Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Hava Harp Okulu'nun yeni eğitim-öğretim döneminin açılışında yaptığı konuşmada Güneydoğu'da yapılan hava harekatlarında hedeflerin tam isabetle vurulduğunu, bunun da profesyonelleşmiş askerler tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Ünal, "Özet olarak 2 binin üzerinde mühimmat kullanılmıştır. 1200’ün üzerinde hedef karşılamıştır. Bunun orta çaplıya yakın bir hava harekatı olduğunu söylemek için çok fazla iddialı olmadığımızı söyleyeyebilirim." dedi.

Ünal, törende yaptığı konuşmada dünyanın sayılı hava güçlerinden birinin Türkiye’de olduğunu belirtti. Milli harp sanayii konusunda sınıfta kalındığını, hava gücünün Türk milletinin güvencesi ve teminatı olduğunun altını çizen Ünal, hava gücünün temel unsurlarının modern sistemler, profesyonel insan gücü ve uygun yönetim olduğunu belirtti. Savaşın profesyonel bir anlayışla yürütülmesi zorunluluğu bulunduğunu vurgulayan Ünal, Türk Hava Kuvvetleri’nin aslında bir savaş yaptığını hatta bu savaşın orta çaplı bir savaşın bile ötesinde olduğunu anlattı. Doğu’da terör örgütüne yönelik operasyonları bu kapsamda değerlendiren Ünal, şunları kaydetti: "Özet olarak 2 binin üzerinde mühimmat kullanılmıştır. 1200’ün üzerinde hedef karşılamıştır. Bunun orta çaplıya yakın bir hava harekatı olduğunu söylemek için çok fazla iddialı olmadığımızı söyleyeyebilirim. Esas vurgulamak istediğim bu 1200 ya da 1500’e yakın hedefi kim tespit etti? İşte istihbarat keşif gözetleme marifetiyle istihbaratçılarımız, analistlerimiz. Attığımız hiçbir mühimmat, geri gelmemiştir, gittiği yerde patlamamazlık etmemiştir. Bu neyin başarısıdır, silahçının başarısıdır. Subayın astsubayın başarısıdır. Hiçbir uçak havada abort etmemiştir 23 Temmuz’dan bu yana. O zaman bu uçak bakımcının başarısıdır. Hemen hemen bütün görevlerimiz havada ihbar kontrol uçağımız tarafından yönetilmiştir, kontrolörlerimizin başarısıdır. Bunların hepsi profesyonel savaşanlardır. Eğer bu halkadan bir tanesi zayıf olsaydı, istihbaratçı yanlış hedefi seçseydi, bakımcı uçağa iyi bakmasaydı, silahçı uçağa silahı doğru düzgün yüklemeseydi bu başarı olmazdı. Bütün bunların üzerinde de atılan 2 binin üzerinde bombanın 2 bini de hem de o gece yarısı hedefi bulmuştur. Bu da pilotların başarısıdır.”

Yönetim unsuru konusunda Tür Hava Kuvvetleri'nin son iki yıl içinde büyük reform geçirdiğinin de altını çizen Ünal, şöyle devam etti: “İkili komuta yapısını Türk hava sahasını tek harekat alanı gören ve tek harekat merkezinden yönetilen bir komuta yapısına dönüştürmüştür. Aslında bu da işin görsel tarafıdır, ama bu aysbergin görünmeyen tarafı şudur: Kurmuş olduğumuz bu harekat merkezinde tam 280 profesyonel insan hem milli hem de NATO sertifiyeli harp karargahıdır. Böylece hava gücünün gecenin karanlığında samanlıkta iğne arayıp, sonra da o iğnenin deliğinden de ipliği geçirecek kadar hassas planlaması yapan bir harp karargahından bahsediyoruz."

Ünal, askerlere hitaben yaptığı konuşmasında havacıyı ‘şövalye’ olarak tanımlayarak şu ifadeleri kullandı: "Hem de çağdaş şövalyedir. Çağdaş şövalyenin özellikleri vardır. Onun için arkadaşlık kutsaldır. İşine adanmışlık vardı. Şövalye için çıkar yoktur, onun için ilkesellik vardır. Bizler, arkadaşlık, adanmışlık, ilkesellik ve çıkar gözetmemek gibi kutsal değerleri aramızda yaşatan çağdaş şövalyeleriz”

Değimin çok hızlı yaşandığını anlatan Ünal, Türkiye’nin çevresinde gelişen olaylara ilişkin yaptığı değerlendirmede ise “2 sene önce Kırım’ın Rusya’ya bağlanacağını hanginiz düşünürdünüz, acaba 2 ay önce Rusya’nın Suriye’ye geleceğin ikim düşünürdü? Bunlar hep Türkiye’nin etrafında oluyor. Bunlar işin konjonktürel olayları. Ama bilimsel dünyada da çok hızlı değişimler oluyor. 3 öncesinin, 5 yıl öncesinin kitapları ile ders veremeyiz. Kendimizi tazelemek, kendimizi yenilemek, kendimizi daha bilimsel ve çağdaş seviyedeki bilim ve teknoloji ortamına taşımak zorundayız” dedi.