Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve Aile ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Derya Keskinci, “Kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini, kadın ile erkeğin eşit olduğunu, toplumsal cinsiyet eşitliğini reddeden bir zihniyet önleyemez.” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Derya Keskinci, yaptığı açıklamada, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın bir türü olduğunu ve toplumda erkeklerin kadınlar karşısında sahip olduğu güç, egemenlik ve ayrıcalıklardan kaynaklandığını belirtti. Keskinci, "Devletin kadına yönelik şiddeti kaldırmaya yönelik atmadığı her adım devleti şiddetin faili haline getirir. Kadın hakları insan haklarıdır. Kadın hakları ihlali, insan hakları ihlalidir. Kadına yönelik şiddet bir suçtur. Şiddet uygulayan erkeğin cezasız kalması veya ceza indirimi ile ödüllendirilmesi kabul edilemez. Kadına yönelik şiddet tüm topluma yöneltilmiş şiddettir.” diye ifade etti.

Kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğuna dikkat çeken Keskinci, şunları ifade etti: “Kadına yönelik şiddetin nedeni kadının ikinci bir varlık olarak görülmesi ve kadına yönelik şiddetin insan hakları ihlali olduğu bilincinin toplumda yerleşmemiş olmasıdır. Bu sebeple içselleştirilmiş toplumsal cinsiyet rollerinin ve erkeklik anlayışının yok edilmesi gerekir. Bu amaçla erkeklerin de içinde olduğu okul öncesi eğitimden başlayarak topyekûn bir zihniyet dönüşümü mücadelesinin başlatılması gerekir. Psikolojik, sosyo-ekonomik birçok nedeni olan şiddetin sadece kanuni düzenlemelerle ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını savunmakla birlikte cezaların yetersiz olduğunu da vurgulamamız gerekir. Kadınlara yüklenen bazı nedenler tahrik sebebi sayılarak ceza indirimlerinin yapılmaması ve cezaların ağırlaştırılması suretiyle caydırıcılığının sağlanması gerekmektedir.”