Eskişehir’de parkta kendileriyle aynı yaşta olan üç çocuğun üç adet cep telefonu ile 15 TL parasını bıçak ve tehdit yoluyla alan 15 yaşındaki Ö.F., M.Ç. ve U.B. için savcılık tarafından 90 yıldan 135 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Savcının hazırladığı iddianame kabul edildi, olay sonrası çaldıkları telefonlar ile parayı geri vererek etkinlik pişmanlık gösteren üç çocuk, silah, tehdit ve zorla birden fazla kişiyle nitelikli yağma suçundan Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başladı. Suça sürüklenen çocukların avukatlarından Caner Çalış, yaşanan olayı tasvip etmediklerini ancak 15 yaşındaki her 3 çocuk için iddianamede talep edilen cezaların toplamının 90 ile 135 yıl olmasının dikkat çekici ve ağır olduğunu söyledi.
İddiaya göre, 15 yaşındaki Ö.F., M.Ç. ve U.B.’ nin Sütlüce Mahallesi’nde alkol alıp sigara içtikleri parka gelen 15 yaşındaki M.A.,N.F.’yi yanlarına çağırarak, isimlerini ve hangi okuldu okuduklarını sordu. Ardından sohbete başladı. Bu esnada, Ö.F.; M.Ç. ve U.B., M.A. ve N.F.’den sesine bakmak istediklerini belirterek ellerindeki telefonları aldı. Ancak N.F.’nin vermek istemediği telefonu üç çocuk zorla aldı. Alkollü oldukları iddia edilen üç çocuk telefonlara bakarken, bu esnada M.A.’nın telefonunu K.D. isimli arkadaşı aradı. Suça karışan çocuklar, K.D.’yi parka gelmesini aksi taktirde iki arkadaşını keseceğini söyledi. Parka gelen K.D.’den de internet bahanesiyle elindeki telefonu bıçak zoruyla aldı. Telefonların ardından bu kez mağdur çocukların üzerinde bulunan 15 TL’yi zorla ve tehditle alan şahıslardan biri bu esnada elindeki bıçağı bir çocuğun boğazında gezdirip, kulağına sürttü ve olay yerinden ayrıldı. Mağdur çocuklar durumu ailelerine iletti ve çocuklardan şikayetçi oldu. Bıçağın sürtülmesi esnasında çocuklardan birinin hafif yaralanan kulağı tıbbi müdahale ile tedavi edildi. Durumdan haberdar olan çocukların aileleri ise mağdur çocukların zararlarını karşıladı. Olay yerinde yapılan incelemede elde edilen meyve suyu şişesi, pet bardaklar, boş sigara paketi adli emanete alınırken, olayda kullanıldığı iddia edilen bıçak ise bulunamadı. Daha sonra savcılık tarafından konuyla ilgili iddianame hazırlandı. Savcı, 4 sayfalık iddianamede, suça sürüklenen 3 çocuğun, fikir ve eylem birlikteliği doğrultusunda birlikte hareketle parkta yanlarına gelen ve mahalleden tanıdıkları mağdur üç çocuğun zorla ve tehditle mallarını aldıkları, M.A.’nın elde edilemeyen bıçakla mağdurların boyun ve kulak kısımlarını sürttürdüğü, içlerinden birini hafif yaralandığı ayrıca mağdurların 15 TL parasını zorla ve tehditle aldığını belirtti. Savcı, olayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde, suça sürüklenen üç çocuğun silahla, zorla, tehdit ve yağlama yöntemiyle telefonları ile paralarını aldığının dosya kapsamında delilleri ile anlaşıldığına karar verdi. Buna göre savcı, suça itilen üç çocuğun, her bir mağdur çocuk için silah, tehdit ve zorla birden fazla kişiyle nitelikli yağma suçunu işlediğinden 30’ar yıldan 45 yıl olmak üzere toplamda 90 yıldan 135 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmalarını talep etti. Savcının hazırladığı iddianame 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi. 3 çocuk, bıçak zoruyla çaldıkları ve sonra geri iade ettikleri 3 adet cep telefonu ve 15 TL için nitelikli yağma suçundan mahkemede yargılanıyor. Suça sürüklenen çocuklar, ifadelerinde olay günü alkol aldıklarını ve sarhoş olup kendilerini kaybettiklerini, ne yaptıklarını bilmediklerini, olayda bıçak kullanılmadığını anlattı ve olaydan dolayı pişman olduklarını belirtti.

'OLAYI TASVİP ETMİYORUZ AMA İSTENEN CEZA DİKKAT ÇEKİCİ'

Suça sürüklenen çocukların avukatlarından Caner Çalış, yaşanan olayı tasvip etmediklerini ancak 15 yaşındaki her 3 çocuk için iddianamede talep edilen cezaların toplamının 90 ile 135 yıl olmasının dikkat çekici olduğunu söyledi. Bu noktada hukuksal bir durumdan bahsetmenin mümkün olmadığını kaydeden Avukat Çalış, şöyle dedi. “Hukuktan bahsedilmesi için ülkede yargı kararlarının yeksenaklığından (eşit olması) bahsedilmesi gerekmektedir. Ülkede yargı kararları arasında eşitlik olmadığı için bu duruma hukuki yönden bakmam mümkün değildir. İstenen ceza hukukçu olarak adalet duygum zedelenmekte. Bu durum Anayasa’sının 10.maddesinde belirtilen Kanun Önünde Eşitlik İlkesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.” dedi.