Umut Vakfı tarafından düzenlenen, "Türkiye'de bireysel silahsızlanma ve şiddet haberleri" konulu yerel medya semineri, Gaziantep Dedeman Otel'de gerçekleştirildi. 3 oturumda gerçekleştirilen seminerde toplumda bireysel silahlanma ve önleme yolları, şiddet haberleri yapılırken irdelenmesi gereken hususlar gibi konular, alanlarındaki uzman panelistler tarafından yerel ve ulusal medya mensuplarına anlatıldı. Umut Vakfı Başkanı Nazire Dedeman ve Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı'nın açılış konuşmalarını yaptığı seminerin ikinci oturumunda konuşan Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Psikiyatr Dr. Ayhan Akcan, Türkiye'deki silahlanma hakkında gelinen nokta konusunda bilgi verdi. Emekli gazeteci Cengiz Halil Çiçek'in oturum başkanlığındaki seminerde silaha yönelik rağbeti ve hükümetin çıkarmaya hazırlandığı yeni silah yasa tasarısını ele alan Dr. Akcan, 1989 yılından bu yana bireysel silahlanma oranının 10 kat arttığını dile getirdi. İnsanların mala yönelik suçları önlemek amacıyla silahlanmaya yöneldiğini kaydeden Akcan, buna rağmen bu suçlardaki oranın da1989 yılından bu yana 20-25 kat oranında yükseliş gösterdiğine dikkat çekti. Akcan, "Bu da gösteriyor ki bireysel silahlanma mala yönelik suçları engellemek için alınması gereken bir tedbir değil. Bu gün Türkiye'de yılda 3 bin kişi silahlardan çıkan kurşunlarla ölüyor. Ne yazık ki bu ölümlerin 700'ü de en mutlu günler olan düğünlerde, maçlarda ve bir anlık heyecanlar için atılan atılan maganda kurşunlarından oluşuyor. Oranlar ele alındığında ülkemizdeki her iki erkekten birinde ve her üç evden birinde ruhsatlı veya ruhsatsız silah bulunuyor. 1989 yılından bu yana silahlanma oranı 10 kat artmış. İnsanlar kendilerine yönelik tehditleri ve mala karşı işlenen suçları gerekçe göstererek silahlanma talebinde bulunuyorlar. Ama ne yazık ki yine oranlara baktığımızda mala karşı işlenen suç oranı da 89 yılından bu yana 20-25 kat artmış. Bu da gösteriyor ki tek başına silahlanma, bu suçları ortadan kaldırmak için bir tedbir değil" dedi. Hükümetin çıkarmaya hazırlandığı yeni silah kanunu ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Akcan, silah talep etme yaş sınırının da 21'den 25'e yükseltilmesi gerektiğine işaret etti. Ateşli silahlarla işlenen suçların yarıdan fazlasını 25 yaş altındaki insanların işlediğini kaydeden Akcan, yaş sınırının 25'e yükseltilmesinin, ilerleyen yıllarda bu suçları yüzde 25 oranında azaltacağını öne sürdü. Akcan şunları söyledi: "Ruhsatlandırmada hükümet yeni yasa tasarısı hazırlığı içinde. Ancak yeni yasanın içerisinde yer alması düşünülen bazı hususlar düşündürücü. Örneğin silah talep eden bir kişi 6 hekimden oluşan bir heyetten rapor alması gerekirken, yeni düzenleme ile bu sayı bir hekime düşürülüyor. Ayrıca hükümette silahların kayıt altına alınması ve bu yüzden vatandaşlardan istenen şartlarda biraz daha esneklendirme düşüncesi var. Yani hükümet silahların kayıt altına alınmasıyla suç oranında azalma olacağı düşüncesinde. Ancak durumun böyle olacağı kanaatinde değiliz. Çünkü silahlarla işlenen suçlar bir anlık öfkeden kaynaklanıyor. Bu nedenle biz vakıf olarak uzun vadede tamamen silahsız bir toplum oluşmasını istiyoruz. Yapılacak yasal düzenlemede de evlerde silah bulundurulması için eş rızası, aile hekimliği uygulaması içerisinde hekim rızası, avukat rızası ve ruhsatlandırma evresinde 28 günlük, 2 ve 6 aylık bekletme süresi uygulanmasını istiyoruz. Böylelikle silah alma taleplerinin önüne geçilmesi sağlanabilir. Biraz öncede belirttiğim gibi vakıf olarak kısa vadede polis ve jandarma dışında silahtan arındırılmış bir toplum, uzun vadede de tamamen silahsız bir toplumun oluşmasını arzuluyoruz." Dr. Akcan, basın mensuplarının da bu tür haberler yaparken, haberi sadece okunabilirlik boyutuyla değil sosyal boyutlarını düşünerek yapmaları gerektiğini öne sürdü. Haberlerin derinlemesine irdelenmesi, arkasındaki nedenlerinin araştırılması ve özellikle silahların ruhsatlı veya ruhsatsız olduğu konularının belirtilmesinin bireysel silahlanmanın önlenmesi noktasında önemli mesafeler alınmasına katkı sağlayacağını sözlerine ekledi. Seminerde, Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İncilay Cangöz, "Gazetecilik arayışı olarak barış gazeteciliği", Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi, Doç. Dr. Mine Gencel Bek, "Aile içi şiddet haberlerinde sorun odakları ve öneriler", Radikal Gazetesi Haber Koordinatörü Ertuğrul Mavioğlu ise "Editoryal açıdan şiddet haberlerinin değerlendirilmesi" konularında katılımcılara önemli bilgiler aktardı. Gaziantep'in yanı sıra, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Şanlıurfa, Adana, Osmaniye gibi şehirlerden gelen çok sayıda gazetecinin katıldığı seminer, genel değerlendirme ve sertifika dağıtımı ile son buldu.