Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşme gerçekleştiren Almanya Başbakanı Angele Merkel, görüşmede mülteci ve Türkiye’nin AB üyelik süreci konularının ele alındığını söyledi. Merkel, iki ülke arasındaki stratejik işbirliğine güçlenerek devam edeceğine vurgu yaptı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angele Merkel ile Dolmabahçe Sarayı’nda görüştü. Görüşmenin ardından her iki başbakan, görüşmenin içeriğine dair bilgi verdi ve basın mensuplarının sorularını cevapladı.

Başbakan Davutoğlu ile önemli konuları ele aldıklarını vurgulayan Merkel, Ankara’daki terör saldırısında hayatını kaybedenlere başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı. En başta Suriye ve Irak konularının ele alındığını belirten Merkel, şöyle konuştu: “İlk önce Suriye, Irak konularını ele aldık. Siyasi sürece nasıl ele alabileceğimizi konuştuk ve bu konuda da Türkiye ile Almanya daha yakın işbirliği yaparak barışçıl sonuçlara gitmesini de öngördük. Milyonlarca mültecinin evlerine dönmelerini istedik. Bunun dışında AB ile Türkiye arasındaki göçmenlik konusu ile ilgili konular var, bunları ele aldık. Sayın Erdoğan’ın Brüksel’de yapmış olduğu çok yapıcı bir ziyareti vardı. Orada da belirli bir gündem ortaya konuldu. Tabi onun biraz daha özelleştirilmesi gerekir. İlkesel olarak doğru yolda olduğumuzu söyleyebilirim.”

Türkiye’nin AB üyelik sürecine de değinen Merkel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dört unsur bulunmaktadır, Almanya’da bu konularda destek vermeye hazırdır. Vize konusunda, liberalleşme konusu olsun burada Alman-Türk çalışma grubu paralel bir şekilde çalışmaktadır. Önümüzdeki günlerde de yeniden toplantılar yapılacaktır. İkili ilişkilerimiz arasında tabi ki bazı görüşmeler yaparak bir takım kolaylaştırmalara gidebiliriz.

Vize konusunda da bazı talepler var. Onların yerine getirilmesi gerekir ve gerekli standartların yerine getirilebilmesi için de çalışılması gerekir. Buna karşılık olarak da tabi ki bizim de bir beklentimiz var. Özellikle AB ile Türkiye arasında göçmenler konusunda hazırlanan bir belge var ve zaten bu sözleşme geçerlidir. Ancak üçüncü ülkeler için geçerlidir. Burada zamansal bir paralellik var. Bu muafiyet de olsun ve geri kabul anlaşmasının da devreye girmesi gerekir.

İkinci husus olarak külfetin paylaşılması konusu var. Türkiye’nin bu konuda uluslararası pek yardım almadığını biliyoruz. Şu anda 2 milyondan fazla Suriyeli mülteci var, 100 binden fazla Iraklı mülteci var. Burada şöyle bir gerçek var; Türkiye gerçekten çok büyük bir görevi üstlenmiştir. Göçmenlerden dolayı belirli bir baskı da oluşmuştur. Bu konuda da hemfikir olduk ve bu konuda da hedeflerimiz var. Biz de AB olarak da destekleyici olacağız.

Yasa dışı göç konusuna baktığımız zaman orada yapılacak bazı hususlar var. Buna paralel olarak da yasal göçü nasıl şekillendirebiliriz bütün bu hususlara da bakmamız gerekir. Tam üyelik konusunda da geçenlerde Meclisimizde de söylediğim gibi ucu açık bir husus. Almanya 17 numaralı faslı, 20 ve 24 numaları fasıllar üzerinde konuşabiliriz ancak 17 numaralı faslı açmak isteriz. Aday olan ülkelerin çalışmalara dahil olacağını da yeniden görüşmemiz lazım. Türkiye ile Almanya arasında çok fazla insan akını söz konusu. Yeniden çok çalışmalar yapılması gerekir. Birçok hususta yapılması gerekir. İki ülke arnasında oluşturulan çalışma grubu önümüzdeki haftalar içinde ayrıntılı bir şekilde ele alacaklardır.

İki ülke arasında stratejik işbirliği de söz konusu olacaktır. Ocak ayında gerçekleştirilecektir başbakanlar arasında. Gerekirse savunma, ekonomi bakanlığının da dahil olduğu bir diyalog gerçekleştirilecektir. Almanya istikrarlı bir Türkiye’nin oluşmasını istemektedir. Tabi ki istikrarsızlık istemiyoruz ve seçimlerden sonra da Kürtlerle barışma konusunun ön palana çıkmasını da diliyoruz.”