, "Kendisine mail yoluyla bilgi verdik. Telefon görüşmelerimizde de kendisi Türkiye'ye gelmek istediğini ve tutuklu hakimler Başer ve Özçelik'i ziyaret etmek istediğini söyledi. " dedi.

'YARGIDAKİ PROSEDÜRLERE UYULMUYOR'

Tutuklu müvekkilleri ile ilgili, tutuklamaya neden olan hiç bir evrakı göremediklerini ve dosya hakkında hiç bir resmi bilgiye ulaşamadıklarını Trotman'a ilettiklerini anlatan Yılmaz, "Kendisinin, tutuklamanın başlangıcından itibaren müvekkillerin gıyabında verilen tutuklama kararları ile ilgili ısrarla sorduğu soru şuydu: 'Bu süreç doğru mu? Normal mi işledi?' Biz, kendisine bu sürecin normal işlemediğini, görevli olan mahkemenin değil,tamamen politik yaptırımlarla, siyasi otoritenin yönlendirilmeleriyle başka bir mahkemenin görevlendirildiğini, normalde nöbetçi mahkemenin dava açılıncaya kadar bu süreci yönlendirmesi gerektiğini , davaya ve tutukluluğa itirazlarla ilgili görevlendirildiklerini ancak bu hakimlerin tutuklanmaları ile ilgili süreçte bu prosedüre uyulmadığını aktardık." şeklinde konuştu.

Avukat Yılmaz, Trotman'ın duydukları karşısında çok şaşırdığını ve dehşete düştüğünü dile, getirerek şöyle devam etti: " 'Bu kadarını beklemiyordum' dedi. Bu konuyla ilgili birçok hukuka aykırılığa inanamadı ve bu hukuka aykırılıkları bizzat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye Raportörü'ne bildireceğini açıkladı."

'MÜVEKKİLLERİNİN NEDEN TUTUKLANDIĞINI AVUKATLARI OLARAK BİLMİYORUZ'

Trotman'ın Ağustos ayında heyet olarak Türkiye'ye gelmek ve tutuklu hakimler Özçelik ile Başer'i cezaevinde ziyaret etmek istediğini anlatan Yılmaz, "Tortman bu yargılamanın hukuka aykırı bölümleri ile ilgili endişelerini defalarca ifade etti. Avrupa Yargıçlar Birliği olarak yaptıkları delegasyonları ve basın açıklamalarını yinelediler." şeklinde konuştu.

Hakim Metin Özçelik'in avukatı Önder Durdu ise yargılama sürecinde karşılaştıkları ve hukuka aykırı olarak niteledikleri durumlara değindi. Durdu, iki hakimin verdiği kararlar nedeniyle tutuklanmalarının Türk yargı tarihinde bir ilk olduğunun altını çizdi. Müvekkillerinin tutuklanmasının üzerinden 3 aya yakın bir süre geçtiğini ancak hala neden tutukladıklarına ilişkin ortada bir bilgi olmadığını anlatan Durdu, "Hangi delillere dayanılarak tutuklandıklarına, hangi yasal prosedürler çerçevesinde tutuklandıklarına dair hala elimizde sağlıklı bir bilgi yok." dedi.

'TUTUKLULUĞUN KALDIRILMASI YÖNÜNDE GÖRÜŞ BİLDİREN HAKİM İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLDİ'

En son Bakırköy'de mahkemenin tutukluğa itiraz ile ilgili duruşmasının yapıldığını anlatan Durdu, "Tutukluğa devam kararı verildi. Bakırköy 2. Ceza Mahkemesi heyetinin daha önce tutukluk ve tutukluluk incelemesi kararlarını veren heyet üyeleri izinli olduklarından 2. Ağız Ceza Mahkemesi'nin üyesi olan Hakim Nilgün Güldal Hanımefendi ile dışarıdan görevlendirilen 2 hakimden teşekkül eden mahkeme heyeti, tutukluluk incelemesi yaptığı esnada daha önce tutukluluk halinin kaldırılması yönünde görüş beyan ettiği Hakime Nilgün Güldal Hanımefendi'nin, duruşma esnasında 2. Ağır'daki görevine son verildi ve iş mahkemesinde görevlendirildi." ifadelerini kullandı.

Tutukluluğa itirazın değerlendirildiği mahkemede yaptığı savunma sırasında heyetin üç defa ara verdiğini söyleyen Durdu, "Mahkeme heyetinde bulunan üç hakimden ikisinin dosyadan haberi yok. Dolayısıyla dosyadan haberi olmayan iki hakimin tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde görüş beyan ettiler." dedi. Durdu, yargı camiasındaki tepkisizliğin de dikkat çekici olduğunu belirterek "Devekuşunun başını kuma gömmesi gibi Türk yargı ve hukuk camiası sanki hiç böyle bir şey yokmuş gibi sessiz kalmakta, bu hukuksuzluğu görmezden gelmekte." şeklinde konuştu.