Üst kat komşularının kurduğu güneş enerjisinden sızan su sebebiyle zor anlar yaşayan vatandaş, konuyu yargıya taşıdı. Apartmandaki güneş enerjisi mahkeme kararıyla kaldırıldı. Su sızıntısı sebebiyle dairesinde zarar meydana geldiğini öne süren vatandaş bu kez maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açtı. Mahkeme, güneş enerjisinin suyunun sızdığı dairede oturan vatandaşa hem maddi hem de manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme, Yargıtay tarafından bozulan kararında direnince devreye giren Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, su sızıntısının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığına hükmederek manevi tazminatın kaldırılmasına karar verdi.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu oy çokluğu ile aldığı kararla, güneş enerji su sisteminin su akıtarak, alt kattaki daireye zarar vermesinin manevi tazminat gerektirmeyeceğine hükmetti. İlginç olay, Uşak'ta meydana geldi. Aynı apartmanda ikamet eden Ş.D. ile komşuları M.Z., İ.K. ve N.I., güneş enerjisi sisteminin su sızdırması sebebiyle mahkemelik oldu. Güneş enerjisinden sızan suyun dairesine zarar verdiğini belirten Ş.D., sistemin kaldırılması talebiyle 2007 yılında el atmanın önlenmesi davası açtı. Sistem, 2010 yılında mahkeme kararıyla kaldırıldı. Uşak 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne müracaat eden Ş.D., M.Z., İ.K. ve N.I. tarafından kurulan güneş enerji sisteminin su sızdırması nedeniyle dairesinin zarar gördüğünü, dairesinde meydana gelen zarar nedeniyle toplam bin 121 lira harcama yaptığını ve manevi olarak sarsıldığını ileri sürerek, bin 121 lira maddi zarar ile 2 bin manevi zararın davalılardan tahsilini istedi. Mahkemede savunma yapan 3 komşu ise davacının maddi tazminat istemini kabul ettiklerini ancak manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesini talep etti. Uşak 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, Ş.D.'nin hem maddi hem de manevi tazminat talebini kabul etti. Kararı davalı 3 komşu temyiz etti.

ENERJİNİN SU SIZDIRMASI KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI ANLAMINA GELMEZ

Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire kararında, "Mahkemece dinlenen tanıklar davacının dairesinin zarar görmesi nedeniyle başka yerde kalmak zorunda kaldığını bildirmişlerse de bu yön kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmayıp, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu somut delillerle kanıtlanamamıştır. Açıklanan nedenlerle manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulü doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir." denildi. Dava dosyasını yeniden değerlendiren Uşak 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, ilk kararında direndi. Davalılar bu kararı da temyiz edince davada son sözü Yargıtay Hukuk Genel Kurulu söyledi. Davanın komşuluk hukukuna dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olduğuna dikkat çeken genel kurul, kararını oy çokluğu ile aldı.

GENEL KURUL ÜYELERİ GÖRÜŞ AYRILIĞI

Davalı 3 kişinin maddi tazminatı kabul ettiğine dikkat çekilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, uyuşmazlığın davacının kişilik haklarının zedelenip zedelenmediği, buna göre manevi tazminata hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplandığına vurgu yapıldı. Yargılama sürecinde davalıların güneş enerji sistemini kaldırdıklarının belirtildiği kararda, şu ifadelere yer verildi: "Mahkemece dinlenen davacı tanıkları, davacının dairesinin zarar görmesi nedeniyle başka yerde kalmak zorunda kaldığını bildirmişseler de su sızıntısı nedeniyle doğan maddi zarar veya bu nedenle kısa süre başka yerde kalınması hususları kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmayıp, tanıklar davacının aşağılandığı yönünde görgüye dayalı beyanda bulunmamışlardır. Bu haliyle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu somut delillerle kanıtlanamadığından, davacı yararına manevi tazminat koşullarının oluştuğu kabul edilemez. Genel kurulda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından, davacının evine davalıların güneş enerji sisteminden su sızması ve sonrasında davacının geçici de olsa başka bir eve taşınmak zorunda kalması nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelendiği gerekçesiyle direnme kararının onanması gerektiği görüşü dile getirilmiş ise de bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. O halde genel kurulca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeplerle direnme kararı bozulmalıdır."