Bir yandan kaçırılan öğretmenler için dua ederken, diğer yandan bakanlarının kendilerine sahip çıkmasını bekliyorlar. PKK öğretmen kaçırmaya başladıktan sonra bir tedbir alınması gerekiyordu. Görünen o ki, hiçbir tedbir alınmamış. Geldiği günden bu yana adeta öğretmen camiasına savaş açan Milli Eğitim Bakanı sus pus oturuyor. Öğretmenlerin 2 aylık yaz tatillerini 3 ay diye abartarak kamuoyuyla paylaşan bakan kaçırılan 12 öğretmenimizi neden görmüyor? Öğretmenlerin yarım gün çalıştığı gibi kocaman bir yalanın peşinden giden bakan (bunun böyle olmadığını daha sonraki bir yazımızda ispatlayabiliriz) kaçırılan öğretmenlerin peşinden neden gitmiyor? “Veliyi üzeni üzerim” gibi absürt bir açıklama yapan Sayın Bakan Tüm öğretmen camiasını üzen bu vahim olayın faillerinin üzülmesi için neden bir adım atmıyor? Ellerinde kalemden başka silah olmayan, savunmasız gencecik öğretmenlerimize sahip çıkmak için neyi bekliyor? Bakan olduğu günden bu yana yaptığı sert açıklamalarına, saldırgan tutumuna neden ara verdi? O koltuğa sadece öğretmenleri adam etmek (!) için mi oturdu Sayın Bakan? Öğretmenlerin canlarına okumaktan başka görevleri de yok mu? ”¦”¦”¦ Öğretmenlerimiz kaçırılıyor. Ellerinde kalemden, yüreklerinde sevgiden başka silahları olmayan canım öğretmenlerimiz dünyanın en kutsal mesleğini yapmak için gittikleri görev yerlerinde kahpe terör örgütü tarafından kaçırılıyor ve öğretmenlerimizin can güvenlikleri için somut hiçbir adım atılmıyor. Bunu kabul edemiyorum. Bu tutumu Büyük Türkiye Cumhuriyeti devletine hiç ama hiç yakıştıramıyorum. Eğitim camiasının hiddetinden ve şiddetinden korktuğu Sayın Bakan'ın birdenbire sessizleşmesini anlamakta güçlük çekiyorum. Bu yazıyı canım öğretmenlerime duayla geçirdiğim uykusuz gecenin sabahında yazıyorum. Allah'ım öğretmenlerimizi koru. Amin.