İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Başkanı Nazım Biçer, dünyanın en önemli deprem kuşaklarında bulunan Japonya’nın tarihindeki yıkıcı depremlerden ders almasını bildiğini vurgulayarak, Türkiye’de ise bu konuda kesin sonuç verecek önlemler alınmadığını söyledi. Biçer, depremle ilgili bilinç oluşturmak, yetkilileri önlem almaya çağırmak ve dayanıklı yapı üretim sürecinin yerleşmesini sağlamak amacıyla pek çok çalışma yaptıklarını bildirdi.

145 kişinin hayatını kaybettiği, bin 517 kişinin yaralandığı, 76 bin konut ve işyerinin etkilendiği 6,2 büyüklüğündeki Adana-Ceyhan depreminin 17. yılında açıklama yapan Biçer, “Depremin yıkıcı etkisi ancak yapı üretiminin ve denetiminin nitelikli hale getirilmesi ile azaltılabilir.” dedi.

Türkiye’de depreme dayanıklı bir yapı üretim sisteminin yerleşmesi yolundaki çalışmaları bıkmadan sürdürmeye kararlı olduklarını belirten Biçer, bunun sağlanabileceğinden de emin olduklarını vurguladı. Biçer, “Çünkü biliyoruz ki her zeminde güvenli yapı üretimi mümkündür. Yeter ki bilim ve tekniği doğru kullanalım; yasalar yönetmelikler toplum yararına oluşturulsun; insan hayatının, can güvenliğinin her şeyden önce geldiği, ranta ve kar hırsına heba edilmediği bir toplumsal yaşam oluşturabilelim.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de bir daha aynı acıların yaşanmaması için güvenli yapı üretimi ve denetim sisteminin eksiksiz işlerliğine ihtiyaç bulunduğunun altını çizen Biçer, şöyle devam etti: “Bunu sağlamanın mümkün olduğunu, dünya çapındaki depremleri ve etkilerini gözlemlediğimizde açıkça görmekteyiz. Dünyanın en önemli deprem kuşaklarında bulunan Japonya tarihindeki yıkıcı depremlerden ders almasını bilmiştir. Neredeyse depremsiz günü geçmeyen Japonya örneği göstermektedir ki, güvenli yapı üretimi sağlanabilmekte ve bunun sonucunda depremin oluşturduğu yıkıcı sonuçlar asgari düzeye indirilebilmektedir. Japonya’da can almayan aynı şiddetteki depremlerde Türkiye gibi ülkelerde yaşanan can kaybı rakamları acı gerçeği ortaya koyduğu gibi yapılacakları da açıkça ispatlamaktadır.”

Amaçlarının depremin her yıl dönümünde acıları depreştirmek değil, sorumlulara sorumluluklarını hatırlatmak olduğuna dikkat çeken Nazım Biçer, Ceyhan’da deprem sonrası ilk yıllarda yapı üretim sürecine dikkat edilmeye çalışıldığını, zamanla yapı yoğunlukları artırılarak adeta bu afetin unutulduğunu savundu. Bölgede ve Ceyhan’da sorumluları imar düzenlemelerinde deprem gerçeğini unutmamaya davet eden Biçer, “Devletin en temel görevlerinden birisi sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler meydana getirmek. Doğal varlıkları, ekolojik, tarihi, kültürel, toplumsal değerleri koruyan, insanca yaşamı temin eden yerleşim politikaları izlenmeli. Bunu sağlamak için de barınma ve kullanma amaçlı yaşam alanları deprem şartnamelerine uygun projelendirilmeli. Deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalarda kamu yararı ve ülke çıkarı bağlamında ulusal bir deprem politikası ve stratejisi belirlenerek ciddi programlar oluşturulmalı. Daha da önemlisi bunlar yaşama geçirilmelidir. Amacımız depremlerin afete dönüşmesinin engellenmesi, depreme dayanıksız binaların yol açacağı felaketlerin önüne geçilmesidir.” dedi.