"Haydi Gidelim" sloganı ile dün akşam Atina'daki Benaki Müzesi salonunu dolduranlara hitap eden Papandreu, yeni siyasi hareketin adını "Demokrat Sosyalistler Hareketi" (Kinima Dimokraton Sosialiston) olarak belirlediklerini duyurdu. Organizatörler, parti kuruluş toplantısına katılanların sayısını 'beklentilerin çok üzerinde' diye yorumladı. Yeni partinin logosunda ise gül, beyaz, kırmızı ve yeşil renkler kullanıldı.

"ADALETİN GÜCÜ" VURGUSU

Konuşmasının başında yeni partinin karakterini vurgulayan Papandreu, hareket ilkelerinin başında 'hümanizm ve insanlık onuruna ilişkin taahhütler'in geldiğini kaydetti. 'Siyasi liberalizmden' ilham aldıklarını vurgulayan Papandreu, vatandaşın iktidarı kontrol etmesi gerektiğini belirtti. Papandreu, "Güçlünün adaleti değil, adaletin gücü üstün olmalı" vurgusunda bulundu. 

'Sosyalizm ilkeleri, adalete olan inanç ve ekoloji değerleri'nin kendilerine ilham verdiğini söyleyen Papandreu, siyasi olarak sosyal bir adalet ittifakı ile yeni bir oluşumun altını çizmek istediklerini belirtti. 2015'te cunta sonrası siyasi bir dönemin kapandığını belirten Papandreu, 'ekonomik ve müşteri devleti tarafından desteklenen medya çıkarlarına esir düşmüş demokrasi yerine bu defa bağımsız demokrasi' için yeni bir mücadelenin var olduğunu kaydetti. 

Demokrat Sosyalistler Hareketi lideri Yorgo Papandreu, "Değişikliklere evet, kemer sıkma politikalarına hayır demeliyiz." şeklinde konuştu.

Atina'daki Benaki Müzesi'nde yapılan yeni partinin kuruluş toplantısında salonun tamamen dolduğu ve çok sayıda kişinin ayakta kaldığı görülürken, özellikle genç ve yaşlı kesimden insanların çoğunlukta olmaları dikkat çekti. Toplantıda PASOK'un kurucusu eski başbakan ve Yorgo Papandreu'nun babası Andreas Papandreu'nun fotoğrafının yer aldığı bayraklar ile Papandreu mirasına sahip çıkan insanlar da bir başka ayrıntı olarak öne çıktı.

BÖLDÜ İDDİALARINA CEVAP VERDİ 

25 Ocak'ta yapılacak erken genel seçimler öncesi babası Andreas Papandreu'nun kurduğu PASOK'u parçalamak ve babasının kurduğu partiye ihanet etmekle suçlanan Yorgo Papandreu, "Bazıları bölünmeden konuşuyor biz ise kurtuluştan" sözleriyle PASOK lideri ve Başbakan Yardımcısı Evangelos Venizelos'a cevap verdi. Papandreu'nun bu sözleri uzun süre alkışlandı.

"YORGO HER ŞEYİ DEĞİŞTİR"

Toplantının yapıldığı salonda sık sık "Yorgo ilerle, her şeyi değiştir", "Yorgo, tarih yazmak için seninleyiz", "Ülkeyi kurtardın, ilerle Yorgo" gibi sloganlar atıldı. 

"SUSMAYI DEĞİL MÜCADELEYİ SEÇTİM"

Yeni oluşuma dair kararı nasıl aldığını da paylaşan Papandreu, şunları söyledi: "Eğer kişisel çıkarımı düşünseydim, susmam ve sahte bir birlik karşılığında bana sunulan ve kesin olan yeniden milletvekili seçilmeyi yeğlerdim. Ben zor olan yolu seçtim. Bir kez daha torbaya başımı sokmayı ve parti rejimi ile çarpışmayı seçtim. Buydum, buyum ve bu olacağım. Hayatımın en zor kararıydı." ifadelerini kullandı.

Papandreu'nun yeni partisi, kriz döneminde iyice gözden düşen ve son anketlerde yüzde 5 civarındaki oy oranı ile 4 ya da 5'inci parti olması beklenen iktidarın küçük ortağı PASOK'u böldü. PASOK ile Papandreu arasına bir iç savaşın başladığı yorumu yapılıyor.

Papandreu'nun yeni partisine çok sayıda PASOK kurmayı da destek verdi. Kardeşleri Nikos ve Andrikos Papandreu, eski Dışişleri Bakanı Dimitris Drutsas, Nikos Sifounakis, eski meclis başkanı Filippos Petsalnikos, eski bakanlardan Dimitris Reppas, Sokratis Ksinidis, Panos Beglitis ve Filippos Sahinidis gibi eski PASOK kurmayları ile bazı milletvekilleri katıldı. Bu arada muhafazakar Yeni Demokrasi Partisi kurmaylarından Elsa Papadimitriu da yeni oluşuma katılan isimler arasında yer aldı.

YORGO PAPANDREU

1999 yılındaki depremler sonrası Türk-Yunan ilişkilerinde, dönemin Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile birlikte yeni bir baharın başlamasına öncülük yapan isimlerden biri olarak kabul edilen Yorgo Papandreu, ılımlı kişiliği ile biliniyor. İlk defa 1981 yılında PASOK'tan milletvekili seçilen Papandreu, 1985 yılında bakan yardımcısı, 1988 yılında bakan ve 2009 yılında ise başbakanlık yapmıştı. 2004 yılında PASOK genel başkanlığına seçilen Papandreu, ekonomik kriz ile mücadele kapsamında 2010 yılında AB ve IMF ile kredi anlaşması imzalamış, kemer sıkma politikaları sonucu oluşan tepkiler üzerine 2011 yılında başbakanlıktan istifa etmek zorunda kalmıştı.