Van’da bir grup vatandaş, bir kuyumcu tarafından dolandırıldıklarını ileri sürerek eylem yaptı. Para verdikleri kuyumcunun bir hafta önce intihar ettiğini belirten mağdurlardan Sinan Parsak, kuyumcunun ailesinin de bir gece yarısı Van’dan kaçtığını söyledi. Kendisinin ve kocasının emekli maaşını kaptırdığını belirten mağdurlardan Hatice Burbak ise "Nereye kadar kaçacaklar? Eğer onlarda iğne ucu kadar iman varsa kaçmasınlar, dönüp gelsinler. Milletin hakkını versinler." dedi.

Van’ın Beşyol kavşağında bulunan Beşyol Kuyumculuk’un önünde bir araya gelen bir grup vatandaş, dolandırıldıklarını iddia ederek dükkanın önünde eylem yaptı. Mağdurların bir kısmı paralarını altın alım-satım yatırımı için Beşyol Kuyumculuk’un sahibi Ahmet E. ile ortağı Nazmi Ö.’ye verdiğini, bir kısmı da paralarını emanet bıraktıklarını söyledi. Kuyumculuğun sahiplerinden Ahmet E.'nin 6 Nisan 2015’te intihar ettiğini belirten mağdurlardan Sinan Parsak, ailenin geri kalanının da bir gece yarısı Van’dan kaçtığını anlattı.

İntihar eden Ahmet E.’nin 40 yıllık komşusu olduğunu belirten Parsak, "Askeri ücretle çalışıyorum. 3 Nisan'da biraz altın aldık. ‘Burada kalsın’ dedi. ‘Ne zaman ihtiyacın olursa gel burda bozdur’ dedi. 40 yıllık komşum dedim, güvendim. 4 gün sonra intihar etti. Ailesi varlıklı insanlar, bize dediler ki, az da olsa biz kimseyi mağdur bırakmayacağız, paranızı vereceğiz dediler. Cumartesi bana söz verdiler. Biz geldiğimizde kaçıp gitmişler. 5 aile birlikte noter huzurunda başkalarına taşınmazlarını devredip gitmişler. 100 bin veren adam 10 bine razıyım diyor. Sakat bir arkadaş 8 bin lira vermiş, ona bile göz koymuşlar. Sakatı yaşlısı, 68 yaşında bir kadın dün hüngür hüngür ağlıyordu. Onun emekli maaşını her şeyini buraya yatırmıştım. Biz mağduruz. Adliyede savcıya gittim. Savcı 'ben hiçbir şeylerine el koymamışım', avukata gittik, 'bunların mal varlığı yok'. 6 kamyon var diğer taşınmazları başkasının adına yapıp gece 02.00’de kaçıp gittiler. Burada 400-500 aileyi çoluk çocuğuyla beraber bırakıp gittiler." diye konuştu.

Mağdurlardan Yaşar Topaloğlu, Ahmet E. ile 10 yıldır birlikte olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Dört dörtlük bir adamdı. Evini sat deseydi satardık. O kadar güveniyorduk. Bu kadar paramızı verdik. Altınımızı verdik. Arsalarını ona yatırdılar. Ahmet’in başına gelen felaketi bilmiyoruz. Kumar mı oynamış borsa mı oynamış. Ne yaptığını bilmiyoruz. Kendi kendini öldürdü. Taziyesine gittik. Arkadaşları akrabaları dedi ki 'biz tezgahı açıp paranızı ödeyeceğiz.' Tezgahlarını açınca hepsi 'borcu tamam ödeyeceğiz' dedi. Ondan sonra demek bu kadar insan keriz yerine koyup parayı alıp gittiler. Ortağı Nazmi Ö. 'ben ortağı değilim' diye aradan sıyırıyor. Hiç kusura bakmasın, herkesin parasını ödemek zorunda."

Altını olanlar altın, parası olanlar para olarak verdiğini belirten Topaloğlu, "5 -6 trilyon olduğunu biliyoruz. Kimi ev parası, kimi arsa parası, kiminin düğün parası. İş çözülene kadar peşini bırakmayacağız. Yetkililer, bu kadar insanın sesini duyup çare bulsunlar." şeklinde konuştu.

'EKMEK ALACAK PARAMIZ KALMADI'

Mağdurlardan emekli Hatice Durbak, kendisinin ve eşinin emekli parasını kuyumcuya verdiğini söyleyerek, "Hangisini söyleyeyim. Dükkanı yeni açıp güven kazanınca dedik yeni dükkan açmış. Hem biz kazanalım o dedik. Altın yükselince bozuyorduk. Düşünce alıyorduk. Ticaretimiz böyleydi onunla. Ama her alıp sattığında altın başına 15-20 TL kendi karını alıyordu." ifadelerini kullandı.

Bütün parasını kaptırdığını aktaran Durbak, "Bizim şimdi elektrik ödeyecek paramız yok. Parmağımdaki yüzüğümden başka bir param yok. Bunu elektriğe mi vereyim, ekmeğe mi, suya mı, öğrenci evladına mı göndereyim? Evimin aidatına mı vereyim. Yeğenim var annesiz babasız bir çocuktur. Onun birkaç altını. Zekatıma kadar. Nereye kadar kaçacaklar. Eğer onlarda iğne ucu kadar iman varsa kaçmasınlar dönüp gelsinler. Gelsinler mallarını mülklerini bıraksınlar. Milletin hakkını versinler."