Manisa Baro Başkanı Ali Arslan, yeni Meclis’in öncelikle Türkiye’de yargı bağımsızlığını sağlaması gerektiğini söyledi. Meclis’in kamuoyunun yargıya güvenini tekrar arttırması gerektiğinin altını çizen Arslan, bunun aynı zamanda toplumda barışı ve huzuru da getireceğini kaydetti.

AK Parti iktidarında, bilhassa son dönemde Türkiye’de birçok hukuksuzluğa imza atıldığını söyleyen Baro Başkanı Arslan, bunu en çok da yargı bağımsızlığında gördüklerini ifade eti. Yeni Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) oluşturulduğunu belirterek, “Yeni HSYK oluşturulduktan sonra da ciddi şekilde tayinler yaşandı. Hakimler yer değiştirildi, başsavcılar değiştirildi, yani yargı baştan sona altüst edildi. Tabii bu, birçok mağduriyetlere de yol açtı bu dönemde içerisinde. Yargının ilk defa bu kadar siyasallaştığını gördük geçen dönem içerisinde.” dedi.

'HSYK, HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DİYE İKİYE AYRILMALI'

Bu genel seçimle birlikte yeni bir dönem başladığını kaydeden Ali Arslan, öncelikle yargı bağımsızlığının sağlanması, bu anlamda Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu diye ikiye ayrılması gerektiğini söyledi. Bu ayrışmadan sonra oluşacak yapının da demokratik bir ortamda, hükümetin müdahil olamayacağı, karışamayacağı bir ortamda, hakim ve savcıların özgür iradesiyle oluşması gerektiğini ifade etti. Bir ülkede yargı bağımsız olmadığı zaman hiçbir işin düzgün gitmediğinin altını çizen Arslan, “Ekonomi de düzgün gitmiyor, basın özgürlüğü de olmuyor, insan haklarına da olumsuz anlamda müdahale daha çok yaşanıyor ve aslında biz geçen dönem içerisinde, yargıya güvenin en çok azaldığı dönemi yaşadık. Yani artık vatandaşa sorduğunuz yargı ile ilgili, mahkemenin önüne bir davayı getirdiğinde yargıdan çözümü beklemekten çok. siyasilerden çözümü beklemeye başladı. ‘Acaba burada görev yapan hakim hangi siyasi görüşe yakındır, savcı hangi görüşe yakındır? Ona göre biz de davamıza çözüm bulalım.’ şeklinde bir yaklaşım ortaya çıktı. Bunun kesinlikle ortadan kaldırılması gerekiyor. Kamuoyunun yargıya olan güveninin tekrar arttırılması gerekiyor. Yargıya olan güvenin arttırılması, aynı zamanda toplumda barışı da, huzuru da getirecektir.” diye konuştu.

'HUKUKUN BAĞIMSIZLIĞINA EN ÇOK İHTİYAÇ DUYULAN DÖNEM'

Hukukçu milletvekillerinin her dönem genellikle TBMM’de çoğunlukta olduğunu ama bu dönem daha da arttığını belirten Arslan, bu dönemin hukukun bağımsızlığına, yargının bağımsızlığına, insan haklarının korunmasına en çok ihtiyaç duyulan bir dönem olduğunu belirtti. Bu dönem hukukçu sayısının bu kadar çok olmasının buna katkı sağlayacağına inandığını aktaran Arslan, “Yani hukukçuların orada, ülkedeki yargının bu kötü gidişine ‘dur’ diyeceğini, yargıya olan güvenin tekrar arttırılacağını, bu anlamdaki yasal düzenlemelerin yapılmasına katkı sağlayacağını düşünüyorum. Tabii gelen bu arkadaşlarımızın birçoğu avukat, meslek icra edip de buraya gelen insanlar. Yani sosyal yaşamın içerisinden insanların sorunlarını bilen, halkın sorunlarını bilen, o sorunları onlarla birlikte yaşayan kişiler olması, aslında çözüm yollarının daha kolay bulunmasını sağlayacaktır.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin öncelikle istikrara ihtiyacı olduğunu vurgulayan Baro Başkanı Arslan, “Önümüzdeki kısa dönem içerisinde Türkiye yeniden bir erken seçimi kaldıramaz, çünkü zaten bir yıl önce yerel seçimleri yaşadık, şimdi genel seçimleri yaşadık. Ülke iki yıldır bir seçim havasında yaşıyor, seçim ekonomisi takip ediliyor. Yapılması gereken birçok şey erteleniyor ya da yapılanlar da siyasi konjonktüre göre ayarlanarak yapılıyor. Bu anlamda yeni seçilecek Meclis’ten mutlaka hükümetin çıkması gerekiyor. Yeni bir erken seçim, ülkede hem ekonomik anlamda hem de iç kargaşa anlamında yeni problem oluşturacaktır. Bu dörtlü yapıdan parti liderlerinin, büyük çaba sarfederek koalisyon hükümeti kurmaları gerekir. Bu hangi partiyle olur, nasıl olur, tabii ki siyasilerin takdiri ama ülke çözümsüz kalmamalı, hükümet kurulmalı ve erken seçim yapılmamalıdır.” dedi.