Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, eğitim kurumlarına yapılan baskınları ve medyada yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Koncuk, “Türkiye’de ya da herhangi bir ülkede bir basın yayın kuruluşu bir tacizle karşı karşıya kalıyorsa biz oradan hukuk devletinden, olgun bir demokrasiden bahsedemeyiz ifade dahi edemeyiz.” dedi.

Koncuk Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: “Türkiye'nin o kadar çok derdi var ki. Terör baş belası haline gelmiş. Suriye politikası nedeniyle 2,5 milyon sığınmacı Türkiye’de ve biz devlet olarak bunların envanterini dahi tutamamışız. Kim nerededir? Ne iş yapar? Nasıl yaşar? Bununla ilgili bir bilgimiz yok. Türkiye bu kadar büyük olayların içerisindeyken ülkeyi yöneten insanların bir paralel tehlike uydurup, bununla iştigal etmesi, bir takım özel okulları polislerle basması, bunlar kabul edilecek şeyler değil. Bu devlet yönetimindeki acziyeti gösteren bir durumdur. Yani siz devleti yönetemeyeceksiniz ama bu yönetme becerisini gösterememenizi bir takım grupların üzerine ihale etmeye çalışacaksınız. Böyle bir gerekçe asla kabul edilemez. Türkiye artık hukukun, insan haklarının egemen olduğu bir duruma girmek durumundadır. Eğer Türkiye’de bir takım insanlar, bir takım gruplar, yani bu ülkenin vatandaşı dediğimiz insanlar bizzat devleti yönetenler tarafından taciz ediliyorsa, geleceklerinden emin değillerse, hukuk devletinin kendilerini koruyacağından emin değillerse, güvenlik güçlerinin kendi hakları olan vatandaşlar olarak güvenlik güçleri tarafından değerlendirilmeyeceğini düşünen insan grupları bu ülkede varsa, bu ülkede bütün vatandaşlarımızın adalet konusunda geleceğinden endişe duyması lazım. Bugün bu uygulamalar birilerine yapılır. Sessiz kaldığımız sürece, yarın başkalarına yapılır ve bir gün bizi de bulur. Her koyun kendi bacağından asılır anlayışıyla meseleyi değerlendiremeyiz. Adaletsizlik olan bir ülkede, adaletsizliğe uğrayan insanların var olduğu bir ülkede o adaletsizliğin bir gün bizi de vuracağı, bizim de o adalet mekanizmasına bir gün ihtiyaç duyacağımızı her bir vatandaşımızın, siyasi düşüncesi, ideolojisi, dünyaya bakış açısı ne olursa olsun bütün vatandaşlarımızın değerlendirmesi ve bunun muhasebesini yaparak bir karar vermesi bir mecburiyet haline gelmiştir.” dedi.

'BASIN YAYIN KURULUŞU TACİZLE KARŞI KARŞIYA KALIYORSA DEMOKRASİDEN BAHSEDEMEYİZ'

Bazı TV kanallarına yapılan uygulamaları da değerlendiren Koncuk, “Türkiye’de ya da herhangi bir ülkede bir basın yayın kuruluşu bir tacizle karşı karşıya kalıyorsa biz oradan hukuk devletinden, olgun bir demokrasiden bahsedemeyiz, ifade dahi edemeyiz. Türkiye’de AKP’nin seçim beyannamesini bütün vatandaşlarımız dinlemiştir. Beyannamenin 1 maddesi de 'ayrımcılığa son vereceğiz' diyor. 13 yıldır bu ülkede iktidar olan bir siyasi partinin seçim beyannamesinde ayrımcılığa son vereceğiz maddesinin bulunmasına rağmen birtakım basın yayın kuruluşlarının esasında ciddi gerekçeler olmaksızın basılması, aramalar yapılması, yayın yapmalarına engel olacak bir takım yaptırımlarla karşı karşıya kalması, mesela digiturk platformundan çıkartılması, bu esasında bütün vatandaşlarımızı ilgilendiren bir durum. Bizim yüce dinimiz zulmü ve bu zulmü yapanları şiddetle protesto eden, şiddetle kınayan ve zalimin yanında olmama emrini bize veren bir dindir. Zulme uğrayan kim olursa olsun yüce dinimizin emri gereği o zulmün karşısında durmamız lazım. Bizim milletimizin önemli bir özelliği olduğunu biliyorum o da ezilenden yanadır. Basın yayın kuruluşlarını hiç hak etmediği halde bu zulmü layık gören insanlar bundan bir kar sağlayacağını düşünmesin. Milletimizin nazarında iyi bir yerde değiller. Sadece milletimizin nazarında değil Türkiye bu yaptığı hareketlerle, gelişmiş dünyada da, hür dünyada da ayıplı bir ülke durumuna düşüyor. Kaybeden Türkiye oluyor. Kaybeden milletimizin tamamı oluyor. Ama birileri iktidarını devam ettirmek için maalesef ayaklarının altında çakıl taşları istemiyor. Böyle pürüzsüz düz bir yol hayal ediyorlar. Böyle bir dünya yok. Siz her türlü haksızlığı yapacaksınız, her türlü hukuksuzluğu yapacaksınız, demokrasi ayıplı bir yönetim anlayışı sergileyeceksiniz ve sizi kimse eleştirmeyecek, kimse size kötü bir şey söylemeyecek, böyle bir dünya yok. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak hukuku ayaklar altına alan, insan haklarını tanımayan, her türlü anlayışa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.“ ifadelerini kullandı.