İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde düzenlenen "Tarihsel Bağlamda Yükseköğretimin Anlamı ve Geleceği" başlıklı konferansa katılan Prof. Dr. Durmuş Günay, Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'nun kapatılamayacağını söyledi. Kurulun tarihi gelişim sürecini anlatan YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Günay, yüksek öğretimin ya tek parti ya da askerî darbeler sonucunda yapılan düzenlemelerle dizayn edildiğini aktardı.

YÖK’ün kuruluş tarihinin 1981 değil, 1973 yılı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Günay, “Dolayısıyla YÖK, 12 Eylül ürünü değildir. En çok eleştirilen YÖK Kanunu, 34 yıldır yürürlükte olan 1981 yılı YÖK Kanunu'dur. Bu kanunda, YÖK tarafından sürekli dönüşüm yapılıyor. Bir nevi evrim geçiriyor. Kanunun giriş tarafları hariç değişmedik maddesi kalmadı. O bakımdan sistem ayakta duruyor. Her ne kadar herkes, siyasi partiler de dahil, ‘YÖK'ü kaldıracağız’ diye yazsalar da olmuyor. Sebebi, böyle bir kuruma ihtiyaç var. Nasıl ki Maliye Bakanlığı'nı kapatamazsınız, YÖK’ü de kapatamazsınız. Bunu diyenler, YÖK’ün işleyişini görünce uzaktan görüldüğü gibi olmadığını görüyorlar.” şeklinde konuştu.

13 YILDA 108 ÜNİVERSİTE KURULDU

YÖK’ün sistematik bir bütün olduğunu ifade eden Durmuş Günay, güncel verilerle ilgili bilgi de ktardı. Türkiye'de halen 109’u devlet ve 76’sı vakıf olmak üzere 185 üniversite bulunduğunu kaydeden Günay, şunları söyledi: “Öğrenci sayımız 6 milyon 62 bin 886. Okullaşma oranımız yüzde 88,34. 2003 yılına kadar 77 üniversitemiz, yani 70 yılda 77 üniversite varken 13 yılda 108 üniversite kurduk. YÖK’ü sayısal olarak patlattık. Bu, Türkiye’nin biriktirmiş olduğu potansiyelin kinetik enerjiye çevrilmesidir, toplumun beklentilerine cevap vermektir. Kalite konusunda eleştiriler alıyoruz. 1955 yılında gazete başlığı, 'İş zıvanadan çıktı, Ege Üniversitesi de kuruldu', 'İzmir’e de üniversite kuruldu' şeklindeydi. Bugün Türkiye’de tıp fakültelerinde, bir hoca başına 4,77 öğrenci düşüyor. Almanya’da bu 196’dır.”

‘YÖK'ÜN GÖREVİ İŞ BULMAK DEĞİL, YÜKSEK VASIFTA ÖĞRENCİLER YETİŞTİRMEKTİR’

YÖK rakamlarına göre okullaşma ve öğrenci sayısı bakımından Avrupa ülkelerinin geride bırakıldığını belirten Prof. Dr. Günay, “Bizden bir şey olmaz demeyin. Önümüzde Finlandiya, Güney Kore ve Amerika var. Sayısal olarak iyiyiz. Okumak isteyen herkese cevap vermemiz lazım. Bir toplumda yükseköğrenim görmüş nüfusun oranı, başlıbaşına o toplumun gelişmişlik parametresi olarak değerlendirilir. Bu noktada her şehirde üniversite olmasını, 'okumuş işsizler oluyor' diyerek eleştirenler çıkıyor. Bizim görevimiz iş bulmak değil. Bizim görevimiz, yüksek vasıfta öğrenciler yetiştirmek.” diye konuştu.