MİT TIR'ları ile ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan Savcı Ahmet Karaca, avukatı aracılığı ile yaptığı açıklamada TIR’larda tespit edilen malzemelerin niteliği ve gönderildiği yerle ilgili ulusal ya da uluslararası yaşanabilecek hukuksal sorunlar nedeniyle birilerini gizleme ve bu yönünü örtebilmek uğruna savcıların feda edildiğini savundu.

Cumhuriyet Savcısı Karaca, avukatı Mustafa Kökten aracılığıyla ‘Biliyor muydunuz?’ başlığı ile yaşananlara ilişkin önemli tespitlerde bulundu. Yalanın yatsıya kadar, gerçeğin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu olduğunu hatırlatan Karaca, soruşturmayı yürüten HSYK Başmüfettişi'ne tepki gösterdi. Karaca, şunları kaydetti: “TIR’ların aranmasına izin veren ve arama yapan veya yapmaya çalışan savcıların telefonla haber vermeleri üzerine olaydan haberdar oldum. ‘Devletin gizli sırlarının ifşası suçuna kasten sebebiyet verdiğim’ iddiasıyla savunmam alındı. Sorgu sırasında da aynı iddiayla sorgumun yapıldı. Buna rağmen ne yazılı savunmamda ne de sorgu sırasında ileri sürülmeyen, ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek' suçundan tutuklandığımı biliyor muydunuz?”

HSYK KANUNU’NUN 88. MADDESİ'NE AYKIRI HARERET EDİLDİ

HSYK Kanunu’nun 88. maddesine göre 'Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren suçüstü hali dışında suç işlediği ileri sürülen hakim ve savcıların yakalanamayacağı, üzerleri ve konutlarının aranmayıp, sorguya çekilemeyeceğini' hatırlatan Ahmet Karaca, bu hükme aykırı bir şekilde önce yakalanıp sonra sorgu sonucu tutuklandığına dikkat çekti.

HSYK ÖZELLİKLE MAHKEME BELİRTTİ

HSYK Kanunu’nun 85. maddesinde 'Soruşturma sırasında tutuklama istemlerinin, son soruşturma açılmasına karar vermeye yetkili mercii tarafından incelenir ve karara bağlanır' denildiğini aktaran Karaca, “Aynı kanunun 89. maddesinde son soruşturmaya karar verecek makamın ilgilinin yargı çevresine an yakın Ağır Ceza Mahkemesi olduğunu belirtir. Buna rağmen hakkımdaki yakalama talebinin nöbetçi Tarsus Ağır Ceza Mahkemesinden istenmesi yerine o tarihte nöbetçi olmayan ve HSYK’nın ihtisas mahkemesi olarak belirlediği 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nden özellikle mahkeme belirtilerek talep edildi.” ifadelerini kullandı.

Soruşturma makamı ve sorgu yapan mahkeme tarafından sadece soyut iddiaların tarafına yöneldiğini ileri süren Karaca, “Tarafıma yöneltildiği ancak delillerin neler olduğunu sorduğumda ve tarafıma verilmesi talebimin gizlilik kararı gerekçesiyle reddedilip, soyut iddialarla tutuklandığımı biliyor muydunuz?” dedi.

'KAPALI DEVRE BİR YARGI OLUŞTURULDU'

Hakkında yakalama kararı veren ve sonrasında sorgu yapan Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin HSYK Kanunu’nun 89. maddesine aykırı şekilde ‘yetkisiz’ olduğunu öne süren Karaca, açıklamasına şöyle devam etti: “Hukuka aykırı ve yasal koşulları oluşmayan CMK 94. maddesi uyarınca yakalama kararı çıkarması nedenleriyle sorgu sırasında tarafsız olamayacakları nedeniyle 'reddi heyet' talebimi öncelikle kendilerince değerlendiremeyecekleri halde, başkan tarafından üyelere dahi sorulmadan reddedildi. Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tüm kararlarına karşı yaptığımız itirazlar, Tarsus 1 nolu Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesi yerine, hukuka aykırı şekilde HSYK tarafından ihtisas mahkemesi olarak değerlendirilen yetkisiz Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Böylece itirazlarımızın sonuçsuz kalması ve haksız tutuklanmamın devamı sağlanmıştır. Tutuklama kararına yönelik yaptığımız itirazların Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildiğini bu şekilde söz birliği edilmişçesine kapalı devre bir yargı oluşturularak hak arama, savunma hakkı, adil yargılanma, tarafsız ve bağımsız bir yargılanma haklarını kullanmamız engellenmiştir.”