Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal, "Bediüzzaman ferdin imanında, cemiyetin hayatında ve devletin adalet anlayışında yani hukukta tecdid yapmış bir mücedittir. Bediüzzaman’ın adalet anlayışı da aslında Kur’an’ın adalet anlayışıdır. Yenilik, bilhassa modern devletin ve çağdaş toplum yapısının gereklerine uygun bir devlet ve adalet teorisi geliştirmiş olmasıdır." dedi.

Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 55. yıl dönümü münasebetiyle Yeni Asya Gazetesi İzmit Temsilciliği ve Risale-i Nur Enstitüsü işbirliği ile Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal’ın konuşmacı olarak katıldığı 'Bir Tecdid Hareketi Olarak Risale-i Nur ‘İslâmın Çağdaş Adalet Teorisi' konulu konferans düzenlendi. Programa Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran, AK Parti Kocaeli İl Başkan Yardımcısı Mehmet Uzunoğlu, Kocaeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bekir Çakır ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Danışmanı İhsan Ertuğrul katıldı.

Sabancı Kültür Sitesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen programda Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlandı, ardından Risale-i Nur Enstitüsü Sekreteri Ahmet Dursun açılış konuşması yaptı. Dursun, "İslami literatürde dinle hayat arasındaki irtibatı aslına uygun olarak canlandırmak için kullanılan, dinin köklerine ve özüne sahip çıkmak amacını taşıyan, ‘esaslarına dokunmadan dini, asrın şartlarına göre yeni izah ve ispatlarla insanların anlayışına en uygun bir şekilde ortaya koyma’ anlamında bir ihya hareketi olarak düşünülen tecdid kavramı, son yıllarda bilhassa İslam aleminin bir çok alanda yaşadığı krizler nedeniyle tekrar gündemimize girmiştir." dedi.

Dursun, İslam toplumlarının genelini tehdit eden ve genel bir çöküşe işaret eden bozulma hali karşısında entelektüel ve kalıcı çözümler üretememek, geleceğimizi şekillendirebilecek yeni paradigmaların geliştirilmesi ihtiyacını beraberinde getirdiğini söyledi. Dursun; tecdid kavramının; bu imkanları içinde barındıran özelliklere sahip olması nedeniyle, yeniden, bir çok yönüyle incelenmesi gerektiğini anlattı.

Programda, daha sonra Türk Tasavvuf Müziği Sanatçısı Mehmet Akça tarafından ilahi dinletesi sunuldu. Akça, başka bir program için İzmit’te bulunan Yeni Asya Gazetesi yazarlarından Halil Uslu’nun kısa bir selamlama konuşması yapmak üzere sahneye davet etti. Uslu, Bediüzzaman’ın hayatından kısa anekdotlar anlattı. Daha sonra konuşan Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal, Bediüzzaman'ın ferdin imanında, cemiyetin hayatında ve devletin adalet anlayışında yani hukukta tecdid yapmış bir müceddit olduğunu ifade etti. Battal, şöyle dedi: "Esasen bütün diğer mücedditler ve Bediüzzaman yepyeni bir şey söylemiş değildir. Söyledikleri Kur’an’ın tekrarıdır. Sadece, ilham eseri olarak çağı doğru okumuş ve ihtiyaçlara uygun olarak mevcudu yenilemiştir. Bediüzzaman’ın adalet anlayışı da aslında Kur’an’ın adalet anlayışıdır. Yenilik bilhassa modern devletin ve çağdaş toplum yapısının gereklerine uygun bir devlet ve adalet teorisi geliştirmiş olmasıdır."

Adaletin bir sembolü olduğunu belirten Battal, "Kutsal kitaplarda ve Kur’an’da mizan olarak ifade edilen terazi, adaleti sembolize etmiştir. Terazi, putlardan bir putun değil, bir ve biricik olan Allah’ın elinde ise bir mânâ ifade eder. Hayat veremeyen, hikmet sahibi olmayan, sıradan bir yontulmuş taş parçasının onu yontan oduna adalet vereceğini ya da bir fayda sağlayacağını ancak ruhları odunlaşmış olanlar kabul edebilir. O halde teraziyi putun elinden kurtarmaya çalışmak da adaleti tecelli ettirmek adına mühim bir vazifedir. O halde adalet için şirki reddetmek ve tevhidi elde etmek gerekir.

İnsan, içindeki pozitif güç durumundaki her tür iştahını helalinden tatmin ederse, içindeki negatif kuvvet olan gazap kuvvetini doğru kullanır ve gerektiği yerde şecaat ve kahramanlığını gösterirse, ölçücü kuvvet olan akıl kuvvesiyle de hikmeti elde eder ve elde tutarsa, dengede kalmış, adalet ve dahi ibadet etmiş olur. Farz ibadet olan namazın kalbindeki farz olan fatihasının kalbinde farz bir çekirdek olan sırat-ı müstakimi hayatına ekmiş ve böylece hiç değilse nefsinde adalet hakikatini elde etmiş olur. İnsan için davranışlarında adaleti hakikatiyle tezahür ettirmek, Allah’ın Adl ismini hakkıyla tecelli ettirmek demektir." diye ifade etti.

Program sonunda, Türk Tasavvuf Müziği Sanatçısı Mehmet Akça albümlerini imzalarken, Prof. Dr. Ahmet Battal da dinleyicilerle sohbet etti.