MHP'den milletvekili seçilen Zeynel Balkız, Manisa İl Emniyet Müdürlüğü tarafından devam ettirilen baskınlara tepki gösterdi. Balkız, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) polislerinin de katılımıyla seçimden önce yapılan baskınlardan sonra dün de Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Memur-Sen’e bağlı Tarım Orman ve Çevre Çalışanları Birliği Sendikası (Toç-Bir-Sen) ile Beydere Tohum Sertifikasyon Test Müdürlüğü'ne baskın düzenlenmesinin, tamamen güdümlü ve siyasi amaçlı bir algı operasyonu olduğunu söyledi. Manisa İl Emniyet Müdürü'nün iktidarın maşası olmaktan bir an evvel kurtulmasını, hukukun içerisinde kalarak, hukuka saygılı olarak kendi işlerini ve görevlerini yapmasını tavsiye etti.

Manisa’da belirli aralıklarla devam eden baskınların, vatandaşı olduğu gibi kendilerini de tedirgin ettiğini belirten MHP Milletvekili Balkız, bazı yardım dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarına terör örgütü iftirasında bulunduğunu söylediği İl Emniyet Müdürü'nün görevi bırakması konusundaki sözünün hala geçerli olduğunu ifade etti. Manisa’da devamlı bu işlerin gündeme getirilmesi ve belli aralıklarla yapılmasının, bunun daima gündemde tutulacağı anlamına geldiğini savunan Balkız, bu baskınların güvenlikle ilgili olmaktan çok, siyasi bir operasyon olduğunu söyledi.

'BASKINLAR MANİSALIYI RAHATSIZ EDİYOR'

Son baskınlara da değinen Zeynel Balkız, “Dün yapılan baskınlarla daha önce yapılan dört baskın birleştirildiğinde Manisa sık sık teröre yataklık etme, anayasal düzeni değiştirme anlamındaki bir iddiayla gündemde tutulmaya çalışılıyor. Biz bu şehirde yaşayanlar olarak ve bu şehirde yaşayanların siyasi temsilcisi olarak, Manisa’nın bu anlamda anılmasını istemiyoruz. Manisa, geçmişten beri bütün Türkiye’nin bildiği gibi huzurlu bir şehirdir. Kendi kendisine yeten bir şehirdir. Bu anlamda da en sakin yaşanabilir bir şehir unvanını koruyor ama Manisa Emniyet Müdürlüğü’nün son iki ay içerisinde yaptığı üst üste aynı anlamdaki beş baskın, sanki Manisa’yı huzurlu, güvenli bir şehir olmaktan ziyade, teröre yataklık eden ve yardım eden bir şehir algısı oluşturuyor. Bundan son derece rahatsız oluyoruz.” dedi.

'EMNİYET MÜDÜRÜ İKTİDARIN MAŞASI OLMAKTAN BİR AN EVVEL KURTULSUN'

Manisalıların bu baskınlarla anılmak istemediğinin altını çizen Balkız, “Bugüne kadar Manisa Emniyet Müdürlüğü’nün çalışmalarında, basına ve kamuoyuna yansıdığı kadarıyla hiçbir gayriyasal unsur veya delil ortaya çıkmış değil. Baskının yapıldığı yerlerde de Manisalıların tanıdığı, devletine, milletine bağlı, hukuka saygılı insanların olduğunu, kurumların olduğunu biliyoruz. Bu da hemen aklımıza, bu baskınların tamamen güdümlü ve siyasi bir baskın, siyasi amaçlı baskın olduğunu ve bir algı operasyonu olduğunu getiriyor. Artık İl Emniyet Müdürü'ne, daha önce de ifade etmiştim, iktidarın maşası olmaktan bir an evvel kurtulmasını ve hukukun içerisinde kalarak, hukuka saygılı olarak kendi işlerini ve görevlerini yapmalarını tavsiye ediyorum.” diye konuştu.

'BU YAPILANLARIN KARŞILIĞI HUKUK DÜZENİ İÇERİSİNDE MUHAKKAK SORULACAK'

Dün devletin resmi bir kurumuna yapılan baskında, belgeler ve bilgisayarların imajlarının alındığını aktaran Balkız, “Resmi bir kurumdaki devlet görevlilerinin hiçbir karşı koyma veya karşı gelme işlemi olmadığı halde silahlı terörist örgütlere karşı yapılan operasyonların aynısı tatbik edilerek, çok sayıda TEM polisiyle bu operasyonlar yapılıyor. Resmi kurumların kapatılarak, vatandaşların işleri engellenerek, vatandaşların devlet kurumlarında yaptığı işlemler tatil edilerek bunların yapılmış olması, belli yerlere bir gözdağı mesajı niteliğindedir. Bu da Emniyet Müdürlüğü’nün kendisine çizilen yasal görev çerçevesinin sınırları dışında kalmaktadır. Elbette soruşturmanın ilerleyen günlerinde her şey açığa çıktığında bu taşkın, hukuku aşan hususların, eylemlerin de hukuk düzeni içerisinde muhakkak karşılığı sorulacaktır. Gerekli yaptırım o zaman da istenecektir. Bunu da herkese hatırlatmak isterim. Herkes sadece ve sadece hukukun içerisinde kalarak görevlerini sürdürmekle görevlidir. Ben ayrıca şunu da ifade etmekte yarar görüyorum, hukukumuzda suçla ilgili somut delil veya suç şüphesi ortaya çıktığında soruşturma başlar. Bu baskınlarda ise, 'evvela suçu ortaya koyalım, sonra delil elde etmeye çalışalım, ondan sonra soruşturma başlatalım' gibi hukuka aykırı bir mantık zincirini hissediyorum. Bir hukukçu olarak da bu beni son derece rahatsız ediyor.” dedi.