Ülkü Ocakları, Çin’in Sincan Uygur Bölgesi’nde baskı yapıldığı iddialarına ilişkin eylemleri sırasında Çinlilere ve Çinli iş yerlerine saldırıldığı yönündeki haberlerle ilgili suç duyurusunda bulundu. İstanbul Ülkü Ocağı Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, saldırıların kendileriyle alakası olmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çin’e gideceğini açıklaması üzerine daha önce baskı olduğunu söyleyenlerin söylemlerini değiştirdiğini ifade eden Yıldırım, Gezi benzeri eylem çıkarılmaya çalışıldığı yönündeki haberlere de tepki gösterdi.

İstanbul Ülkü Ocakları, bazı basın organları hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusundan sonra adliye önünde basın açıklaması yapıldı. İstanbul Ülkü Ocağı Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, Doğu Türkistan halkının sesini duyurabilmek, oradaki zulümleri anlatabilmek için yapılan çalışmalarda ülkücü gençliğin hedef haline getirildiğini savundu. Yıldırım, “Buradaki zulmü görmek istemeyen kişiler tarafından sanki orada bir şey olmuyormuş gibi dezanformasyona uğratılarak alaycı bir konuyla olayların üstü kapatılmak isteniyor.” dedi.

Sultanahmet’teki eylemdeki mitinglerinde Çinli yerine Koreli dövüldüğünün haberleştirildiğini hatırlatan Yıldırım, “Biz zaten orada bir Korelinin, Çinlinin dövülmediğini söylemiştik. Emniyette de böyle kayıt yok. Kore Büyükelçiliği de kendilerine böyle bir şikayet gelmediğini söylemişti.” diye konuştu.

Bir lokantada düzenledikleri geleneksel iftarın da çarpıtıldığını ifade eden Yıldırım, “İftar yemeği düzenlemiştik ve sonunda hatıra fotoğrafı çekinmiştik. Fakat bazı basın kuruluşları tarafından sanki ülkücüler yanlışlıkla Çinli fırın yerine Çinili fırını protesto etti şeklinde anlatılmıştır. Burada görüyoruz ki bir takım odaklar Doğu Türkistan’da yapılan zulmü karalamak ve ortadan kaldırabilmek için karşı taarruza geçti. Bunu da nasıl yapacaklar? Karşı tarafı küçük düşürebilmek bu eylemlerde bulunanları ve alay konusu yapabilmek açısından bu tür haberlerde bulunmaktadırlar.” şeklinde konuştu.

Yıldırım, haberin basın mensubunun namusu ise bu yapılan haberlerin hızlı bir şekilde düzeltilmesi gerektiğini kaydetti.

Son dönemde Doğu Türkistan’da zulüm var mı yok mu tartışması yaşandığını söyleyen Yıldırım, “Son bir yılda Türkiye’ye binlerce Uygur Türk'ü gelmeye başladı kaçak yollardan. Eğer bu insanlara orada zulüm edilmiyorsa 3-4 ülke değiştirerek, yolda hastalanarak, ölüme karşı mücadele ederek Türkiye’ye gelmeyi niye tercih ediyorlar? Türkiye’ye geldikleri zaman sağlık, eğitim konusunda da maalesef faydalanamıyorlar. Eğer orada güzel bir şekilde yaşıyorlarsa, baskı görmüyorlarsa neden bu kadar zahmeti çekip Türkiye’ye gelme gayreti içinde oluyorlar?” dedi.

Çin’de Müslümanların rahatça ibadetleri yapabildikleri yönündeki haberlere de tepki gösteren Yıldırım, “Çin, Çinli Müslümanlardan oluşan bir heyet kurmuş. Bunlar camide ibadetlerini yapıyor, oruçlarını tutuyor. Tüm basın kuruluşları da gidip sadece Çin devletinin izin verdiği o alanı çekiyor. Buraya yapılan, servis edilen haberlerde de sanki zulüm yokmuş gibi insalar güzelce ibadetlerini yaşıyormuş gibi gösteriliyor.” iddiasında bulundu.

Devlet yetkililerinin Çin ile ekonomik sıkıntıya sebebiyet vermemek için soykırımı görmezden gelme derecesine geldiğini kaydeden Yıldırım, haberlerle alakalı derhal ülkücü gençlerden ve Doğu Türkistanlılardan özür dilenmesini talep ettiklerini belirtti. Yıldırım, “Bu davalardan alacağımız tazminatı da Doğu Türkistan’daki soydaşlarımızın mücadelesine göndereceğiz.” şeklinde konuştu.

Yıldırım’a Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çin ziyareti öncesi bu olayların kasıtlı yapıldığı ve Gezi benzeri eylem yapılmak istendiği şeklindeki haberler hatırlatıldı. Yıldırım, “Bu olaylar yaşanmadan önce bütün basın, milletimiz şu konuda hemfikirdi, orada bir soykırım yapılıyor gerçekten büyük bir işkenceye maruz bırakılıyor. Çünkü Çin hükümeti o bölgede çok hakim. İnternetini, ulaşımını bütün imkanlarını kesebiliyor. Fakat son zamanda Cumhurbaşkanı ‘Çin’e gideceğim’ dedikten sonra herkes söylemini değiştirmeye başladı. Bu sefer de Gezi eylemi gibi provokasyon yapılıyormuş demeye getirdi. Kimsenin böyle bir şeyi yok. Keşke Çin hükümeti soykırım yapmasa da biz de sesimizi çıkarmasak.” diye konuştu.

Çinli restoranlara saldırının Türk insanıyla alakası olmadığını savunan Yıldırım, “Emniyet kayıtlarına da bakarsanız son gözaltına alınanlar o bölgedeki Çin restoranlarının kendi arasındaki rekabetten kaynaklandığını görebilirsiniz.” dedi.

Dilekçede, bazı haber siteleri hakkında basın yoluyla hakaret suçundan dava açılması istendi.