Üsküdar’da vapurda gözaltına alınan Prof. Dr. Osman Özsoy, katıldığı bir televizyon programındaki sözleri nedeniyle yargılandığı davada beraat etti. Gözaltına alınma sürecini anlatan Özsoy, “Eminönü vapuru Üsküdar’a yaklaşırken meğerse beyefendi (polis) yanımda oturuyormuş. ‘Canlı bombalar patlamadan yakalamak hukuka uymaz, eyleme geçmesi lazım’ denilen ülkede bu ülkenin bir profesörünü, gazetecisini gemide derdest edip aldılar.” dedi.

İstanbul Anadolu 27. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Osman Özsoy katıldı. Duruşmada avukatsız olarak kendisini savunan Özsoy’un beraatine karar verildi. Adliye çıkışı gazetecilere açıklama yapan Özsoy, televizyon programındaki sözleri nedeniyle ‘halkı korkutarak paniğe sevk etmek’ ve ‘tehdit’ ile suçlandığı ifade etti. Özsoy, “Bu süreç 27 Nisan tarihinde katıldığım bir televizyon programında söylediğim iddia edilen sözler üzerine açılmış bir dava ile ilgili başlamıştı. Hatırlanacağı gibi beni vapurda gözaltına almışlardı. Ben vapura binmeyi düşünmüyordum. Eminönü vapuru Üsküdar’a yaklaşırken meğerse beyefendi yanımda oturuyormuş. ‘Canlı bombalar patlamadan yakalamak hukuka uymaz, eyleme geçmesi lazım’ denilen ülkede bu ülkenin bir profesörünü, gazetecisini gemide derdest edip aldılar. Bunu tarihe not olarak düşmek istiyorum.” şeklinde konuştu.

Özsoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hakime sordum; program yapalı 4 gün olmuş, benden kim korkmuş? diye. Benden korktuğu için mahkemelere başvuran var mı? diye sordum. ‘Bir kişi olmuş’ dedi ve davacının adını verdi. Geçtiğimiz 10 ay içerisinde tam 51 vilayete konferansa gittim. İnsanlar beni onlara moral veriyorum diye davet ediyorlar. Kimse beni ‘gel bizi korkut, yüreğimiz hoplat’ diye davet etmiyor. Duruşmaya hazırlanırken TGC, Basın Konseyi ve ilgili mercilerden bu suçlardan daha evvel dava açılmış insanlar var mı? dedim. Böyle bir suçlamayla kimsenin suçlanmadığını gördüm. Çok zorlama bir suç olduğu ortadaydı zaten.”

‘MAHKEMELERDE SUÇ ÜRETİLİYOR’

Mahkemelerde suç üretildiğini söyleyen Özsoy, “Belli iktidar yanlısı kanallarda ve gazetelerde kimi hedef alacaklarsa bazı haberler yaptırıyorlar. Bunun üzerine yandaş savcılar harekete geçiyor. Yandaş hakimlerden de karar çıkarıyorlar. Bunların oranı Türkiye genelinde yüzde 1 dahi yok. Yargının yüzde 99’unu tenzih ediyorum. Bana söz hakkı verildiğinde bu suçlamaların ne kadar yersiz olduğu ortaya çıktı.

Gözaltına alındığımda avukat istemediğimi beyan etmiştim. Fakat suçlandığım konu itibariyle avukat bulunması gerekiyormuş. Bugünkü davada avukat istemediğimi özellikle hakime beyan ettim. Ben bu ülkenin profesörüyüm. Söylediğim, yazdığım şeyin ne anlama geldiğini bilirim. Bu konuda kesinlikle avukata ihtiyacım yoktur. Kendi işimi kendim görürüm. Alnımızın akıyla bu davadan çıkmış olduk.” ifadelerini kullandı.