Madde bağımlılığı ve korunma yolları konusunda bugüne kadar 914 konferans vererek yaklaşık 201 bin kişiyi bilinçlendiren bağımlılık uzmanı polis memuru Mustafa Yücel, yeni eğitim yılının başlaması dolayısıyla sosyal paylaşım sitelerinden öğrenci, öğretmen ve velilere tavsiyelerde bulundu. Sentetik uyuşturucuya başlama yaşının İzmir'de 13-14'e düşmesinin, ebeveynleri endişelendirdiği gibi uyuşturucu tacirlerinin de iştahını kabarttığına dikkat çeken Yücel, polisin okul önlerinde gerekli önlemleri aldığını, uyuşturucu konusunda tehlikenin, bilinenin aksine okul önlerinde değil, her yerde olduğunu söyledi.

Uyuşturucu madde tacirleri için okul önlerinin satış için güvenli olmadığını belirten bağımlılık uzmanı Yücel, “Okul giriş çıkışlarında polisin aldığı önlemler, okula gelip giden yüzlerce öğrencinin, öğretmenin olması, zaman zaman okul önlerine çocuğunu almaya gelen velilerin varlığı, servis şoförlerinin olması, resmi teçhizatlı güvenlik görevlilerinin varlığı, torbacı tabir edilen uyuşturucu madde satıcıları için tehlike arz etmektedir. Tehlikeyi okul önlerinde değil sokaklarda, parklarda, kafelerde, otobüs duraklarında, bar, pavyon, müzikli eğlence merkezlerinde vs. hayatın her alanında görebiliriz, çünkü uyuşturucu madde tehlikesi hiç tanımadığınız, ilk kez gördüğünüz birisinden değil, en yakın arkadaştan gelmektedir.” uyarısında bulundu.

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de en önemli ve öncelikli sosyal problemlerinin başında uyuşturucu madde bağımlılığının geldiğini vurgulayan polis memuru Yücel, bununla etkili mücadelenin sadece polisiye tedbirlerle değil, bütün kamu kurum ve kuruluşları, STK’ler, basın kuruluşları, üniversiteler, anne ve babalarla yapılacağını, bu şekilde asgari seviyeye indirilebileceğini belirtti. Uyuşturucu madde bağımlılığı ve kaçakçılığı ile mücadelede izlenecek yolları "talep azaltma", "arz ile mücadele" ve "rehabilitasyon" başlıkları altında özetleyen Mustafa Yücel, şöyle devam etti: “Uyuşturucu madde kaçakçılığı ve bağımlılığı ile etkili mücadelede başarının ilk adımı talep azaltma, yani eğitim faaliyetleriyle bireylerin bilgilendirilmesidir. İkinci yolu, arz edilen miktarla mücadele, yani uyuşturucu madde kaçakçılığı ile mücadele kapsamında alınan polisiye tedbirlerdir. Üçüncü yol ise rehabilitasyon, yani bağımlı bireylerin tedavi edilerek topluma yeniden kazandırılmasıdır.”

ÖNLEMEK, TEDAVİ ETMEKTEN DAHA UCUZ

Uyuşturucu konusunda önleme faaliyetlerine harcanan para ve ayrılan zamanın, uyuşturucu batağına saplanmış bir kişiye harcanan tedavi masraflarından çok daha ucuz ve kısa olduğunu da ifade eden Yücel, “En kısa yoldan, 1 veya 1,5 saatlik bir zaman ayırarak konferansa katılıp bu bataklığa düşmeden yolunuza sağlıklı bir şekilde gidebilirsiniz. Madde bağımlılığı tedavisi ise oldukça uzun ve zor bir süreçtir. Tedaviden sonra ise hastanın rehabilitasyon aşaması başlar ve bağımlı kişinin ruhsal problemleri çözümlenmeye çalışılır. Madde bağımlısı bireylerin tedavide başarı oranları ise oldukça düşüktür.” dedi.

'RİSK GRUBU ÖĞRENCİLER BİLİNÇLENDİRİLMELİ'

Öncelikli olarak maddeye başlamada risk grubunu oluşturan 13-25 yaş grubu öğrencilerin bağımlılık, tehlikenin nereden nasıl gelebileceği, uyuşturucu satıcılarının özellikleri, yaklaşım tarzları gibi konularda, sahasında uzman kişilerce bilinçlendirilmeleri gerektiğinin altını çizen Yücel veliler, okullarda rehber öğretmenler ve yöneticiler başta olmak üzere bütün öğretmenlerin, kantin görevlilerinin, servis şoförlerinin ve okul güvenlik görevlilerinin, madde bağımlılığı konusunda bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu kaydetti.

UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE KONUSUNDA 914 KONFERANS

Türkiye Uluslararası Uyuşturucu ve Organize Suçlarla Mücadele Akademisi’nde (TADOC), 2003 yılında "Madde Kullanımıyla Mücadele Eğiticilerin Eğitimi Uzmanlık Programı"na katılarak uzman olduktan sonra madde bağımlılığı ve korunma yolları konusunda bugüne kadar 914 konferans veren polis memuru Mustafa Yücel, 201 bin kişinin bilinçlendirilmesine katkıda bulundu. Uyuşturucu maddelerle mücadelede gençleri, anne ve babaları bilinçlendirmek amacıyla görev esnasında karşılaştığı olaylardan esinlenerek, "Boşluk" ve "Yaşa(t)mak" isimli iki tiyatro oyunu da yazdı. Oyunlar, toplam 63 defa sahnelenerek 20 bin 600 seyirciye ulaştı. Verdiği eğitimler sırasında, gerek organizatörlerden gerekse dinleyicilerden, şahsi duygu ve düşünceleri içeren 6 bin 780 mektup aldı.